Bağışlamak içimizdeki yükü hafifletmektir
Işık gibi olmaktır bağışlayabilmek. Zira güneş, ayırım yapmaksızın ışığını her varlığa cömertçe verir. Bağışlamak İngilizce “forgive” kelimesiyle ifadelendirilir. “For-give” adeta güzelliklerin hatrına içindeki öfkeyi ve düşmanlığı bırakabilmek demektir. Zira bağışlayabilen içindeki yükten kurtulur. Bunun faydası en fazla kişinin kendisinedir. Yunus,“Adımız miskindir bizim – Düşmanımız kindir bizim- Biz kimseye kin tutmayız- Ağyar bile dosttur bize” diyerek asırlar öncesinden gönüllerimize ışık olmaktadır.
Allah resulü Muhammed’in, verdiği ilk ders ve son ders bağışlamaktır diyebilirim. Zira o, hem Mekke’de kendisi ve dostları işkence altındayken kendisine adavet edenleri bağışlayabilmiş, hem de yirmi üç sene sonra Mekke’yi fethettiğinde yani gücü elde ettiğinde provakatör şairler dışında mazide kendilerine düşmanlık edenleri affedebilmiştir. Kur’an madem ki Allah resulü’nü “en güzel model” olarak tanıtır onu takip edenler bu erdemden kendilerini mahrum etmemelidir.
Mahkumlarla olan mülakatlarımda onlara sık sık affedebilmenin faziletinden bahsederim. Zaten bağışlayabilme duygusu en fazla insanın kendisine fayda verir. Bir mahkum, ben bağışlayabilecek kadar güçsüz değilim demişti. Ona bağışlamanın aslında kendisini güçsüzlükten kurtaracağını söylemiştim. Zira bağışlayabilen kendisini bağışlanana nispetle özne konumuna getirmiş olur. Evet, hakiki pehlivan içindeki nefreti, gayzı, adaveti ve kini Allah için bağışlayabilendir.
Işık gibi yaşayanlar affetmeyi prensip edinirler. Zira nefret insanın içindeki yüktür. İngilizce ışık demeye gelen “light” aynı zamanda bir nesnenin hafifliği anlamına gelir. Bağışlayabilenler, iç dünyalarında kendilerini rahatsız eden ve peşlerini bırakmayan, kinden ve nefretten kurtulmuş olurlar. Kalbiyle akledenler ise bağışlama yolunu tutarak hem iç dünyalarını hem de dışlarındaki dünyayı aydınlatmış olurlar.
Kendisine, dışındaki dünyayı tenvir etme gibi bir misyonu yüklenmiş olan kimse insani ilişkilerinde de daha sabırlı, dikkatli ve müsamahali olur. Yıllar önce New York civarında başındaki kipadan Yahudi olduğunu düşündüğüm bir aile arabama çarpmıştı. Park yerinde arabama arkadan çarptıkları için onlar suçluydu. Onlar eşimin başörtüsünden müslüman olduğumuzu ve ben onların giyinis tarzından Yahudi olduklarını anlamıştım.
Bu küçük kaza, çok ateşli tartışmalara dönüşebilirdi. Lakin ben orada, arabamdaki küçük hasara bakmak yerine, o kimsenin belki varsa müslümanlara yönelik ön yargısını kırma adına bu zata müsmahalı davranmaya çalıştım. Biz de güzel parkedemedik arabayı, siz de tamamen haksız değilsiniz filan dedim. Bunu bir fiili dua gibi düşündüm.
Araba park yerlerindeki tartışmalar neticesinde irtikap edilen cinayetleri düşünürsek bu şekilde bir davranış sergilemenin toplumdaki huzur adına önemli bir adım olduğunu hafife almamak gerekir.
Evet ışık gibi yaşamanın en önemli adımı, affedebilme kabiliyetine sahip olmaktır.
Bağışlayınız! O dem içinizdeki yükten kurtulduğunuzu hissedeceksiniz.
Dualarımızda affedilmeyi ve İlahi rahmete mazhar olmayı murad ederiz. Zaten hiç birimiz masum değiliz. Peki o sonsuz İlahi rahmet okyanusunun katreciklerinden gönlümüze bağışlayan Rabbimizin vicdan, merhamet, rikkat ve şefkat gibi kabiliyetleri niçin davranışlarımıza affetmek olarak yansıtıyoruz? Affediniz ki affedilesiniz !
İmsak | 06:03 | ||
Güneş | 07:28 | ||
Öğle | 12:33 | ||
İkindi | 15:07 | ||
Akşam | 17:29 | ||
Yatsı | 18:49 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|