İnsan en çok kendisine değer verilmediği zaman gocunur. Oysa ki her şeyi yaratan Rabb'in insana değer verdiği için kendisini yarattığını unutur.
İnsan kendisine değer vermelidir. Çoğu kez başkalarına gereğinden fazla değer vermekten yakınan insanın, en temel problemi kendisine değer vermemesidir.
Aslında içinde yaşadığımız dünya’nın da sorunu budur. 15 yıllık meslek hayatımda insanlar niçin suç irtikap ederler? sorusuna gözlemlerimden yola çıkarak verebileceğim en kısa cevap “Değer görmedikleri ve değer vermedikleri için” şeklinde olacaktır. Değer görmediği için değer verilmeyen insanlar suç işlemeye devam etmektedirler.
Kendi hayatı'nın değerli olduğuna inanan bir kimse suç işleyerek kendisini ve sevdiklerini riske atmaktan kaçınır. Dahası kendisine değer veren insan başkasına da değer verir.
Aslında vahyin yeryüzündeki her bir şeyi insanın hizmetine musahhar kıldığını hatırlatması, insanın kendisini değerli hissetmesi için değil midir? Kur’an bu konuda şöyle der: “İşte (ey insanlar), görmez misiniz ki Allah göklerde ve yerde bulunan her şeyi emrinize amade kılmıştır; açıktan ve gizli olarak size nimetlerini bol bol ihsan etmiştir.” (Tevbe:9: 119)
En temel öğreti olan tevhid dahi insana verilen değerdir. Başkalarına kul olarak insanın zillet ve meskenet içine gark olmaması için, sadece Allah’a kul ol, çağrısıdır tevhid. Kendine değer ver! demenin akidemizdeki karşılığıdır.
Daha basit bir misal vereyim. Dişimizi sivaklamak ! Bunun sünnet olduğunu düşünüyoruz. Lakin bu basit pratiğin dahi temelinde daha derin bir felsefe var. Evet, o da arzettiğimiz gibi kendine ve başkalarına değer vermek.
Aslında kendimize değer vermek ile başkalarına değer vermek arasında olmazsa olmaz bir münasebet var. Kendisine değer vermeyen birey, toplumun başına bela olur. Bireylere değer vermeyen toplumlar ise o topluma bela olacak bireylerin yetişmesine sebep olur. Bir şirkette dahi çalışanlar kendilerini değerli görmüyorlarsa, o şirketin uzun vadeli verimli olarak devam etmesi mümkün olmaz. Değer verdiğiniz nispette değer görürürüz.
Bir toplumda ise insanlar inançlarını özgürce yaşayamıyorlarsa, fikirlerini hür bir şekilde ifade edemiyorlarsa, kendilerini maddi ve manevi güvende hissetmiyorlarsa, o cemiyetin de kıyameti yakın demektir. Lakin böyle nadan bir dünyada, insan yüreğinin en hakiki tesellisinin Allah olduğunu hatırlatmak gerekir.
Hapishanede insanların dindarlaşmasının sebebi kimseden değer görmeyen bireylerin kendilerine değer veren bir Rabbi olduğunu idrak etmeleridir. Adeta şairin dediği gibi: Beni alnımdan kimseler öpmüyor madem / Beni alnımdan sen öp seccadem” Evet, insan için hakiki saadet kendisine değer veren bir Rabbi olduğuna inanmasıdır.
Yok iken insanı var eden, varlar arasından seçip insan eden, yeryüzündeki her şeyi insanın ihtiyacına amade eden Allah, madem ki insana değer veriyor öyleyse kişinin de Rabbine söyleyeceği en özet kelime “hamdetmek” olmalıdır. Zaten hamdetmek “Her bir şeyi benim ihtiyacıma amade eden Rabbime teşekkür ederim” demenin bir başka şeklidir. Hamdetmek, değer verildiğinin farkına varmaktır.
Selam ve dua ile