Beyzade Haber

Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir? Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın başlıca eserleri

GÜNDEM

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın hayatı merak ediliyor. İşte Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın yaşamı ve kaleme aldığı başlıca eserleri.

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1914'te İstanbul'da dünyaya geldi. Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın hayatı ve kaleme aldığı başlıca eserleri araştırmacılar tarafından merak ediliyor. Peki Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir? Fazıl Hüsnü Dağlarca nereli? İşte Fazıl Hüsnü Dağlarca hakkında merak edilenler.
Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kuleli Askeri Lisesi'ni (1933), Harbokulu'nu (1935) bitirerek piyade subayı oldu. Yüzbaşı iken ordudan ayrıldı. (1950). Fransa'ya gitti. Çalışma Bakanlığı iş müfettişliği (1952-60) yaptı. «Kitap» adıyla İstanbul Aksaray'da bir kitabevi açtı. İçinde hiçbir yabancı kelime kullanılmayan aylık Türkçe dergisini yayımladı. (1960-64-43 sayı) «Çakır'ın Destanı ile CHP Şiir Yarışması üçüncülüğünü (1946), «Asû» ile Teditepe Şiir Armağanını (1955). «Delice Böcekle Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü (1958) kazandı. Pittsurg Üniversitesi'nin (ABD) Şiir Forumu ödülünü aldı (1968). Bir İsveç gazetesince Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterildi. (1971).
İlk kitabı «Havaya Çizilen Dünya, 1935 dan başlayarak Türk şiirinde hem biçim hem öz bakımından yeni ve orijinal bir sanatçı olarak dikkati çeken Dağlarca; asıl ününü «Çocuk ve Allah, 1940» ile sağladı. Yepyeni bir plan ve kompozisyonla yakın tarihimizin önemli savaşlarını İşlediği destan denemelerinde çok başarılı oldu. Özellikle «Üç Şehitler Destanı, 1949 İstiklâl Savaşı Samsun'dan Ankara'ya İnönüler Yedi Mehmetler, 1964) Çanakkale Destanı, 1965- Düşünce lirizminin en güzel örnekleri sayılan bazı şiirlerinde ise ilk çağ insanından günümüz insanına uzanan toplum zincirindeki insan gerçeğini kültür ve uygarlık açısından olduğu kadar ruh yapısı bakımından da değişik değerlendirmelerle ustaca verdi. (Asû Çakır'ın Destanı, Hoo'lar, Taş Devri vb. Toplumcu gerçekçi şiirlerinde ise Anadolu ger- çeklerini açık, etkili bir söyleyişle dile getirdi. «Toprak Ana, 1950» «Aç Yazı, 1951» «Türk Olmak, 1963»,
Dağlarca, duygu ve düşünceyi bir arada verdi; daha çok ilginç çağrışımlarla birbirine zincirlenen kavramlar dünyasını simgesel bir dille yansıtmaya çalıştı. Her şiirinde değişik ve yeni bir söyleyiş aradı. Kendi şiirini kendi yazdı. Şirin bir kelime sanatı olduğuna inandığı için kimi şiirsel sözcükleri çok ve sık kullandı. «Dağ, gece, rüzgâr, deniz, dal, yaprak çiçek, gök, su, toprak, vakit, daha, ağarmak, dinelmek, sessizlik, parıltı, ağaç, kuş, yıldız, ışık, yeşil, mavi vb.» Kimi şiirlerinde anlamsızlık sınırlarını zorladığı, «Bir çağ denklemi için uzakça mor. Havalarda büyük misafirlikler dolaşıyor Hayvanların padişahı gecedir simsiyah tüylü gece vb.» Kimi şiirle- rinde ise ses tekrarlarına, aliterasyonlara yarım kafiyele- re yer verdiği görülür. Çok ve kolay yazması, mısra yapısına her zaman aynı titizliği gösterememesi yüzünden binleri bulan şiirlerinin hepsinde başarılı olamadı.
1. Havaya Çizilen Dünya (1935). 2. Çocuk ve Allah (1940-57). 3. Daha (1943). 4. Çakır'ın Destanı (1945). 5. Taş Devri (1945). 6. Üç Şehitler Destanı (1949). 7. Top- rak Ana (1950-59) 8. Aç Yazı (1951-1959) 9. İstiklâl Sa- vaşı-Samsun'dan Ankara'ya 10. İnönüler (1951) 11. Sı- vaslı Karınca (1951-60). 12. İstanbul Fetih Destanı (1953) 13. Asû (1955). 14. Delice Böcek (1957). 15. Batı Acısı (1958). (1958). 16. Mevlâna'da Olmak. Gezi, (1958). 17. Türk O1- mak, (1963). 18. Yedi Memetler (1964). 19. Çanakkale Destanı (1965). 20. Malazgirt Ululaması (1971). 21. Haliç (1972). 22. Kınalı Kuzu Ağıtı (1972).
Kaynak: internet haber merkezi
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.