“Asgari ücrete ara zam yapılmalı”

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bir araya gelerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, 3 konfederasyonun ortak olarak belirlediği 10 maddelik çağrı kamuoyu ile paylaşıldı. Çağrıda vergi adaletsizliği ve asgari ücret zammı öne çıktı.
Yapılan ortak açıklamada, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, gelir dağılımında ve vergide adaletsizlik gibi sorunların işçiler başta olmak üzere tüm toplumu olumsuz etkilediğine dikkat çekilirken, çalışanların uygulanan politikalar karşısında bir çıkmaz içerisinde olduğunun altı çizildi.
Ücretli çalışanların enflasyonun nedeni değil mağduru olduğuna dikkat çekilen açıklamada, 3 İşçi Konfederasyonunun “insan onuruna yaraşır bir yaşam ve adil paylaşım” için hükümetten taleplerini ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. 10 maddelik açıklamada çalışanların tüm sorunları gündeme getirildi.
Vergi sisteminde yaşanan adaletsizliğe dikkat çekilen açıklamada, artan oranların çalışanları mağdur ettiği ifade edilirken, “Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte, yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. Vergi dilimleri başlangıcının düşük ve sonrasında tarife aralığının dar olması nedeniyle, bu durum işçinin eline geçen net tutarın ve satın alma gücünün azalmasına, refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu sistem adil değildir. Hayat pahalılığının dar ve sabit gelirli kesimleri daha da zorladığı bu şartlarda sürdürülebilir de değildir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Vergi sistemi, gelir adaleti dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli, aile yükümlülükleri esas alınarak farklılaştırılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranını yüzde 1,64, altı aylık enflasyonun ise yüzde 24,7 olarak açıklandığı hatırlatılan açıklamada, işçi, memur ve emeklinin maaşlarının bu oranda artırılmasının gerektiği belirtilerek, “İşçinin elde ettiği gelirle zorunlu temel ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olmadığı bu dönemde, emekçilerin başta gıda olmak üzere temel harcama kalemlerindeki artış oranları ile TÜİK enflasyon oranı arasında ciddi bir fark ortaya çıkmaktadır. Dar ve sabit gelirli henüz zamlı maaşını alamadan, yaşamını sürdürmek için yapması zorunlu olan tüm harcama kalemlerine zam gelmektedir. Diğer bir ifadeyle, dar ve sabit gelirlinin alacağı zam daha cebine girmeden satın alma gücünü yitirmiş olmaktadır. Bu nedenle, ücretleri enflasyonunun temel nedeni olarak gören yaklaşım terk edilmeli, bilimin ışığında enflasyonla mücadele edilerek fiyat artışlarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır” denildi.
Türkiye’de çalışanların yarıya yakınının asgari ücret seviyesinde çalıştığına dikkat çekilen açıklamada, asgari ücrete yapılan zammın diğer bütün ücretleri de etkilediği belirtilerek, “İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline gelmiştir. Enflasyonu yükselteceği iddia edilerek asgari ücrete zam yapılmamasını işçilerin kabul etmesi mümkün değildir. Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir. Yüksek enflasyonun sebebi, hızla artan döviz kuru, dışa bağımlı üretim gibi nedenler başta olmak üzere sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır. Açlık sınırı altında kalan asgari ücrete Temmuz ayından geçerli olmak üzere zam yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullanıldı.
En düşük emekli aylığının asgari ücret tutarına getirilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, emekli aylığı ile ilgili de düzenleme talep edilerek, “En düşük emekli aylığının Hazine desteği ile 10 bin lira olması bu durumun vahametini göstermektedir. En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması gerekmektedir. Emekli aylıkları arasındaki dengesizliğin giderilmesi için intibak düzenlemesi yapılmalı, aylık bağlama oranları eski düzeyine çekilmeli, emekli aylıkları hesaplanırken ve arıtılırken büyümenin tümü hesaba katılmalıdır” denildi.