Nesillerimizi tehlikeye atan canilerle toplumsal mücadele şart
Nesillerimizi tehlikeye atan canilerle toplumsal mücadele şart
Millî Gazete olarak manşetimizden yayınladığımız “Şeker Görünümlü Zehir” ve “Okuldaki Zehir Dehşete Düşürdü” haberlerimiz, toplumda geniş yankı uyandırdı. Millî Gazete olarak, konuyla ilgili toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla Hukukçu- Avukat Alper Sarıca ve Psikolog-Eğitimci Kerem Gümüş’ten görüşler aldık. Uzmanlarımız, uyuşturucu tehlikesine karşı ailelerin ve toplumun dayanışma içinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çekerken, sorunun kaynağını ve çözüm yollarını açıkladılar.
Uyuşturucu madde ticaretinin yasalar kapsamında ağır bir suç olduğunu hatırlatan Hukukçu Alper Sarıca “Uyuşturucu madde ticareti suçunun aslında yaptırımı ağır; cezası 10 yıldan başlıyor ayrıca okul, yurt, hastane, cami gibi yerlere ve varsa bunların duvar, tel örgü gibi sınırlarına 200 metreden yakın mesafe içinde umuma açık halde suçun işlenmesi cezanın yarı oranında artırım sebebi. Okul çevresinde uyuşturucu satışı yapan kişiler, en az 15 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceklerini bilerek bu riski alıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Sorun şu ki; ülkemizdeki hukuk sistemi şikayet/ihbar üzerine işliyor.” diyen Alper Sarıca “İlla bir şikayet/ ihbar, birinin ölmesi, komaya girmesi, bu suçu açığa çıkaracak adli makamlara yansıyan farklı bir suç işlenmesi vs bekleniyor.Uyuşturucu ticareti şu anda çoğunlukla dijital platformlarda, özellikle Telegram gibi ortamlarda yapılıyor. Bu grupların varlığını herkes biliyor. Savcılar, hâkimler ve polisler de biliyor. Eğer bu mecralarda daha fazla operasyon yapılırsa uyuşturucu satışı ülkemizde önemli ölçüde azalabilir. Devletimizin aktif önleyici adımlar atarak potansiyel alıcı ve satıcılara ulaşması elzemdir” şeklinde konuştu.
Uzman Psikolog Kerem Gümüş, “Çocuklarımızı uyuşturucu riskinden korumak için onları bilinçli ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Ebeveynlerin doğru rol modeli olmaları, açık iletişim kurmaları ve çocukların meraklarını desteklemeleri bu yolda atılacak en önemli adımlardır. Çocuklara sağlıklı sınırlar koyarken onları hayatın tehlikelerine karşı güçlendirmek, bağımlılık riskini azaltmada kritik bir rol oynar” ifadelerini kullandı.
Çocukları uyuşturucu tacirlerinin etkisinden korumak için ailelerin güven verici bir ortam oluşturmasının önemine dikkat çeken Gümüş, “Çocuklara, tanımadıkları kişilerden bir şey almamaları gerektiğini sade ve yaşlarına uygun şekilde anlatmalıyız. Bu tür konuşmalarda güven duygusunu zedelemeden tehlikeyi anlatmak oldukça önemli. Ayrıca, çocukların okul ve arkadaş çevresinde yaşadıklarını rahatça paylaşabilecekleri bir aile ortamının sağlanmasının önemlidir. Aile içi güçlü bir iletişim çocuklarımızı risklerden uzak tutar. Çocuklar, ebeveynleriyle güçlü bir bağ hissettiklerinde karşılaştıkları tehlikeleri onlarla paylaşma konusunda daha cesur olur” dedi.
Hem hukukçu hem de psikologlar, bu tür tehlikelere karşı toplumsal bilinçlenme ve iş birliğinin şart olduğuna dikkat çekiyor. Mahalle bazlı destek gruplarının kurularak şüpheli kişilerin okul çevrelerinden uzaklaştırılması, çocukların güvenliği için etkili bir adım olacaktır. Okul yönetimleri, veliler ve güvenlik birimlerinin sıkı bir iş birliği içinde olmaları gerektiği konusunda uzmanlar hemfikir. Bu tür olaylarda okul çevresinde alınan güvenlik önlemlerinin artırılması ve çocukların rutin sağlık kontrollerinin aksatılmaması da diğer önemli adımlar arasında sayılıyor.