Ortadoğu yeni bir oluşum içerisinde. HAMAS, şimdiye kadar yapılan zulme tahammül edemeyerek İsrail’e karşı savaş açtı. HAMAS'ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları, paramotorlarla Siyonist işgalcilerin içlerine kadar girdi.
Başlangıçta ortaya çıkan görüntülerde HAMAS, tüm İsrail'i yerle bir edecek izlenimi verdi. Bütün dünyada uzun yıllardır insanlara korku salan demir kubbenin bir hiç olduğu görüldü.
Bu arada İsrail de; jetlerle, toplarla ve füzelerle havadan, karadan ve denizden karşı saldırıya geçti. Saldırı ifadesi biraz basit olur. Adeta tüm dünyanın gözlerinin önünde soykırım yapmaya başladı. Gazze halkını aç, susuz ve elektriksiz bıraktı. Yıllarca uyguladığı katliamı bir safha daha ileri götürerek nefes alan her canlıyı yok etmeye başladı. “Masumlar katlediliyor, insanlık suçu işleniyor!” diye ortalığı birbirine katanlar, Yahudiler karşı saldırıya geçince sesleri kesildi.
Böyle büyük operasyonlarda kontrol dışı istenmeyen olaylar, sivil kayıplar kaçınılmaz olur. İslam hukuk kuralları, savaşın ürkütücü tablosu ne kadar kötü olursa olsun; kadınlara, çocuklara, yaşlılara zarar verilmesini yasaklar. Batılı medyanın olumsuz propagandalarına rağmen HAMAS’ın da buna dikkat ettiği net bir şekilde görüldü. Medyaya yansıyan görüntülere göre bir HAMAS askeri, iki kızın bulunduğu eve girdiğinde annelerine, “Sakın korkma, bizden size zarar gelmez” deyip çıktığı görülüyor. Aksi yöndeki yayınlar, HAMAS’a itibar suikastını hedeflemekten başka amaç gütmez.
ORTADOĞU’DA KAN VE GÖZYAŞI HAKİM
Gelelim devlet görünümlü terör örgütüne. Kurulduğu 1948 yılından bugüne kadar 75 yıldır Ortadoğu’ya kan ve gözyaşı getiren, Filistinlilere hayatı dar eden, hayvana bile reva görülmeyen uygulamalara maruz bırakan, gördüğü her yerde öldüren, hapse atan, aileleri birbirinden ayıran, evlerini yıkan, gasbeden bir terör yapılanmasını kastediyoruz.
İsrail’in kuruluşundan bugüne uyguladığı politikalar onun terörle anılmasını sağladı. Amerika ve İngiltere’nin desteğiyle Arap devletlerini yerle bir etti. Sonrasında güvenlik paranoyasına dönen önlemlerle kendini karantinaya alıp Filistin topraklarında bir tane canlı insan bırakmayıncaya kadar asimilasyon ve soykırım politikası uyguladı ve bölgeyi Müslümanlar için yaşanılmaz hale getirdi.
Bu saldırılara karşılık İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın cevabı da ilk defa bu kadar gönül ferahlatıcı oldu. Bugün yaşananlar; bugüne kadar süregelen vahşetin, katliamın bir sonucudur.
Temennimiz Filistin’e yapılan bu zulmün sonsuza dek son bulması ve barışın sağlanmasıdır. Ama şu an Gazze’den bebek cesetlerinin toplandığı görülüyor. Yıkılan apartmanların altından kadınlar ve çocuklar çıkarılıyor. Düşman; çocuk, yaşlı, asker ayrımı gözetmeden hepsini öldürüyor. Bir Kuvâ-yi Milliye hareketi olan HAMAS, küresel medya tarafından imajı zedelenmeye çalışılarak terör örgütü gösterilmeye çalışılıyor. Fakat biz HAMAS’ın böyle olmadığını biliyor ve yanında saf tutuyoruz.
İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR
İsrail masum bir devlet değil organize bir suç örgütü, bir terör şebekesidir. Kendisinden başka kimsenin nefes almasına tahammül etmeyen kimseler tarafından yönetiliyor. Akıl sahibi Yahudilerin de bu Siyonist beladan kurtulması bölgenin huzuru için hayat-memat meselesidir. Bu yaşanan savaş yıllarca uygulanan zulüm politikalarının ortaya çıkardığı bir sonuçtur.
O coğrafyada hamasetle değil, aktif olarak devreye girip saf tutmalı, barış için tüm dünya zorlamalıdır. İsrail ve Amerika’nın şu anki konumu barış için değil savaş için sergilenen bir tutumdur. Netanyahu’nun, “Yeni bir Ortadoğu planlıyoruz, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, sonuna kadar gideceğiz” söylemi biz Müslümanların safını da açıkça ortaya koyuyor.
Acaba bu saldırı 11 Eylül gibi Amerika'nın, İsrail'in İslam coğrafyasının saldırısı gibi yeni bir milat mı olacak? Büyük Ortadoğu Projesi daha da genişleyecek mi? İslam dünyası Gazze ve Müslümanların yok olmasını mı izleyecek yoksa elini taşın altına askeri müdahale de dâhil olmak üzere her türlü önlemi alarak İsrail'i ateşkese mecbur mu edecek?
Bu savaş; Lübnan'a, İran’a ve sonuçta Türkiye'ye sıçrarsa bir kaosun başlangıcı olur. Bu sebeple İsrail'in hoyratça tavırlarının durdurulması şarttır. Bütün İslam ülkelerinin ve başta Türkiye'nin; Amerika'ya rağmen dur demesi gerekiyor. Çin, Rusya ve birçok devletin Filistin’e ve halkına açıkça desteğinin olduğu bir dönemde onların da diplomasi gücü arkaya alınarak Filistin direnişine sahip çıkılmalıdır.
KÜRESEL MEDYANIN HAMAS ALGISI!
Küresel medyanın da İsrail’i masum gösterip HAMAS’ı terörist ilan etmesi başlı başına bir algı operasyonundan ibarettir. İsrail, Filistinlilere 75 yıldır bunların kat kat fazlasını yaşatıyor.
İsrail’in göz göre göre İslam dünyasını yok etme girişimine izin verilmemelidir. Tarih; Müslümanları sınıyor, artık bir duruş sergilemelerini bekliyor, etkili, kesin kararlar almasını gözetliyor. Müslümanlar Allah'ın huzuruna çıktıklarında zalimden mi mazlumdan mı yana olduklarının hesabını verecekler. Artık Filistinlilerin ölmesine izin verilmemeli. İslam dünyası hâlâ neyi bekliyor? Bunun yerine itidal ve barış çağrısı yapmanın hiçbir işe yaramadığını, ikiyüzlülükten başka anlamı olmadığını dünya biliyor.
Artık normalleşmenin de ne manaya geldiği pekâlâ görülmüş oldu. Artık bu zulümlere dur deme zamanıdır. Bu süreçte Amerika savaşa müdahil olursa Ortadoğu için çok daha büyük bir tehlikeye kapı aralamak demektir. Ülkemizin alacağı tavır son derece önemlidir.
Hükümetin eli şu an çok güçlüdür. Barışın sağlanması, zulmün son bulması, bağımsız ve özgür bir Filistin için Gazi Meclisimize teklif sunularak bir an önce uluslararası diplomatik adımların atılması gereklidir.