Beyzade Haber

Türkiye D-8 gibi adımlara yoğunlaşmalıdır

GÜNDEM

Saadet-Gelecek TBMM grubu haftalık grup toplantısı gerçekleştirildi… Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu…

Saadet-Gelecek TBMM grubu, haftalık olağan grup toplantısında Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Arıkan, Cumhuriyetin 101’nci yılı dönümünün kutlandığını ifade ederek, “İstiklâl ve istikbâline gölge düşürmeyen aziz milletimizin kahramanca mücadelesinden sonra kurulan Cumhuriyet, bugün hala en kıymetli eserimizdir. Cumhuriyetin sahibi, bizzat cumhurun yani milletimizin kendisidir. Onu yönetmekle memur olanlar; milletin efendileri değil, sadece birer hizmetkârıdır” dedi.

TUSAŞ saldırısına da değinen Arıkan, saldırının terörün bu ülke için tehdidini ortaya koyduğunu ifade ederek, “Kim olursa olsun, amacı ve yöntemi ne olursa olsun terörün karşısında durmaya devam edeceğiz. Saldırıda şehit düşen kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bu saldırı terörün bize bir kez daha gerçek yüzünü gösterdi. Fakat daha acı olansa devletimizin liyakatsiz kadrolar eliyle bir kez daha nasıl tehlikeye itildiğini de gösterdi. İki terörist uzun namlulu silahlarla, güpegündüz başkentin ortasında hiçbir güvenlik birimi tarafından fark edilmeden ülkemizin en önemli kurumlarından birine nasıl sızdı? İstihbaratın görevi bu değil mi? Saldırı yapılmadan Ak Parti’li yetkililere birifing veren MİT Başkanı’nın görevi hain planları öğrenip daha plan aşamasındayken bertaraf etmek değil mi? Anladık ki sokakları, masum insanları, çocukları, kadınları koruyamıyorsunuz. Peki ülkemizin en önemli kurumlarını da mı koruyamıyorsunuz?” diye konuştu.

Plan ve Bütçe Komisyonu, 2025 Bütçe görüşmelerinin başladığını anımsatan Arıkan, 2024 yılını açlıkla mücadele ederek geçiren vatandaşların yeni yıla ilişkin umudunu korumak istediğini belirterek, “22 yıldır iktidardasınız. 22 yılın sonunda ranta, yolsuzluğa, faiz lobilerine, yandaş iş insanlarınıza çalışan bütçeler yaptınız. Bütçeleri, kanunları hep bunlara göre ayarladınız. Bunları bize rakamlar söylüyor. İç ve dış borç stoku 8 trilyonu geçmiş durumda. 2025’te Bütçe’nin Faiz giderleri 2024’e göre yüzde 50 artarak 1 trilyon 950 milyar lira oldu. Son günlerde önemini bir kez daha gördüğümüz Savunma Sanayiine ise sadece 1,61 trilyon TL ödenek tahsis edildi. Faize yaklaşık 2 trilyon lira ayırırken tarıma 706 milyar lira depreme sadece 584 milyar lira ayırabildik. En acısını söylüyorum. Bütün bunların parası yine bizden çıkacak. Bütün yükü yine halkımız yüklenecek” ifadelerini kullandı.

Yönetilemeyen ekonomi vatandaşa ise enflasyon ve düşük ücret olarak döndüğünü belirten Arıkan, “Önce memur ve emeklilere bakalım. Maaşları, yıllık belirlenen artış oranlarına göre ayarlanıyor, ancak bu artışlar enflasyon farkı olarak geçiyor. Yani, enflasyondan dolayı kaybettikleri alım gücünü tam olarak karşılamıyor. İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine bakalım. Bu grupta, enflasyon karşısında biraz daha yüksek bir artış oranı söz konusu. Fakat bu oranlar da reel kayıplarını karşılamıyor. Asgari ücretlilere bakalım. Bu grupta da, maaş artışları enflasyonun çok gerisinde kalmış durumda. 2024 yılı sonu itibarıyla asgari ücretin kaybı telafi edebilmesi için yüzde 40 civarında bir artış yapılması gerektiği ifade ediliyor. Bu bütçe de bu düzen elbette sürdürülebilir değildir” dedi.

Bütçe hazırlığı konusunda milletin refahını düşünerek hazırlanması gerektiğini ifade eden Arıkan, 2025 yılını emekli, memur, asgari ücretli ve milyonlarca dar gelirli vatandaşın yılı yapalım diye çağrıda bulunarak, “Okula aç giden yavrularımız yeni yılda da boynu bükük kalmasın. Sanayicimiz, esnafımız kara kara düşünmesin. Ülkemizin yarısı açlık sınırının, diğer yarısı ise yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kalmasın. Gelin gelecek yıl Milli Görüş’ün faize, ranta, yolsuzluğa değil de; üretime, emeğe ve helal kazanca odaklanan ekonomisini uygulayalım” diye konuştu.

İktidarın uyguladığı tarım politikalarına da değinen Arıkan, ekonomik koşullardan en çok etkilenen alanlardan birinin tarım alanı olduğunu belirterek, “Ne yazık ki bu iktidarın politikaları sebebiyle çiftçimiz can çekişiyor. Yandaşa, faize ve ranta aktarılan paranın binde birini bile çiftçiye ayırmayan iktidar, ülke topraklarını adeta nadasa bırakmış durumda. Çiftinin bankaya borcu tam 1 trilyon olmuş. Çiftçi artık ekmek istemiyor, toprağı işlemek istemiyor. Çünkü çiftçi yıllardır zarar ediyor. Her geçen gün artan maliyetlere karşılık kazandığı para gitgide yok oldu. Arkadaşlar bu bir cinayettir. Toprağı öldürürseniz geleceğimizi öldürürsünüz, çocuklarımızı öldürürsünüz, bağımsızlığımızı öldürürsünüz” dedi.
Türkiye’nin imkanının olduğu, rengini almayacağı, adil muamele göreceği her uluslararası organizasyonu üye olmak için çaba göstermesinin önemli olduğunu ifade eden Arıkan, Dünya da ve bölgede adaletsizliği n nedeni haline gelen AB gibi organizasyonların ise kapısında beklemenun uygun olmadığını belirterek, “Türkiye, uydu değil lider ülke olmak vizyonu ile başta yeni bir dünyanın kurulması için atılmış olan D-8 gibi adımlara yoğunlaşmalıdır. Birtakım organizasyonların kapısında bekleyeceğine kendi kurucusu olduğu tarihi, kültürel ve ekonomik yakınlığı olduğu ülkelerle kurduğu D-8’e ağırlık vermelidir” dedi.

Filistin’de 13 aydır Filistin’de uluslararası hukukun çiğnendiğini, savaş suçunun ise işlendiğini belirtti. Siyonizm’in Cibaliye Mülteci Kampı’na saldırdığını ifade ederek, “Evlerini, okullarını, camilerini yıktığı mazlumların sığındığı son adresi de bombalayarak vahşete olan tutkusunu bir kez daha tüm dünyaya göstermiş oldu. Gazze’de yaptıklarını bugün Lübnan’a taşımaya çalışan terörist İsrail’in karşısında herhangi bir güç olmadığı sürece soykırıma devam edeceği artık sağır sultanın bile malumudur” ifadelerini kullandı.

Gazze’de bir yıldır öfke ve hüzünle süreci takip ettiğini belirten Arıkan, Gazze’de ki sürecin sadece askeri bir çatışma veya savaş olmadığının altını çizdi. Arıkan, Siyonist İsrail’in 40 bini aşkın sivili katlettiğini kaydetti. İsrail ile ticaret konusuna da değinen Arıkan, “Tabiri caizse tiyatro bitmiştir. Artık saflar kesindir. Yaşanan katliam karşısında, ya vahşetten tarafsınız ya da mazlumdan. Ya emperyalizm ve Siyonizm’den tarafsınız ya da bölgemizin huzur ve barışından. Şimdi buradan gri bölgede durmaya çalışanlara sesleniyorum: Artık ya siyahsınız ya da beyaz. Reel politiğe göre de, inancımıza göre de, aziz milletimizin değerlerine göre de durmanız gereken yer Filistin’den yana olmaktır” dedi.

İsrail ile ticaret konusunda iktidarın ‘biz İsrail’e değil Filistin’e gönderiyoruz’ ifadelerini hatırlatan Arıkan, ancak bakıldığı zaman gönderilen malzemelerin İsrail’e gönderildiğini belirterek, “Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden öğreniyoruz: Filistin’e ihracat yüzde bin 113 arttı. çelik ihracatı yüzde 30 bin, elektronik aksam ihracatı yüzde 2 bin 913, madencilik ihracatı yüzde 6 bin, klima ihracatı yüzde 796 arttı. En acısını söylüyorum: 2023'ün Eylül ayında Filistin'e 46 bin dolar olan çimento, seramik ve cam ihracatı, 2024'te 4 milyon 950 bin dolar oldu. Filistin bunca çimentoyu ne yaptı? Gazze yeniden imar ediliyor da bizim mi haberimiz yok. Bu ticarete devam eden iktidara sesleniyorum. Sizler gri değilsiniz, politik değilsiniz, sizler bizim bildiğimiz Filistin’den taraf değilsiniz” ifadelerini kullandı.

İktidarın İsrail’e hukuki destekte verdiğini ifade eden Arıkan, Saadet Partisi tarafından tüm Türkiye’de Netanyahu ve İsrailli yetkililer ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatarak, “Suç duyurularımızın üzerinden aylar geçmesine rağmen dosyalar hala bekletiliyor, davalar açılmıyor. Savcılarımız görevini yaparak bu soykırımcılar hakkında sürecin yürütülebilmesi için mevzuat gereği Adalet Bakanlığından izin istiyorlar, ne hikmetse bakanlık bu talepleri hiçbir şekilde gündeme alınmıyor, izinler verilmiyor. Soykırım başladığında yaptığımız suç duyurularına ait dosyalar yaklaşık 1 senedir Bakanlıkta bekletiliyor” diye konuştu.

Ak Parti’ye gönül veren vatandaşlara seslenen Arıkan, 13 aydır iktidara seslendiklerinin altını çizerek, “AK Parti’ye, AK Parti’nin icraatlarına çok kredi verdiniz. Ama hepsini tükettiler. Şimdi sizden bir kez daha kredi isteyecekler. Sizleri, hep beraber özellikle İsrail’e yapılan ticaret konusunda tepki koymaya herhangi bir kredi vermemeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

Grup toplantısında konuşan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise MHP lideri Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a çağrısıyla başlayan tartışmalara ve sürece ilişkin konuştu. Davutoğlu, MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarına devam etmesine karşın Cumhurbaşkanından net bir tutum göremediklerini ifade ederek, “Bütün bu süreç devlet aklının ürünü mü yoksa Sayın Bahçeli'nin iyi niyetli, tek başına bir çıkışı mı? Bir haftadır bunu anlamaya çalışıyoruz. Ama Sayın Cumhurbaşkanı'ndan net bir tutum görmedik. Yaptığı konuşmalar bir tutum göstergesi değildir. Devleti temsil makamında olan bir Cumhurbaşkanı koalisyon ortağını adres gösteremez. Çok net bir çağrıda bulunuyorum; en kötü stratejiden bile kötü olan şey kafa karışıklığıdır. Kafa karışıklığında sorun çözmez daha çok kriz yaratırsınız. Bir 'ulusa sesleniş' yapın. Yetkili bütün kurumları toplayın” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.