Bugün de sorumuzu Türkiye’ye soralım! Bu “kiralık vekil”se bunlar “ne vekil?”

Parti fark etmeksizin en azından seçmene yapılan bu saygısızlığın önü tıkanmalı.
Seçimlerin üzerinden bir iki ay geçmeden partisinden istifa eden yani siyasi değişim yaşamaya açık bir isimden ne bu ülkeye ne de siyaset dünyasına hiçbir hayır gelmez.
Şimdi gelelim asıl meselemize.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Gazze’nin acısıyla feryat ederken kalp krizi geçiren ve inşallah şehit olan Hasan Bitmez’in vefatıyla Saadet Partisi sayısal olarak grup kurma yeterliliğini kaybetmişti.
“Meclis’te bir farklı ses daha çıksın.” “İktidara eksiğini gediğini hatırlatsın” diye kurulan grubun devamı için görüşmeler yapıldı ve sonunda Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi büyük bir özveri göstererek bir vekilini Saadet Partisi Gurubuna destek için görevlendirdi.
Elbette iktidar bloğunun böyle bir girişimde bulunması beklenemezdi.
Şık da olmazdı.
Bütün bu adımlar milletin sesini daha gür dillendirmek için, aslında iktidara da bir nevi yardımcı olmak için atılan adımlar olarak algılanabilir.
Tabi iyi niyetliyseniz.
Ancak Saadet Partisi Grubunun gerekli olana sayıyı tekrar sağlaması üçerine son derecek kibar bir mesaj yayınlayarak partisine geri dönen sayın Fazıl Kasap’a çirkin yakıştırmak yapmak da Türkiye’de bir gazeteye nasip olmuş.
Böylesi bir özveride bulunan ve sizin de epeyce inandığınız demokrasinin işleyişi için belirli bir görev ifa etmiş olan vekile “kiralık” diyen ağzınız “partisini yarı yolda bırakıp iktidarın kapısına dayananlar” için ne demiş bakalım isterseniz.
Peki sayın Fazıl Kasap sizin seviyenize göre “kiralıksa” bu vekiller ne oluyor onu da yazın da öğrenelim.
Ya da siz kimsiniz!