13.03.2021, 09:49 83

Aidiyet psikolojisi üzerine

Yalnız kalmak, yaşadığı cemiyetin üvey evladı olmak veya anlaşılamamak insan ruhunun tecrübe ettiği ağır imtihalarıdır. Bu acıyı mahkumlar ama zaman zaman hepimiz tecrübe ederiz. Aslında böyle zamanlarda insanı acıtan, kendisini sahipsiz ve kimsesiz hissetmesidir.

Kur’an bu konuda, yüreğimize şifa tadında şu hatırlatmayı yapar: “Onlar bir musibete uğradıklarında: “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve sonunda yine O’na döneceğiz derler” (Bakara:2:156) Bu ayet aslında 'Yalnız değilsin ve yaşadıkların boşuna değil! demektedir ruhu incinen insana.

İncinen bir yüreğe merhem, adiyet duygusudur. Bunun için, insanın bir dostu olması mühimdir. Zaten Arapça dost, anlamına gelen ‘sahabi’ ile ‘sahip’ kelimeleri aynı kökten gelir. Zira dost, sahip çıkan ve yol arkadaşını yalnız hissettirmeyendir. Lakin özellikle hapishanedeki mahkumlar ve zaman zaman hepimiz yalnız kalırız. İşte o dem, incinen ruhumuza tiryak gibi yukarda zikrettiğimiz ayeti hatırlamalıyız. "Doğrusu biz Allah’a aidiz ve sonunda yine O’na döneceğiz derler” (Bakara: 2:156) Kim olduğunu ve nerde olduğunu bilen acısını yönetebilir. Zira tecrübe ettiği acının niçinini bilen onu nasıl yöneteceğini de bilir.

Rabbimizin sıfatlarından bağımsız bir hayat yaşamıyoruz. Mesela O’nun, Rahman ve Rahim oluşu hayatımızın her alanını dolduruyor. Her nefeste rahmaniyeti, ciğerlerimize çekmiyor muyuz? Her yudumladığımız su, O’nun er Rahim isminin tecellisi. Esen rüzgar, Rabbimizden gelen bir atiyye-i Rahmaniye. Ya peki yağan yağmur ve inci tanesi gibi arza nazikane dokunan kar taneleri? Bunlar Allah’a ait olduğumuzu hatırlatan birer ayat-ı tekviniye degil mi?

İnsan kendisini, bir yere ait hissederse sabır gücü artar. Mesela bir anne, kendisini yuvasına ait hissetse yavrusunun gece vakti ağlaması, onu doyurması, bezini değiştirmesi, o anneye zor gelmez. Bir baba, kendisini evladına ait hissetse ekmek teknesi için çalışması, ter dökmesi, türlü sıkıntılara ve zahmetlere katlanması, ona ağır gelmez. Bir kişi kendisini bir ülkeye ait hissetse, icabında toprağı için canını dahi verebilir. İşte aynen bunun gibi insan, kendisini Allah’a ait hissedince ve O’nun kulu olduğunu farkedince firak ve iftirak, acı ve ızdırap, zahmet ve musibet, bu dar-ı dünyada insana ağır gelmeyecektir.

İnsanı yaratan Allah, hiç kulunu bilmez mi? İşte zikrettiğimiz ayet bize diyor ki: Ey acı çeken ruh! Kime ait olduğunu hatırla. Sen ki Allah’a aitsin. O’ndan geldin ve O’na döndürüleceksin. Sana geçici olarak ait olan şeyler için mesela eşin veya çocuğun ya da annen-baban için katlandığın zorluk ve meşakkat gibi sabır göstermeli ve metin olmalısın. Zira bunlar fani hayatta  geçici olarak sana aitler lakin ebedi olarak sen, seni yoktan yaratan Allah’a aitsin. Nasıl ki her ait olan, ait oldugu yere döner, sen de Rabbine döndürüleceksin.

Bu yazdıklarımı bugün bir mahkumla paylaştım. Zira yıllardır ailesiyle görüşmüyordu. Kendi kızı, kendisiyle görüşmek istemiyordu. Mektuplarına dahi cevap vermiyordu. Bebek iken gördüğü kızı şimdi 25 yasında olmasına rağmen babasıyla görüşmüyor belki de ondan utanıyordu. İşte ruhu incinen bu insanı kapkaranlık bir zindanda ve bu kasavet dolu hayatta teselli edecek tek şey vardı. "Allah’a aidiz ve O’na döndürüleceğiz" ayeti.

Hepsi geçecek. Hepsinde bir hikmet ve bizi inşa eden bir taraf var. Seni yoktan yaratan Allah, abes olsun diye yaratmadı? Öyleyse sabır ile şükür ile ve dahi istikamet içinde yolumuza devam etmeliyiz.

Selam ve dua ile

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 24 Kasım 2024
İmsak 05:55
Güneş 07:20
Öğle 12:30
İkindi 15:09
Akşam 17:31
Yatsı 18:50
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı