DEPREM KAHRAMANLARI
Bugün size deprem kahramanlarından bahsetmek istiyorum. Bunlar depremin sessiz kalan gizli kahramanları. Elbette ki bunların dışında yüzlerce adları öne çıkmayan kahramanlar vardır. Ancak elime ulaşan bilgiler kadar sizleri bilgi sahibi yapmak istiyorum.
Bu insanlar sadece 3, 5 kişiyi kurtarmamışlar. Yaklaşık 1000 diyaliz hastasını ölüme terk etmeyerek ve ellerindeki kıt imkanlarla cansiperane, adeta hiç uyumayarak çabalamış ve muvaffak olmuşlar.
Önce Şifa ve Antakya diyaliz merkezi ortaklarından Mustafa Erdoğan’ı dinleyelim:
“Şifa ve Antakya diyaliz ortaklarındanım. Önce 04.17 de diyaliz merkezinin üzerindeki dairemde depreme yakalandım ve hızla aşağıya indim. Depremin büyüklüğünü hayal ettiğim zaman bütün diyaliz merkezlerinin devre dışı kaldığını düşündüm. (Kendi yaptığı binalarında yüzde 30 daha fazla demir ve çimento kullandığından diyaliz merkezi binalarında çatlak bile oluşmadan hasarsız atlatmışlar.)
Üç doktor arkadaşla hızla diyaliz merkezine girdik kolonlarını kontrol ettik su sisteminin videosunu çektik. Ankara’da bulunan Delta şirketine videoyu gönderdik. Su sisteminde arıza var hızla yetişin dedim.
Diyalizin uzman hekimi Dr. Musa Yüksekgönül göçük altında kalarak hayatını kaybetti. İki tane sorumlu diyaliz hekimim göçük altında kaldı ayakları yaralandı. Tedavi için şehir dışına çıktılar. Bir doktorumuzda Dr. Ali Fuat Eskiocak ablasını, eniştesini ve yeğenlerini kaybetmesine rağmen hala çalışmaya devam ediyor.
Benim size anlatmak istediğim asıl konu bu değil.
5 artı 2 tane kahraman hemşireyi anlatmak istiyorum. Hızla su sistemini devreye aldık. İki başhemşirem Özlem Tarım, Naime Aksay (İki merkezdeki 25 hemşireden) hemşirelerim Aydan Akçı, Meltem Çiftçigil, Onur Cabioğlu, Gönül Korkut.
İlimizde bulunan 12 Diyaliz merkezinin hayatta kalan bütün hastalarını Salı günü saat 11’de başlayıp 470 seans blok halinde diyalize aldılar. Başhemşireler gece saat 2 de yaklaşık 30 km ilerde bulunan Kumlu köyüne aracımla götürdüm. Çocuklarını yarım saat gören Özlem Hanım çocuklarını Tokat’a gönderdi. Oradan da Kırıkhan’a gittik. Naime Hanım da çocuklarıyla vedalaşıp Antalya’ya gönderdi ve hızla görevlerine döndüler.
İkisinin de eşlerine “Merak etmeyin bu ülkenin iyi insanları var gelecekler” dedim.
Sabahleyin 7 tane Balıkesir’den, Manisa’dan, İzmir’den kulakları küpeli, saçları uzun, kolları dövmeli, bazıları başörtülü ülkenin iyi insanları geldi.
Dedilerki “Siz hiçbir şeye dokunmayın, herşeyi biz yapacağız”. Bu ülkenin nasıl ayakta kaldığını o gün daha iyi anladım.”
Ancak sıkıntılar bununla bitmiyor. Diyaliz hastaları için günlük 15 tanker su gerekiyor. Bunun için Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı defalarca arıyor telefona bile çıkmıyor.
Hatsu’ya defalarca müracaat edip 1000 hastanın hayatı söz konusu diyor yanıt alamıyor. Hatsu Müdürünü davet ediyor (Birkaç adımlık mesafede) gelin durumu kendi gözünüzle lütfen görün diyerek. 1000 İnsanın hataı söz konusu iken buraya su verilmeyecekte nereye verilecek diye soruyor.
Su ancak depremden 35 gün sonra verilebiliyor.
O zamana kadar Orman Müdürlüğüne bağlı tankerlerle yakın köylerden türlü zorluklarla su taşınıyor. O çevreyolu trafiğinde geçilmeye gayret ediliyor.
Sonuçta diyaliz hastaları kaderine terkedilmiyor ve tüm zorluklara rağmen 25 hemşirenin görevini 5 hemşire yüklenerek görev başarılıyor.
Ben bu kahraman doktor ve hemşirelerimizi saygıyla selamlıyorum. Tabi uzak illerden gelerek Onların yardımına koşan yüce gönüllü 7 insanı da…
Bir sonraki yazımda enkaz altında 210 insanın öldüğü yeni devlet hastanesinin macerasını anlatacağım. Verilen sağlam zeminli 160 dönümlük yerden nasıl vazgeçildiği, bataklık arazide çok daha fazla maliyet harcanarak yeni hastanenin nasıl yapıldığını öğreneceksiniz.
İmsak | 05:53 | ||
Güneş | 07:16 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:33 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|