Beyzade Haber
2022-01-04 14:33:59

HZ. MERYEM ANNEMİZİN İFFETİNİ KORUMAK KUR'AN'IN İFFETİNİ KORUMAKTIR.

Osman Hazır

hazirosman@gmail.com 04 Ocak 2022, 14:33

Bazı görüntülerle desteklenip beslenmiş bir ses kaydı gündeme düştü. Kayda göre Dokuz Eylül İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Cihad KISA bir ders esnasında Hz. Meryem Annemizin iffeti ile ilgili ahlaksızca ima ve iddialarda bulunduğu ifade ediliyor. 

Peki gerçek ne? Açıkçası ders kaydına dair video ve seslerin orijinal halini izlemeden kesin bir şey söylemeye ihtiyatlı yaklaşmakta olduğumu söylemeliyim. Bununla birlikte müdahale edilmiş halinde dahi sorunlu ifade ve tavırların bulunduğu kaydı izleyip dinledim. 
Öncelikle kaydın içeriği özetle;

Youtubede yayınlanan paylaşım eski bir mezuniyet törenindeki o gün için de onaylamadığım kız ve erkek öğrencilerinin karşılıklı zeybek oynaması görüntüleri ile başlıyor.

Otantik yani geleneksel dindarlık çalışmasının sonucunu hakiki dindarlık olarak yorumlayan bu konuda otantik (geleneksel) dindarlığın en az olduğu okulun ilahiyat fakültesi olması nedeniyle hocalara ağır eleştiriler getiren yazılar eklenmiş.

Ardından en ağır kısımlardan bir bölüm gelir; bu kısımda Cihad Kısa’ya ait olduğu iddia edilen: Hz İsa’ya atfedilen “İlk taşı günahsız olan atsın.” Cümlesi üzerinden Zinakar bir kadına uygulanacak recm cezası esnasında ağızları salyalı ahlak bekçileri diye bir atıfta bulunduğu ses kaydı var. 

Cihad Kısa’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında devamla, İlk taşı atmaya çalışan yaşlı bir kadın (sonradan Hz. Meryem olduğunu söylüyor) taşı tutturtamıyor. Anlaşılan günahsız değil. Hz. İsa annesine: yeter anne; Sen de beni bırakıp bir yerlere gidiyordun der. (buradan hz Meryemin iffetle ilgili günahları olduğu iddiası/iftirası rahatlıkla çıkar)

Videonun devamında Hz İsa’nın babasız doğması ile ilgili olarak “Bir de o çocuğun dünyasından bakın babasız doğmaya” şeklinde bugünün seküler normları ile getirilen bir bakış açısı ortaya konur 

Videoda ayrıca; dünyayı yalnız gezmeye çıkan Poppa isimli İtalyan gelinin yaşadığı dramatik iğrençlik üzerinden, bütün bir Afgan halkına erkeklere tecavüz eden eşcinsel sapık iftirası atan; “İtalyan Poppa diye bir gelin Gebze’yi geçemedi Gebze’yi geçse Afganistan’ı geçerdi. Afganistanda parlak erkek tehlike.En dindar merkezinde parlak sakalsız bir erkeğin gece değil gündüz parkta dolaşma şansı yoktur.” cümlelerini söylediği duyuluyor. 

Videonun bir başka sıkıntılı bölümü ise; Hz. İsa’nın; çarmıha gerildiği o son anda “tanrım, tanrım beni niye terkettin?” dediği iddia ediliyor. Videodaki kayıtta Cihad Kısa’ya göre; Haşa Allah peygamberini terk etmiş. Peygamber de Allah’ından ümidi kesmiş. Kendini terk ettiğine inanmış serzenişte bulunuyor. Bu kısım Cihad Kısa’nın: “Terk edildi ve terk edilmenin hala acısını yaşar son nefesinde” yargı cümlesi ile biter. 

Video da başka konulara dair başka kayıt ve eklemeler de var. Bununla birlikte bazı kısımların bağlamından kopartılmış ve ajite edilmiş bölümler olduğunu düşündürtecek hususlar ve efektler olduğu da görülebilir. 

Şimdilik kaydı ile bir değerlendirme;

Küçük kızımın ismi, Afife Bilge. Kızımın ismini Afife Bilge koyarken sadece cinsiyet iffeti kaygısı gütmedim. İlmin, hayatın, insanın, kadının, erkeğin, kutsalların, İslam'ın ve dahi korunması gereken bütün değerlerimizin iffetini dikkate almaya çalıştım. Bu kaygıları bir ömür boyu taşımaya çalışan birisi olarak muttali olduğum bu ses kaydı üzerine hem ihtiyat hem de dehşet kaydını birlikte yaşadığımı söyleyebilirim.

İhtiyat ve dehşet kaydı kaydı

İhtiyat kaydından kastım: bu paylaşımdaki ifade ve değerlendirmelerin önü arkası bu sonuçları ortaya koyacak şekilde doğru ve manüpile edilmemişse demek istiyorum. Zira bunun böyle olmama ihtimali var. Zira öyle olmama ihtimalini Hucurat Suresi 6. Ayette ifadesini bulan: “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.” Emri ilahisinden aldığım ilhamla koyuyorum. 

Neden mi? Nedeni şu; Yazdığı kitaplarda uydurma hadisleri sahihmiş gibi kullanarak milletin parasını din adına söğüşleyen, uydurma hadisleri yazarak ve hadis uydurarak Hz. Peygamber’e yalan isnad eden bir Cübbeli bu video üzerinden çok fazla piyasa oluşturma çabasına girince açıkçası onun ya da ekibinin katkısı akla ilk gelen şey oluyor. O nedenle böyle birisinin başka birisine yalan ve manüpilatif iftiralar atabileceği gerçeği bana bu ihtiyadı koyduruyor.

Peki ya gerçekse? İşte orası daha da vahim. Yani dehşet ifadesi dahi bu olayın gerçek halini ifade etmeye yetmez. Zira yukarıda bir kısmının çözümünü yapmaya çalıştığım paylaşım içeriği bir Müslümanın dilinin ucuyla dahi ifade etmesini bırakın, kalbinden geçse kendini yoklaması gereken dehşet iftiralardır.

Bu arada paylaşımı izlerken manipüle edilmiş hali ile dahi dehşete düştüğümü söylemem gerek.

Sonuç ne olur/ne olmalı?

Bir kere, videonun içeriğinin doğruluğunun netleşmesi gerekiyor. Bahse konu kişinin Dekan yardımcısı olduğu okulun açıklamasında kaydın tamamının ellerinde olduğu söylendikten sonra paylaşımı yapanlar hakkında işlem yapılacağı söyleniyor. Bu yanlış veyahut eksik. Zira açıklamanın; “videoların içeriğinin doğruluğu da incelenip adı geçen Dekan Yardımcısı hakkında ve paylaşanlar hakkında gereği yapılacaktır.” Denmeliydi.

Gelelim olayın gerçek olması durumundaki tutum ve değerlendirmemizin özetine;

Yazdığı kitaplarda uydurma hadisleri sahihmiş gibi kullanarak milletin parasını din adına söğüşleyen bir "Cübbeli", "Din Psikolojisi" alanında ünlü olmanın yolunun kutsallara sataşmakta olduğunu düşünen bir akademik oryantalist üzerinden bütün ilahiyatçıları yeren genelleme yapıyor. 

Peki uydurma hadis pazarlamacısı bu Cübbeli yüzünden birisi bütün medreselileri hadis uydurmacı olarak genelleme yapsa haklı olur mu? Elbette hayır.

İffetsizliği diliyle besleyen bir ahlak yoksunu üzerinden bütün ilahiyatçıları töhmet altında bırakmak büyük vebaldir. Aynı şekilde her kitabında mutlaka uydurma hadis kullanıp milleti bununla söğüşleyen Cübbeli üzerinden bütün medreselileri töhmet altında bırakmak da vebaldir.

Paylaşımın geneli ele alındığında; kes yapıştır hali ile dahi haddi aşmanın ötesinde bir iffet sataşması yapan akademisyen ile hadis uydurma profesyoneli Cübbeli arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılmak isteniyoruz. Peki, bir böylesi bir tercihte bulunmaya mecbur muyuz? Elbette hayır.

Açıkçası bu paylaşımdaki içeriğin doğru ya da yanlış oluşunun dehşetli kısmı ve bunu piyasada paylaşıp büyüten ekibin yalan yapıp yapmadığı ile ilgili daha söylenebilecek çok şey olmakla beraber şimdilik meramımızı anlatmaya çalışmakla yetinelim.

Bitirirken; etkisi olur mu bilmem ama akademik ve bilimsel olma iştahı ile değerleri değersizleştiren üslupları bir sorgulamak lazım geldiğini düşünüyorum. Yine üslupsuz ve yanlış fikirli birileri nedeni ile bütün İlahiyat camiasını töhmet altında bırakan genellemelerden kaçınmanın Müslümanca olduğunu zira ahiret hesabının çok çetin olduğunu arada bir de olsa (!) hatırlamak gerektiğini düşünüyorum.

Haddini bilenlerden olalım duasıyla…
Vesselam.
03.01.2022
Osman HAZIR
MESRSİN

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.