Beyzade Haber

Toplam çalışanların %50’si asgari ücretli

EKONOMİ

Hak-İş Konfederasyonu’nun 49’uncu kuruluş yıl dönümü kapsamında bir dizi program gerçekleştirildi.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan başkanlığında “Hak-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı” gerçekleştirilirken, programda konuşan Arslan, çalışanların sorunlarına dikkat çekerek, Asgari Ücret Komisyonu ve uygulamasına yönelik itirazlarının olduğunun altını çizdi. Arslan, “Asgari ücret minimum ücrettir. Şu an geldiğimiz noktada ise toplam çalışanların içerisinde yüzde 50 oranı yakaladı. Muhataplarımız bunu kabul etmiyor. Ankara ve İstanbul’da asgari ücretli çalışan bulamazsınız diyorlar. Biz ise rakamlara bakıyoruz” dedi.
Kuruluş yıl dönümü kapsamında Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan başkanlığında “Hak-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı” gerçekleştirilirken, programda konuşan Arslan, Hak-İş’in 49 yıllık mazisinde Türkiye’nin daha demokratik olması için çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade ederken, zor zamanlarda ve Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar döneminde de varlıklarını sürdürdüklerini belirtti.

Asgari ücret konusunun temel sorunlardan birisi olduğunu ifade eden Arslan, Asgari Ücret Komisyonu’nun yapısına ve uygulamasına yönelik itirazlarının olduğunu belirterek, “Asgari ücret minimum ücrettir. Şu an geldiğimiz noktada ise toplam çalışanların içerisinde yüzde 50 oranı yakaladı. Muhataplarımız bunu kabul etmiyor. Ankara ve İstanbul’da asgari ücretli çalışan bulamazsınız diyorlar. Biz ise rakamlara bakıyoruz. 17 bin asgari ücret ile hayatın nasıl geçirileceğine ilişkin ise bir mucizeye ihtiyaç var. Bugün her ne kadar asgari ücretten vergi alınmasa da 5’inci ayda vergiye giriliyor. Muhataplarımız, Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ifade ederek, gelişmiş ülkeleri değil, gelişmekte olan ülkelerin baz alınmasını talep ediyor. Gelişmekte olan ülkeler içerisinde Türkiye asgari ücret konusunda birinci sırada. Ancak AB’ye girmek için çalışıyorduk” dedi.

Türkiye’nin 2024 yılı verilerine göre büyümeye ve milli gelirini artırmaya devam ettiğini hatırlatan Arslan, diğer verilere göre ise farklı göründüğünü belirterek, “Emekçinin milli gelirden aldığı pay ne yazık ki AB ve OECD ülkelerin oranlarının yarısı bile değil. Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranları yüzde 50’ye yaklaşmıştır. Bütün bu verileri çoğaltmak mümkün. Türkiye son 5 yılda enflasyon ile birlikte çalışanların güçsüzleştiği, sermayenin ise güçlendiği bir dönem yaşıyor. Bu aslında gelirin adaletsiz dağıtıldığının göstergesidir. TÜİK’in istatistiklerine göre en zengin yüzde 20’nin aldığı pay yüzde 25, en alttaki sıranın ise yüzde 0,05. Peki bu noktaya getiren sorumlular biz miyiz?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin bir vergi reformuna ihtiyacının olduğunu ifade eden Arslan, son dönemlerde vergi vermeyenlere yönelik adımlara destek verdiklerini kaydederek, “Türkiye’nin vergi sisteminin tablosu yüzde 66 dolaylı vergi, yüzde 32 doğrudan vergi veriyoruz. Dolaylı vergilerin azaltılmalı, doğrudan vergilerin ise zenginden daha çok alınmalıdır. Servetten vergi alınmaması konusunda sermayenin kaçması ihtimalinden dolayı vergi alınmadığı söyleniyor. Dünyanın birçok bölgesinde bu uygulanıyor. Oralarda kaçmayan sermaye bizim ülkemizden niye çıksın. Vergi konusunda aynı zamanda nasıl dağıtılacağı da önemli. Biz verginin toplanması kadar, dağıtılmasını da önemli buluyoruz. Hak-İş olarak bu çalışmalarımızı sadece itiraz eder değil çözüm sunan çalışmalar sunmuş olduk” dedi.

Kıdem tazminatı konusunda uygulamaya konulan arabuluculuk sisteminin çalışanların hakkını gasp eder hale geldiğini ifade eden Arslan, kıdem tazminatının yasal olarak sınırlarının belli olduğunu hatırlatarak, “Bu hakları pazarlık konusu yapmaya çalışan bir sistem kabul edilemez. Arabuluculuk sistemi ile bunlar devre dışı bırakıldı. İşveren örgütleri artık buna sesini çıkartmaz oldular. Bazı işverenlerin kadrolu arabulucuları var. Bir an evvel bu soygunun, hak gaspının ortadan kaldırılacağı düzenlemelere ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz aylarda 3 işçi konfederasyonunun bir araya gelerek işçiler için çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Arslan, işçi sendikalarının temsil gücünün yüzde 15 olduğunun altını çizerek, “Biz 850 bin değil 8 milyon üyeye sahip olsaydık başta ekonomik politikalar hazırlanırken bize gelinirdi. Ancak şu an biz gidiyoruz. Mevcut durumda da gücümüzü sonuna kadar kullanarak sorunların çözümü için çabalıyoruz. Bugün milyonlarca işçi toplu sözleşmesiz mağdur durumdadır. Zalim işverenlerin altında ezilmektedir. Bunun için Hak-İş olarak bu duruma sessiz kalamayız. Üç konfederasyon bir araya gelerek ortak bir açıklama yaptık. Ardından üç konfederasyonumuz üç farklı ilde mitingler gerçekleştirdik. Sorunların çözümü için hükmet üzerindeki baskılarımızı, taleplerimizi devam ettireceğiz” dedi.
 
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.