Beyzade Haber

Saadet vekillerinden TBMM’de adalet ve Suriye vurgusu

SİYASET

Pazartesi günü başlayan bütçe maratonu devam ediyor. Bütçe görüşmelerinde Saadet Partisi’nin değerlendirmeleri dikkatleri çekmeye devam etti. Bütçenin tamamı ve ayrı ayrı tüm kalemleri üzerine Meclis kürsüsünde konuşan vekiller, önemli değerlendirmelerde bulunurken, “adalet” ve “Suriye” vurguları dikkat çekti.

TBMM’de bütçe görüşmeleri sürüyor. Bakanlıkların bütçelerine ilişkin görüşmeler devam ederken, bakanlıkların bütçelerine ilişkin Saadet Partili vekiller önemli değerlendirmelerde bulundu. Vekiller, adalet ve Suriye vurgusunda bulundu.

Saadet Partisi Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na yönelik bütçe görüşmelerinde kürsüde söz aldı. Kaya, adaletin tesis edilmesinin konuşularak veya yargı paketleriyle tesis edilemeyeceğini ifade ederek, “Adalet, uygulanarak yapılır. Sizin mahkemelerinizin verdiği kararların hukuka uygun olmasıyla adalet tesis edilir, bütün vatandaşlarınızın adalet önünde kendisini güvende hissetmesiyle adalet tesis edilir, yoksa en iyi yaptığınız şeydir, çok şey söylersiniz ama az şey yaparsınız, adalette de çok sözler söylüyorsunuz, çok paketler, çok reformlar yapıyorsunuz ama maalesef Türkiye'de bugün adalete olan güvenin yerlerde olduğu bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Yargının tarafsızlığında ciddi sorunlarımız var. Yargıdaki dosya yükü ve uzun yargılamalar, vatandaşın adalete erişiminde çok ciddi engeller meydana getiriyor” dedi.

Yargı alanının Türkiye’de bağımsız olmadığını ifade eden Kaya, kritik makamla siyasi atamalar yapıldığını belirterek, “Bir gün Yargıtay’da bir dosya kapağı açmamış bir kişiyi Yargıtay kontenjanından Anayasa Mahkemesi’ne üye olarak atamakta bir beis görmüyorsunuz. Cumhuriyet başsavcısı yardımcısıyken İstanbul'da birçok tartışmalı işi yapmış olan, ağır ceza başkanı iken birçok tartışmalı tutuklama kararına konu olmuş olan; Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymayan bir kişiyi taltif edip bakan yardımcısı yapıyorsunuz, şimdi de taltif edip İstanbul cumhuriyet başsavcısı olarak atıyorsunuz, yetmezmiş gibi eşini de Sermaye Piyasası Kurulu’na üye olarak atıyorsunuz, kaldı ki Sermaye Piyasası Kurulu siyasetten en fazla ari olması gereken kurumlardan bir tanesi. Bu mu yargı bağımsızlığı?” ifadelerini kullandı.

Suriye meselesine ilişkin açıklamalarda da bulunan Kaya, 61 yıllık Baas rejiminin acı bedellerle de olsa sona erdiğini ifade ederek, Baas rejiminin sona ermesinin bilinen bir sonuç olduğunu ancak endişe ve kaygı duyulan noktaların olduğunu kaydetti. Kaya, “Emevi Camii'nde cuma namazı kılma hayaliyle çıktığınız yol. 1 milyon insan öldü, 10 milyon insan yurdunu terk etti; milyarlarca dolar maddi, sınırsız manevi kayıp; mülteci ve muhaliflere verilen desteğin ekonomimize sonuçları. Elbette, bir zalimin, bir diktatörün gitmesi bizleri memnun etmiştir. Sizin de kaygılarınız olduğunu biliyorum ama lütfen şakşakçılara, lütfen plaka dağıtma heveslilerine sizler de dikkat edin çünkü AK Parti iktidarının bu millete yaptığı en büyük kötülüklerden bir tanesi dış politikayı bir iç politika argümanı olarak kullanmasıdır; bunun bedellerini fazlasıyla ödedik, bu millete daha fazla bedel ödetmeyin” diye konuştu.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, Dışişleri Bakanlığı'nın bütçesine ilişkin TBMM kürsüsünden söz alarak açıklamalarda bulundu. Kaya, Suriye’de 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekerken, Suriye’nin bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığının da altını çizdi. Kaya, “En büyük tehlike Suriye'nin Afganistanlaşması meselesidir. 1979-89 arasında birçoğumuzun çok yakinen takip ettiği gibi Afganistan'da mücahit grupların Rusya'ya karşı verdiği direnişin ardından 89'dan sonra 2003 yılına kadar, 2003'ten sonraki dönemlerde nasıl birbirlerine girdiklerini, iktidar paylaşımı noktasında nasıl birbirlerini boğazladıklarını biliyoruz, Suriye'deki mesele şimdi budur. Bütün bunların simülasyonunu yapmak varken, bütün bunlar üzerinde çalışmalar yapmak varken ben bu zafer sarhoşluğunu anlayamıyorum. Gelinen noktayı önemli buluyorum, değerli buluyorum ama bu zafer sarhoşluğunu bir türlü anlayamadığımı ifade etmek istiyorum. Bütün kesimlerin adil bir şekilde temsil edildiği ve netice itibarıyla Suriye'nin toprak bütünlüğünün temin edildiği bir anlayışla süreç yönetilmelidir” dedi.

D-8’lere ilişkin açıklamalarda bulunan Kaya, D-8’ler bünyesinde bulunan ülkelerin konumlarına dikkat çekerek, “Ülkelerin bulunduğu konumlara bakın; Mısır'a bakın, İran'a bakın, Türkiye'ye bakın, Pakistan'a bakın, Bangladeş'e bakın, Nijerya'ya bakın, Endonezya'ya, Malezya'ya bakın. Bunlar bulundukları bölgede önemli ülkeler ve bunların 4 tanesi; Türkiye, Mısır, İran ve Pakistan bu bölgede çok önemli konumda. Sayın Bakan, bu 4 tane ülke bir an önce bundan sonraki oyunları bozmak adına aralarında saldırmazlık anlaşması imzalamalılar. Şu anda en büyük tehlike, bu ülkelerin birbirine karşı düşman kesilmesidir, bunun mutlaka engellenmesi gerekir ve bu saldırmazlık anlaşmasıyla beraber gelecekteki olması muhtemel riskler ortadan kaldırılabilir” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın ise Adalet Bakanlığı bütçesi hakkında Saadet-Gelecek Grubu adına söz aldı. Aydın, Türkiye’de birçok alanda sorunlar olduğunu belirterek, “Ülkemizde birçok alanda krizler yaşıyoruz ama herhâlde bütün bu krizlerin çözümünün ön şartı adalet krizini aşmaktan geçmektedir. Sağlıkta, eğitimde, dış politikada, tarımda hangi krizlerin aşılmasını istiyorsak herhâlde önce adalet krizini ülkemizde aşmamız gerekiyor. Bizler 100 kişilik bir gemide 99'u cani, 1'i masum olduğu için o geminin batırılmaması gerektiğini kavramış bir anlayışa sahibiz. Bir ülkede binlerce insan ve bir gün değil yıllarca, bir ülkede bir insan bir gün, bir saat değil yıllarca cezaevinde kalıyorsa o ülkede adaletten bahsedilemez” dedi.

Siyasi iktidarın ülke sınırları dışındaki zulümleri dile getirdiğini ancak ülke içerisindeki sorunlara tahammül edilemediğini ifade eden Aydın, “Sınırlarımızın dışındaki bazı iktidarların, insanların ekmeğine, hakkına, özgürlüğüne gasbına ses çıkartıyoruz ama ülkemizde küçücük ses yükseltmelere karşı adaleti bir kılıç olarak kullanıyoruz ya da kendi iktidarımızın insanları ekmeğinden ve işinden etmesine, uzaklaştırmasına bahaneler üretiyoruz. İsrail zulmünü kınıyoruz ama ülkemizde İsrail'in zulmünü kınayan ve devam eden ticareti protesto eden insanları cezaevine sokmayı, sorgulamayı normal görür hâle geliyoruz. Bu girdaptan çıkmamız lazım” ifadeleri kullandı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.