Aldatanı, aldananı çok ve bu konuda münbit bir coğrafyada yaşıyoruz. Emeği çalışmayı, alın teri ile kazanıp yemeyi değerli bulan değerler sistemine mensup bir millet için şaşırtıcı derecede çelişkili durumlar bunlar.
Her iki üç yılda bir birisi ortaya çıkıyor, kitaba uymuyor, kitabına uydurup milletin tamahkâr nefsini okşuyor. Ondan sonra emeksiz ve hızlı kazanma aşkına gelsin paralar.
En patırtılı örneklerinden birisini yaşayalı tam üç yıl oldu. Yumurta suratlı bir Tosuncuğun” kurduğu Çiftlik bank tezgâhı ile 1’e 5 kazanma, 200 bin verip aylık 50 bin tl ödeme alma hırsının sonu Tosunun Uruguay “yaylalarında” yayılması ile sonuçlandı.
Şimdilerde yine ortalık tozduman. Bu sefer kilolu değil ama yine yumurta suratlı bir genç kurnazın kurduğu tezgah patladı.
Piyasada en bilinenin adı “Bitcoin” olan kripto para denen keriz tuzağının bir versiyonu olan Thodex isimli Kripto para borsasının kurucusu ve sahibi soluğu yurtdışında aldı. Konuşulan miktarlar çok uçuk kaçık. Milyar dolarlardan bahsediliyor.
Peki nedir işin aslı?
İşin aslından kastımız teknik detayları değil. O kısmı ile çok fazla ilgilenmiyorum. Ben asıl bu kadar kolay ve yüksek para kazanma isteğinin altında yatan motivasyonla ilgileniyorum.
Kimsenin zoruna gitmesin ama; çiftlik bank, kripto para veya benzeri yöntemlerle kısa yoldan köşeyi dönme hevesine kapılan kişiler/mağdurlar(!) ile bu sistemi kurup milleti tokatlayanların aynı motivasyondan beslendiğini düşünüyorum.
Dolayısı ile işin altında; Dünyevileşme ve onun beslediği hırslar yatmaktadır. Bu işte hırsız da suçlu hırsıza kanan da. Eğri oturup doğru konuşalım; Çiftlik bank yada devletsiz, tekellüfsüz ve karşılıksız sanal para oluşturup karanlık bir borsa oluşturarak dolandırıcılık yapan tereddütsüz suçludur. Eyvallah.
İyi de 1'e 5 kazanma hırsı taşıyan aç gözlülere diyecek bir sözümüz yok mu? Her yatıranın yüzde 30 ya da daha yüksek kâr elde etmesi mümküm mü? Tabiî ki değil!
Anacığım boşuna demezdi; “oğlum, keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur”. Benzer ata sözlerimiz de aynı şeyleri söyler; "Az tamah çok ziyan getirir"
Peki biz ne ara bu hale geldik?
Ne ara oldu bilmem ama: ne olduysa bu Modernizm dini hayatımıza yön vermeye başlayalı oldu. Modernlik Dininin "Kutsal Metinleri Kişisel Gelişim Kitaplarının ilk emri "Çok Para Kazan" şeklindedir. Böylesi bir algıda, başarının maddi kazançla ölçülmesi şaşırtıcı olmasa gerek.
Aza kanaatin küçümsenip, savurganlığın yüceltildiği bir gidişatı sonunu düşünmeden besledik. O nedenledir ki; kariyer planlamasını meslek ve kazanç odaklı yaptırdığımız gençlik, devletin kendisine verdiği KYK Burslarını kripto paraya yatırarak bu tuzağın öznesi ve sözüm ona mağduru (!) oluyor.
Çözüm?
Alemlerin Efendisi’nin (s.a.v); "Kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. " "Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir. Allah'ın peygamberi Davut (a.s.)da elinin emeğinden yerdi. " sözleri, yön levhamız olmalıdır.
Ayrıca çocuklarımıza hangi meslekleri yapmalarını gerektiğini öğretmeden önce, hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar helal kazanç peşinde olmaları gerektiğini öğretmeliyiz.
Zenginlik yada fakirliğin ödül yada ceza olmadığı anlayışı gençliğimizin bilinç dünyasına mutlaka işlenmelidir.
Bir de; efendim devlet vergisini alıyor. Yeterli denetim yapsaydı vatandaş kanmazdı. Yatırımcıyı suçlamayalım dersek; Yanlış olur. Zira devletin her vergi aldığı ve düzgün denetlediği şey ahlaki, dini ve akli açıdan uygun olmayabilir. Ayrıca yatırımcı denen hırslı nefislerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Örneğin devlet; genelevden, bar ve pavyondan, bankalar ve faizli işlemlerden vergi de alır buraları denetler de. Şimdi bu oralara yatırım yapmayı meşrulaştırmaz ki.
Velhasılı kelam; Haram helal çizgisinde özü sözü bir olanlardan olalım diye dua ile Vesselam!
Osman HAZIR
27.04.2021