Ülkemizdeki en büyük eksik olan adalet, işleyiş itibari ile kişinin maddi gücüne ya da güçsüzlüğüne göre uygulanıyor. Bunun en canlı örneği ise, kanıtlı olarak kara para akladığı bilinen fenomenlerin ‘hukuk boşluğu’ tabiri ile 10 ay içerisinde cezaevinden çıkartılması oldu.
Türkiye, adaletsiz uygulamalar sebebiyle giderek karanlığa gömülmeye devam ediyor. Son günlerin en önemli konusu olan 8 yaşındaki Narin Güran’ın canice katledilmesi milletimizin vicdanını kanattı. 85 milyondan fazla insanın yurdu olan ülkemiz, kendi evlatlarına sahip çıkamayacak hale getirildi. Ülkemizde çocuk cinayeti gibi kan donduran suçlara caydırıcı bir ceza gelmediği müddetçe, bu menfur olaylar yaşanmaya devam edecek gibi görünüyor. Son 2.5 yılda ülkemizde en az 136 çocuk hayata şüpheli bir şekilde gözlerini yumarken, ülkemizin adalet sistemi suçluları hak ettikleri cezaları verme konusunda ne yazık ki yeterli değil. Çok yüklü miktarlarda kara para akladıkları bilirkişiler tarafından teyit edilen internet fenomenleri ‘hukuk boşluğu’ olarak ifade edilen bir açıktan faydalanarak cezaevinden dışarıya çıkarılırken, toplum nezdinde bu fenomenlere büyük bir sempati beslenmesi ise ahlaki bir erozyonu gözler önüne seriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), 8 seneyi aşkın zamandır kayıp çocuklara dair veri paylaşımı yapmıyor. Ülkemizde 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğuna dair veri paylaşımı yapılmıştı. 2016 yılından bu yana kaç çocuğun kayıp olduğuna dair bir veri paylaşımı bulunmazken son 16 senede elimizde kayıp verileri bulunan 104 bin 531 çocuğa da ne olduğu konusunda belirsizlik devam ediyor. 21 Ağustos 2024’te kaybolan Narin Güran’ın 19 gün sonra cansız bedenine ulaşıldı. Canice katledilen Narin ülkemizde bir ilk değildi. Tam 15 yıl önce Ramazan Bayramı’nda Kayseri’de şeker toplamaya çıkan çocuklar Türkan Ay, Dilruba Tekin ve Ahmet Tuna Tekin’in naaşlarına 556 gün sonra ulaşılmıştı. Ülkemizde çocukları korumaya yönelik kanunların yetersizliği ve hâlihazırda bulunan kanunların da işleyişindeki düzen bozukluğu ne yazık ki çocuk katillerine cesaret veriyor. Tam 15 sene sonra tekrar bir yavrumuzu toprağa vererek, faillerinin bulunmasında bile problem yaşayan bir ülke olmaya devam ediyoruz.

Narin Güran, kendi büyüdüğü köyde katledildi. Akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin en üst düzey olduğu köy yerleşkelerinde dahi, böyle bir insanlık dışı olayın yaşanması vatandaşlarımızı korkutur duruma getirdi. Ülke olarak geçmişte bu tip canice cinayetlerden çıkartılamayan dersler can yakmaya devam ederken yasaların ve hukukun yetersiz kalışı da bir kez daha gözler önüne serildi. Yaşanan bu olayların toplum üzerindeki psikolojik etkileri gelecek nesilleri de etkileyecek raddeye geldi. Çocukların rahat rahat sokaklarda oynayamaz hale gelmesi, anne ve babaların çocuklarını güvenerek emanet edebileceği bir komşu bulamayışı, ülke olarak birçok noktada çöküşe gittiğimize de işaret eder durumda.

Kara para akladıkları iddiasıyla çıkarıldıkları ilk mahkemede haklarında 20’şer yıldan 40’ar yıla kadar hapis istenen fenomenler, 10 ay hapis yatmalarının ardından geçtiğimiz günlerde tahliye edildi. Adalet sisteminin maddi güce dayalı bir şekilde işleyişini en güzel şekilde özetleyen bu olayda sanıklar, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgütü yönetme”, “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama (kara para aklama)”, “Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet” suçlarından yargılanıyordu. Başsavcılık iddianameyi onaylamış ve duruşma tarihine 4 Eylül olarak karar verilmişti. Geçtiğimiz hafta haklarında bu iddiaların konuşulduğu ve başsavcılığın inceleme sonucu suçlarını onayladığı sanıklar, serbest bırakıldı. Türkiye’nin adalet sistemindeki bozuk işleyiş düzelmedikçe cinayet, hırsızlık, taciz, tecavüz ve vicdanların kaldıramayacağı nice suç eylemleri maalesef yaşanmaya devam edecek.