Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Şam Büyükelçiliğimizi faaliyete geçiriyoruz. Suriye’nin yeniden imarı, ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erzurum 8’inci Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Kongrede konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İş Birliği Teşkilatı’nın Erzurum’u 2025 yılı 'turizm başkenti' olarak seçtiğini belirterek, "Tarihiyle, tabiatıyla, kültürüyle, mutfağıyla ve elbette dadaşıyla bu güzel şehir bu vesileyle tüm dünyaya tanıtılacak" dedi.
Dünyada ve Türkiye'nin bulunduğu bölgede son dönemde sancılı günler yaşandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim, tarihi sorunları büyüterek, dönemsel sıkıntıları abartarak, millete sürekli karamsarlık aşılıyor. Milletle aynı yöne bakmak, aynı sevinci paylaşmak yerine rüzgar gülü misali yel nereden eserse yönlerini oraya dönüyorlar" dedi. Erdoğan, "Öyle bir ruh hali içindeler ki milletin kazanmasına tahammülleri yok. ‘AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da gerekirse Türkiye batsın’ diyecek kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Dünyada ne olup bittiğini zaten bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında bile değil. Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar" şeklinde konuştu.
"Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde komşumuz Suriye’de kelimenin tam anlamıyla bir 'halk devrimi' gerçekleşti" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "Muhalefetin eski Genel Başkanı gibi ülke ülke dolaşıp Türkiye’yi şikayet edenlerden kendi ülkesini yabancılara kötüleyenlerden asla olmadık" diyerek şöyle konuştu:
“Küresel sistem, son 70-80 yılın en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Koranavirüs salgını ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata, her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı. Bilhassa Türkiye’nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor. Rusya-Ukrayna savaşı, önümüzdeki şubatta dördüncü yılına girecek. İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu. 50 bin Filistinli kardeşimiz bu saldırılarda şehit edildi, 110 bin yaralı var. Ateşkese rağmen İsrail, Lübnan’ı taciz etmeye devam ediyor. Tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden, ülkemiz de etkileniyor. Komşunun evi yanarsa ya alevi ya dumanı mutlaka size ulaşır.
Biz bir de bu dönemde, asrın felaketi denilen 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık. Bakınız sadece depremin Türkiye ekonomisine faturası ne biliyor musunuz, 104 milyar dolar. Diğer krizlerin ve çatışmaların da ekonomimize bazı olumsuz yansımaları oldu. Küreselleşen dünyada, bunu engellemek, maalesef mümkün de değil. Bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir yani gelip geçicidir. Türkiye Allah’ın izniyle, hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir. Milletçe biraz daha sabredersek, inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız."
"61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne neden olan Esed, kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam’dan kaçmak zorunda kaldı. Suriye halkı, 13 yıl süren çetin mücadele neticesinde kendileriyle birlikte bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı. Halep'in, Hama’nın, Humus’un, Dara’nın, Lazkiye’nin, Şam’ın sokaklarında yıllar sonra insanların yüzü gülüyor. 13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla, sevinçle, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar, 'Allah Türkiye’den, Türk milletinden razı olsun' diyor. Birileri buna tahammül edemiyor. Diplomasi, tıpkı siyaset gibi ince bir sanattır. Diplomasi birkaç hamle sonrasını değil, 10 hamle sonrasını hesaplamayı gerektirir."
"Batılı ülkelerin sırtını döndüğü ve ölüme terk ettiği bu mazlumlara sadece insanlık, kardeşlik ve Müslümanlık adına sahip çıktık. Muhalefet bunu anlayamadı ve anlayamaz. Kimi aydınlar, gazeteciler, medya mensupları bunu bir türlü kavrayamadı. Sığınmacıları, siyaset ve seçim malzemesi olarak kullanacak kadar vicdanını kaybedenler oldu. 4 milyon Suriyeli sığınmacı kardeşimizi biz, bu topraklarda misafir ettik ama CHP, ana muhalefet hep birlikte ne dediler, ‘Biz sizi gelir gelmez, tekrar Suriye’ye göndereceğiz.’ Biz ne dedik, ‘Hayır, asla. Biz ensarız ve bu muhacir kardeşlerimizi de göndermeyeceğiz.'
CHP eski Genel Başkanı’nın körüklediği nefret dalgasının asıl gayesinin ne olduğunu bugün daha net görebiliyoruz. Yere göğe sığdıramadıkları Baas rejimininin karanlık ve çirkin yüzü hapishane denilen ölüm kamplarında şimdi tek tek ortaya çıkıyor. Bunlara rağmen ne CHP’nin eski Genel Başkanı ne de Sayın Özel, Suriye krizi ve sığınmacılar meselesinde bir öz eleştiri yapmıyor. Haklarına girdikleri insanlardan helallik dilemiyor. Son ana kadar neden Esed denilen zalimin reklamını yaptıklarını, neden Esed’den medet umduklarını millete izah edemiyorlar. Suriyeli kardeşlerimizin Türk bayraklarıyla zaferlerini kutlamasından niçin rahatsız olduklarını söylemiyorlar? CHP yönetiminin Baas diktatörlüğüne bu kadar sempati beslemesinin sebebi nedir?
Ne oldu Baas düşünce, CHP’nin hayalleri de mi suya düştü? Bunu açıklığa kavuşturmalılar. Sayın Özel, önceki gün sığınmacılarla ilgili yanlış mantık yürütmeyle de olsa ilk defa doğru bir cümle kurdu. 'Sığınmacıların, savaş yorgunu bir ülkeye dönüşlerinin zaman alacağını' dolaylı bir şekilde ikrar etti. Tabii Sayın Özel’in bunu bize değil hala mülteci düşmanlığı yapan kendi belediye başkanlarına söylemesi gerekir.
İşte bugün Şam Büyükelçiliğimizi faaliyete geçiriyoruz. Suriye’nin yeniden imarı, ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız."