Beyzade Haber

İranlı gazeteci Ali Heydari: İslam ülkeleri İran’ı, İsrail’e karşı tek başına bırakıyor

GÜNDEM

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD), Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ile yeni dönem hazırlıklarına başlandı. Dünyanın dört gözle beklediği seçimlerde Trump’ın isminin sandıktan birinci çıkması Ortadoğu’da da dengelerin değişmesine neden olacak gibi görünüyor. Trump’ın yeni başkanlık döneminin Ortadoğu’ya olası etkilerini ve özellikle İran’ın Trump döneminde atabileceği adımları İranlı gazeteci Ali Heydari ile konuştuk.

2017-2021 yılları arasında başkanlık görevini üstlenen Donald Trump’ın tekrar ABD başkanı seçilmesi, dünyanın birçok alanında hareketliliğe sebep oldu. 20 Ocak 2025 tarihinde koltuğuna geçmeye hazırlanan Trump’ın seçim hazırlık sürecinde ve seçimi kazandıktan sonraki söylemleri akıllarda çok sayıda soruya sebep olurken, en çok merak edilen konu ise Trump’ın Ortadoğu bölgesinde tutumu ve atacağı adımlar oluyor. Trump’ın 2017-2021 tarihleri arasındaki başkanlık döneminde İran ile ABD arasında yaşanan gerilimler hafızalardaki tazeliğini koruyor. İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü komutanı olarak bilinen Kasım Süleymani’nin suikast emrini verdiği bilinen Trump’ın yeni döneminde İran’la ilişkileri nasıl olacağı da merak konusu. İsrail’in Ortadoğu’da gerçekleştirdiği soykırımları ve Türkiye ve İran’ın Trump döneminde izleyebilecekleri yolu İranlı gazeteci Ali Heydari Millî Gazete’ye değerlendirdi.

Donald Trump’ın Ortadoğu’da yaşananlar ile ilgili konuştuğunu fakat İran’la ilgili net bir ifadesinin bulunmadığını söyleyen İranlı gazeteci Ali Heydari, “Donald Trump seçimi kazandıktan sonra İran’la ilgili net bir söylemde bulunmadı. Hazırda bulunan kabinesi ve adamları da net bir söylemde bulunmamış durumda. Seçimden önce Trump’ın ağzından İran ile ilgili çıkan tek cümle ‘İran’la konuşabilir ve anlaşma yapabiliriz’ olmuştur. Bu duruma bakıldığında geçtiğimiz başkanlık dönemine göre biraz yumuşamış gibi görünüyor. İran İslam Cumhuriyeti de yeni döneme pozitif bakış açısı ile bakar durumda ve bazı yetkililerimiz bunu söyleyip dile getiriyor. Benim gözlemlediğim ve baktığımda da farklı bir durum varmış gibi görünmüyor. Trump’ın bu dönemi bir önceki döneme göre farklı olacak” şeklinde konuştu.

Ortadoğu’da bulunan Müslüman ülkelerin ABD’ye güvenerek iş yapmasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Heydari, “Biz İran olarak hiçbir zaman ABD’ye tam anlamıyla güvenmedik, güvenmiyoruz. Bunu daha önce denedik fakat başarılı olamadık. Bunu açık açık ifade edebilirim ki; eski dönemimizde de şu anki dönemimizde de İran olarak ABD’ye güvenmiyoruz. Bazı konularda beraber iş yapıp anlaşmalar yapıyoruz. Afganistan’da kısa bir dönem anlaştık. Irak’ta da kısa bir dönem anlaştık, devamını getirmedik. Bunu Ortadoğu’da birçok ülke yapıyor. Türkiye de yapıyor. Bunun amacı, kısa süreli kendini güvende tutma politikası. Kendimizi savunmaya almak için bunu yapmak zorundayız. Batı’nın bu coğrafya üzerindeki tehditleri aşikâr bir şekilde belli ve Ortadoğu’da yaşananlar belli. Yapılan kısa süreli anlaşmalar, zaman kazanmak ve İran’ın olabilecek büyük bir savaşa karşı kendini hazırlama stratejisidir.” ifadelerini kullandı.

ABD, İslam coğrafyası üzerinde bulunduğu zaman diliminde sürekli kan akıttı. Dünyaya barışa dayalı bir politika getirdiğini savunsa bile sürekli kan dökülen yerler ABD’nin bulunduğu bölgeler oldu. İran’ın bu konudan cidden rahatsız olduğu fakat önünde iki yol olduğunu dile getiren Heydari, “İran’ın iki yolu vardır. Birisi tam olarak Batı’ya karşı durmaktır. Rusya’nın yaptığı gibi. Bunun sonu bölgede çok büyük bir savaşla sonuçlanır. Gazze ve Lübnan’dan çok daha farklı bir savaş olur. İkinci yol ise İran’ın kendini savunma yoludur. Kendini savunma yolu şu an tercih edilen yoldur. Batı ile kısa süreli anlaşmalar yaparak zaman kazanmak bugün doğru olandır. Çok tehlikeli ve hassas konularda İran İslam Cumhuriyeti’nin çizgileri içerisinde anlaşmalar yapılıyor. Çıkacak büyük savaşa kendimizi hazırlıyoruz. Bizlerin 20 yıl önce hiçbir şeyi yoktu. Türkiye’nin de aynı şekilde durumları var. Savunma ve saldırı konusunda 20 yıl önceki Türkiye ile şu anki Türkiye aynı mı? Bu noktalara gelme sebebimiz kısa süreli yapılan anlaşmalardır” diyerek konuştu.

İslam coğrafyasının bir ve beraber olamayışının temel sebeplerini anlatan Heydari, “Türkiye’nin eski Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın İran Meclisi’nde yaptığı bir konuşma vardı. Yanlış hatırlamıyorsam eğer konuşmada, ‘Müslüman ülkelerin, kendi aralarındaki siyasi ve mezhepsel ayrışmalardan kaynaklı tartışmalarını kenara bırakıp ortalarına bırakılmış Siyonist virüsten kendini temizlemesi gerekiyor. Bizler kendi içimizdeki problemleri baş başa halledebiliriz. Şu an baş başa değiliz, ortamızda düşman oturup bizlere fitne veriyor. Düşmanı uzaklaştırıp kendi konularımızı konuşuruz’ demişti. Şunu ne yazık ki söylemem gerekiyor. İsrail gibi bir virüsle ticari ve siyasi ilişkileri kesme konusunda söylemde başarılı olunuyor. Evet Türkiye, Mısır, Irak, Suudi Arabistan ve nice Müslüman ülkesi söylem olarak karşı duruyor fakat adım atma konusunda atılamıyor. Azerbaycan, Türkiye üzerinden İsrail’e yakıt yolluyor. İran, bölgede İsrail’e karşı bir hamle yapmaya kalkıştığı anda ABD’nin Türkiye de dâhil birçok islam ülkesinde bulunan üslerinden tehdit alıyor. İran, İslam ülkeleri tarafından İsrail’e karşı tek başına bırakılıyor. Ne yazık ki Müslüman ülke liderlerinin birçoğu başlangıç adımını atmaya korkuyor. İran hazır ve atılması gereken adımın atılması için bekliyor” dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.