Pancar üreticisi: Randevulu sistem bizi mahvetti, çiftçi olarak çok perişan bir durumdayız
Pancar üreticisi: Randevulu sistem bizi mahvetti, çiftçi olarak çok perişan bir durumdayız
Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, randevu sistemine geçmesi nedeniyle ürününü bekleten çiftçinin zarar ettiğini belirterek, "Kimse keyfi iş yapmasın, çiftçimin ürettiği ürünü bir an önce fabrika teslim alması lazım" dedi. Bölge çiftçilerinden Rıfat Yüksel ise "randevulu sistem bu sene bizi mahvetti. Çiftçi olarak çok perişan bir durumdayız. Bu pancarımız zaten 15 gün daha yatar, herhalde kilodan kaybedeceğiz. Kotayı dolduramayacağız, ceza yiyeceğiz" diye konuştu.
Randevu sistemi nedeniyle zor durumda olduklarını belirten bölge çiftçilerinden Rıfat Yüksel, şöyle konuştu:
Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz de sökülen pancarların tarlalarda bekletildiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
Yozgat üç tane fabrikaya pancar üretiyor. Yerköy bölgesi Çorum'a, Yozgat merkez ve Sorgun, Sarıkaya'nın bir bölümü, Şefaatli'nin bir bölümü Sorgun’a veriyor. Boğazlıyan, Yozgat merkezin bir bölümü, Şefaatli Paşaköy bölgesi de Boğazlıyan’a pancarı üretiyor. Şu anda ağırlık olan Yerköy, Çorum Fabrikası Yerköy'ü göz ardı ediyor. Kendim çekeceğim diyor, tırlarım var diyor ama faturada köylüye kesiliyor. Bir an önce bu pancarların yerine ulaşması lazım, çiftçinin de ürünü teslim etmesi lazım.''
“Randevu sistemine geçtiler bu sene, randevu yok. Zaten bizim makinemiz yok, başka köylerden getiriyoruz, o da bize pahalıya mal oluyor. Kimine 30 ton randevu vermiş, 15 gün sonraya bir 30 ton daha vermiş, söktük böylece pancarlarımızı rezil, perişan. Bu pancarı 15 gündür bekliyor, daha bekleyecek de. Ayın 25’inde randevusu var, 28’inde randevusu var, onları bekleyeceğiz. Zaten makineyi de dışarı köyden getiriyoruz. Adam geliyor gidiyor, bizden ayrıyeten mazot parası alıyor, yol parası alıyor. Vallahi bizde yani randevulu sistem bu sene bizi mahvetti. Çiftçi olarak çok perişan bir durumdayız. Bu pancarımız zaten 15 gün daha yatar, herhalde kilodan kaybedeceğiz. Kotayı dolduramayacağız, ceza yiyeceğiz.”
''2024 yılı hasat döneminde tarlada fazla pancar kalmadı, geneli söküldü, her tarlada yığın halinde duruyor. Fabrikalar havanın iyi gitmesiyle, hava raporuna bakıyorlar, 15-20 gün yağış göstermiyor diyerekten yollama vermediğinden dolayı tarlalarda çiftçinin pancarı fosa haline dönüyor. Yani 30 ton gelecek bir tır, 26 ton geliyor. Bunun da müsebbibi faturayı köylüye kesiyorlar. Bir an önce teslim etse atıyorum 100 ton çıkacaksa 20 gün tarlada bekletince 80 tona düşüyor. Bu çiftçinin emeği demektir. Bu çiftçinin elinden emeği alıyor demektir. Fabrikaya bir şey olmaz ama çiftçiye yazık olur. Sökülmüş pancar, her tarlanın başında tır tır pancar duruyor, 50 ton, 100 ton. Buna vicdan lazım. Şeker fabrikasının zaten 2024 yılı fiyat açıklaması düzenli değildi. Akabinde çiftçi gerek bize, gerek basına intikal ettireceğim dediğinde ‘senin kotanı iptal ettiririm’ diye bir de tehdit ediyorlar. Bu ülkede kimse dayı da değil kimse babası hayrına da almıyor o pancarı, ben olmasam o fabrika olmaz. Benim çiftçim olmazsa fabrika olmaz. Ben üreteceğim o beyefendi koltuğunda dönecek. Koltuğunda dönen beyefendiler elini taşın altına koyarsa çiftçinin pancarını tarladan alırlar. Neticede çiftçi o tarlayı ekecek, 2025 yılına buğday üretecek, bilmem ne yapacak. Kimse babası hayrına iş yapmasın. Kimse keyfi iş yapmasın, çiftçimin ürettiği ürünü bir an önce fabrika teslim alması lazım.''