Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Cihat Yaycı Milli Gazete'ye konuştu: Ekümenik sıfatına ses çıkarmayanlar anayasal suç işliyor
Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ile Ukrayna lideri Vlademir Zelenskiy’nin Fener Rum Patriği Bartholomeos ‘ekümenik’ sıfatıyla lanse etmesinin ardından başlayan tartışmaları ve Fener Patrikhane’sinin tutumunu konuştuk.
GÜNDEM
06.01.2025, 09:50
Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, milligazete.com.tr’den Gökçen Göksal’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
-Geçtiğimiz günlerde Ukrayna lideri Vlademir Zelenskiy Türkiye ziyaretinde Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bir araya geldi. Zelenskiy bu görüşme sonrası yaptığı paylaşımda Patriği ‘ekümenik’ sıfatıyla lanse etti. Zelenskiy, daha önce de benzer açıklamalarda bulunmuş, ve Dışişlerimizin tepkisiyle karşılaşmıştı, bu sefer bir tepki gelmedi. Bu ziyareti ve skandal açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz.
Ekümeniklik aslında halifelik anlamına geliyor. Osmanlı devleti döneminde ekümeniklik sıfatının bugünkü anlamıyla kullanıldığı iddiası son derece yanlıştır. Bugünkü anlamda bütün Ortodoks Hristiyanların temsilcisiymiş gibi anlatılan gösterilen o ekümeniklik evrensellik yani evrensel lider halife demektir. Osmanlı döneminde sadece Osmanlı devleti tebaası olan Ortodoks Hristiyanlardan sorumludur, diğerlerinde sorumlu değil. Mesela Rusya’daki Ortodokslardan sorumlu değildir.Osmanlı toprakları dışındaki Ortodoks Hristiyanlar üzerinde sorumluluğu yok. Onun için bugünlerde, Osmanlı bunu kullanmış bizde kullanalım sözü son derece yanlış ve tehlikelidir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde halifelik nasıl yoksa ekümeniklik hiç olmaması gereken bir konudur. Müslümanların halifesi yok, ama Ortodoks Hristiyanların halifesi var böyle bir şey söz konusu olabilir mi. Bu ciddi bir anlamda anayasaya aykırılık durumudur. Buna ilişkin olarak, zaten Fatih Kaymakamlığı’nın yapmış olduğu, 15 Ağustos 2022 tarihli bir açıklaması vardır. O açıklamayı Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı hazırlamış, ve Fatih Kaymakamlığı’na vermiştir muhtemelen onlarda bu açıklamayı yapmıştır. Ekümeniklik sıfatının kullanılmayacağına dair bir basın açıklamasıdır. Bu basın açıklamasının da Patrikhane’nin ekümenik olduğu iddiasının yasal bir dayanağı bulunamamaktadır diye Yargıtay 4. Dairesinin kararı vardır. Aynı zamanda Patrikhane’ye özel statü verilmesinin Anayasa’nın 10. Maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine de açıkça aykırılık oluşturacağından dolayı da kabul edilmez diyor.O zaman ekümenlik sıfatına ses çıkarmayanda anayasal suç işliyor, kullananda anayasal suç işliyor. Biz suç duyurusunda bulunuyoruz ama kimse suç duyurusuna işlem yapmadığı gibi bizi tehdit ediyor. Üstüne üstlük suç duyurusunda bulunuyoruz Patriği savcılığa dahi çağırmıyorlar. Ve çok enteresandır biz suç duyurusunda bulunduk, bize kovuşturmaya yer olmadığı kararıtevdi edildi. TÜRKDGS olarak suç duyurusunda bulunduk emin olun Atina’da suç duyurusunda bulunsaydık aynı türden bir cevap alırdık diye düşünmüyor değiliz. 15 Ağustos 2022’de Fatih Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamanın sonuç paragrafında, Lozan anlaşmasının tutanakları ile yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığı’na bağlı dini bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümeniklik iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır deniliyor. Bu çok ne bir biçimde burada duruken, şimdi tutup ekümenikliğe ses çıkartılmaması, ve kendisini ekümenik olarak lanse eden adam hakkında işlem yapılmaması hukuka aykırıdır, anayasaya aykırıdır. Mustafa Kemal Atatürk Patrikhane’yi Türk millettin kalbine saplanmış bir hançer olarak nitelemiştir. Atatürk, Patrikhaneyi İstanbul dışına çıkartmak istemiştir fakat bunu sağlayamamıştır, onun üzerine Türk Ortodoks Patrikhanesi’ni kurdurmuştur. Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin yeri Karaköy’dedir. Bu Patrikhane bize Türkiye’deki Ortodoksların tek temsilcisinin Fener Rum Patrikhanesi olmadığını göstermektedir. Ekümeniklik sıfatı zaten İstanbul içerisinde bile geçerli değildir. İstanbul’da iki tane patrikhane vardır. Diğer yandan Süryaniler ve diğer bir çok Ortodoks kilisesi de Fener’in ekümenikliğini kabul etmiyor zaten.
-Fener Rum Patriği’nin ‘ekümenik’ sıfatını kullanması Türkiye için neden bu kadar önemli? Türkiye’de geniş çevrelerin bu konuyu tam manasıyla idrak ettiğini düşünüyor musunuz?
Hayır düşünmüyorum. Adam ekümenik Patrik sıfatıyla Ukrayna barış görüşmelerine katıldı Rusya’nın olmadığı. Hani laiklik ilkesi gereği din ve devlet işleri ayrıydı. O zaman adam nasıl gidiyor Ukrayna barış görüşmeleri siyasi bir toplantı değil mi? Siyasi bir konu değil mi? Siyası bir toplantıya hem de bizim Dışişleri Bakanımızın karşısına, ekümenik patrik sıfatıyla oturarak bildirgeye imza atabiliyor. Biz de bunu seyredebiliyoruz inanamıyorum. Yahu bu patrik nasıl olurda siyasi bir toplantıda hem de uluslararası bir siyasi toplantıda nasıl bulunur. Şimdi soruyorum Atatürkçü geçinenlere soruyorum, gardırop Atatürkçülerine soruyorum, eğer Ukrayna barış görüşmelerine Diyanet İşleri Başkanı katılsaydı, ne derlerdi. Türkiye’yi ayağa kaldırırlardı ama Patrik katıldı kimseden ses çıkmıyor, böyle bir çelişki olabilir mi? Bu nasıl bir çifte standarttır, bu nasıl bir aymazlıktır, gerçekten inanamıyorum. Bu patrik denilen adam yanına bir paçavra Patrikhane bayrağı koymuş adam devlet gibi davranıyor ben devletim diyor, Türkiye’nin hukuk sistemini tanımıyorum diyor böyle bir şey olabilir mi. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üstünde uluslararası bir kurumum diyor. İşte bu sıfatın kullanılmasının en büyük tehlikesi, uluslararası bir kurum statüsü kazanarak, özerk bir yapı olmaktır. Ecumonopolis diye Yunanistan’da haritalara çıkartıyorlar. Bizim sur içini almışlar, orayı Ecumonopolis yani patriklik devleti yapıyorlar. Patrikhane’ye özel statü kazanılsın diye çalışma yapılıyor o bölge Balat çevresi Vatikan benzeri bir yapıya dönüştürülmek isteniyor. O yetmedi şimdi İstanbul özerk olsun, uluslararası yönetime bağlansın deniliyor. İstanbul çeşitli dinlerinde bulunduğu ve dünyanın hakkı olduğu bir kentmiş gibi gösteriliyor. İstanbul’a ayrı bir statü kazandırılmasının da önü açılmaya çalışılıyor. Bunlara çok dikkat etmek lazım.
-Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabileceği konuşuluyor. Türkiye bir ara formül olarak YÖK’e bağlı olarak açılması yönünde bir teklif sunmuştu ama Patrikhane bunu kabul etmedi. Patrikhane Ankara’dan bağımsız bir şekilde Ruhban Okulu’nun açılmasını istiyor. Patrikhane’nin talepleri doğrultusunda bir düzenlemenin yapılabileceği ifade ediliyor.
YÖK’e bağlı olmasını, bir üniversiteye bağlı olarak ilahiyat fakültesi gibi faaliyet yürütmesini kabul etmiyorlar. Neden biz özerkiz, biz sizin bir milli sisteminize bağlı değiliz, sizin milli eğitim sisteminize, yüksek öğretim sisteminize bağlı değiliz biz bağımsızız biz sizin üstündeyiz mesajını vererek, ruhban okulu açılacaksa, bana bağlı açılır ve ben sizin hiç bir sisteminize dahil olmam. Ya Allah Allah peki ben soruyorum şimdi hem bize dahil olmayacaksın, hem Türkiye de bu kadar çok Ortodoks Hristiyan var da onlar için ruhbana mı ihtiyaç var cemaatin ne kadar senin. Cemaatin yok ruhban okulu açmaya kalkıyorsun tamamen özerk statü kazanma çabaları bunlar. Dışarıdan insan getirip burada adam yetiştirerek burayı bambaşka bir duruma sokmaya çalışıyorlar. Türkiye’de İstanbul özellikle Gökçeada, Bozcaada çok kritik bir hal alıyor.Bu ruhban okulunun kesinlikle açılması söz konusu olamaz. Önce Batı Trakya’da bizim 380 den 80 düşmüş okullarımız açılsın, camilerimiz açılsın. Türkçe ve Arapça ibadet yasaklandı Yunanca yapılacak diye, bunlar serbest kalsın seçilmiş muhdiler muhatap alınsın onları sen muhatap aldırma karşı taraf her türlü baskıyı yapsın traktör alımları bile arazi alımları bile yasaklansın Türkçe isim kullananlar üniversitelere gidemesin okuyamasın sen burada Cemaati olmayan patrikhaneye ruhban okulu aç. Olmaz. Madem ruhban okuluna ihtiyaç var o zaman Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne açtırılsın. Altınız çizerek söylüyorum, eğer illa açtırılacaksa Türk Ortodoks Patrikhane’si açtırılsın. Bu kabul edilebilir bir şey değil, Türk eğitim sistemini, Türk otoritesini tanımıyorum diyeceksin, sonra Yunan devlet uçaklarıyla oraya buraya seyahat edeceksin. Senin Lozan’a göre sadece Gökçeada Bozcaada ve İstanbul’daki, mübadele dışı kalmış olan yerler buralara Lozan’da, oradaki Ortodoks Hristiyanların dini hizmetlerini yapmakla sadece yükümlü ve sorumlu olacaksın ama tutacaksın dünyanın her tarafına gideceksin bu Lozan’a ve anayasaya aykırı buna göz yummak normal bir iş değildir suçtur, ama maalesef ses çıkaran yok.
-Geçtiğimiz günlerde Ukrayna lideri Vlademir Zelenskiy Türkiye ziyaretinde Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bir araya geldi. Zelenskiy bu görüşme sonrası yaptığı paylaşımda Patriği ‘ekümenik’ sıfatıyla lanse etti. Zelenskiy, daha önce de benzer açıklamalarda bulunmuş, ve Dışişlerimizin tepkisiyle karşılaşmıştı, bu sefer bir tepki gelmedi. Bu ziyareti ve skandal açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz.
Ekümeniklik aslında halifelik anlamına geliyor. Osmanlı devleti döneminde ekümeniklik sıfatının bugünkü anlamıyla kullanıldığı iddiası son derece yanlıştır. Bugünkü anlamda bütün Ortodoks Hristiyanların temsilcisiymiş gibi anlatılan gösterilen o ekümeniklik evrensellik yani evrensel lider halife demektir. Osmanlı döneminde sadece Osmanlı devleti tebaası olan Ortodoks Hristiyanlardan sorumludur, diğerlerinde sorumlu değil. Mesela Rusya’daki Ortodokslardan sorumlu değildir.Osmanlı toprakları dışındaki Ortodoks Hristiyanlar üzerinde sorumluluğu yok. Onun için bugünlerde, Osmanlı bunu kullanmış bizde kullanalım sözü son derece yanlış ve tehlikelidir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde halifelik nasıl yoksa ekümeniklik hiç olmaması gereken bir konudur. Müslümanların halifesi yok, ama Ortodoks Hristiyanların halifesi var böyle bir şey söz konusu olabilir mi. Bu ciddi bir anlamda anayasaya aykırılık durumudur. Buna ilişkin olarak, zaten Fatih Kaymakamlığı’nın yapmış olduğu, 15 Ağustos 2022 tarihli bir açıklaması vardır. O açıklamayı Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı hazırlamış, ve Fatih Kaymakamlığı’na vermiştir muhtemelen onlarda bu açıklamayı yapmıştır. Ekümeniklik sıfatının kullanılmayacağına dair bir basın açıklamasıdır. Bu basın açıklamasının da Patrikhane’nin ekümenik olduğu iddiasının yasal bir dayanağı bulunamamaktadır diye Yargıtay 4. Dairesinin kararı vardır. Aynı zamanda Patrikhane’ye özel statü verilmesinin Anayasa’nın 10. Maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine de açıkça aykırılık oluşturacağından dolayı da kabul edilmez diyor.O zaman ekümenlik sıfatına ses çıkarmayanda anayasal suç işliyor, kullananda anayasal suç işliyor. Biz suç duyurusunda bulunuyoruz ama kimse suç duyurusuna işlem yapmadığı gibi bizi tehdit ediyor. Üstüne üstlük suç duyurusunda bulunuyoruz Patriği savcılığa dahi çağırmıyorlar. Ve çok enteresandır biz suç duyurusunda bulunduk, bize kovuşturmaya yer olmadığı kararıtevdi edildi. TÜRKDGS olarak suç duyurusunda bulunduk emin olun Atina’da suç duyurusunda bulunsaydık aynı türden bir cevap alırdık diye düşünmüyor değiliz. 15 Ağustos 2022’de Fatih Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamanın sonuç paragrafında, Lozan anlaşmasının tutanakları ile yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığı’na bağlı dini bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümeniklik iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır deniliyor. Bu çok ne bir biçimde burada duruken, şimdi tutup ekümenikliğe ses çıkartılmaması, ve kendisini ekümenik olarak lanse eden adam hakkında işlem yapılmaması hukuka aykırıdır, anayasaya aykırıdır. Mustafa Kemal Atatürk Patrikhane’yi Türk millettin kalbine saplanmış bir hançer olarak nitelemiştir. Atatürk, Patrikhaneyi İstanbul dışına çıkartmak istemiştir fakat bunu sağlayamamıştır, onun üzerine Türk Ortodoks Patrikhanesi’ni kurdurmuştur. Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin yeri Karaköy’dedir. Bu Patrikhane bize Türkiye’deki Ortodoksların tek temsilcisinin Fener Rum Patrikhanesi olmadığını göstermektedir. Ekümeniklik sıfatı zaten İstanbul içerisinde bile geçerli değildir. İstanbul’da iki tane patrikhane vardır. Diğer yandan Süryaniler ve diğer bir çok Ortodoks kilisesi de Fener’in ekümenikliğini kabul etmiyor zaten.
-Fener Rum Patriği’nin ‘ekümenik’ sıfatını kullanması Türkiye için neden bu kadar önemli? Türkiye’de geniş çevrelerin bu konuyu tam manasıyla idrak ettiğini düşünüyor musunuz?
Hayır düşünmüyorum. Adam ekümenik Patrik sıfatıyla Ukrayna barış görüşmelerine katıldı Rusya’nın olmadığı. Hani laiklik ilkesi gereği din ve devlet işleri ayrıydı. O zaman adam nasıl gidiyor Ukrayna barış görüşmeleri siyasi bir toplantı değil mi? Siyasi bir konu değil mi? Siyası bir toplantıya hem de bizim Dışişleri Bakanımızın karşısına, ekümenik patrik sıfatıyla oturarak bildirgeye imza atabiliyor. Biz de bunu seyredebiliyoruz inanamıyorum. Yahu bu patrik nasıl olurda siyasi bir toplantıda hem de uluslararası bir siyasi toplantıda nasıl bulunur. Şimdi soruyorum Atatürkçü geçinenlere soruyorum, gardırop Atatürkçülerine soruyorum, eğer Ukrayna barış görüşmelerine Diyanet İşleri Başkanı katılsaydı, ne derlerdi. Türkiye’yi ayağa kaldırırlardı ama Patrik katıldı kimseden ses çıkmıyor, böyle bir çelişki olabilir mi? Bu nasıl bir çifte standarttır, bu nasıl bir aymazlıktır, gerçekten inanamıyorum. Bu patrik denilen adam yanına bir paçavra Patrikhane bayrağı koymuş adam devlet gibi davranıyor ben devletim diyor, Türkiye’nin hukuk sistemini tanımıyorum diyor böyle bir şey olabilir mi. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üstünde uluslararası bir kurumum diyor. İşte bu sıfatın kullanılmasının en büyük tehlikesi, uluslararası bir kurum statüsü kazanarak, özerk bir yapı olmaktır. Ecumonopolis diye Yunanistan’da haritalara çıkartıyorlar. Bizim sur içini almışlar, orayı Ecumonopolis yani patriklik devleti yapıyorlar. Patrikhane’ye özel statü kazanılsın diye çalışma yapılıyor o bölge Balat çevresi Vatikan benzeri bir yapıya dönüştürülmek isteniyor. O yetmedi şimdi İstanbul özerk olsun, uluslararası yönetime bağlansın deniliyor. İstanbul çeşitli dinlerinde bulunduğu ve dünyanın hakkı olduğu bir kentmiş gibi gösteriliyor. İstanbul’a ayrı bir statü kazandırılmasının da önü açılmaya çalışılıyor. Bunlara çok dikkat etmek lazım.
-Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabileceği konuşuluyor. Türkiye bir ara formül olarak YÖK’e bağlı olarak açılması yönünde bir teklif sunmuştu ama Patrikhane bunu kabul etmedi. Patrikhane Ankara’dan bağımsız bir şekilde Ruhban Okulu’nun açılmasını istiyor. Patrikhane’nin talepleri doğrultusunda bir düzenlemenin yapılabileceği ifade ediliyor.
YÖK’e bağlı olmasını, bir üniversiteye bağlı olarak ilahiyat fakültesi gibi faaliyet yürütmesini kabul etmiyorlar. Neden biz özerkiz, biz sizin bir milli sisteminize bağlı değiliz, sizin milli eğitim sisteminize, yüksek öğretim sisteminize bağlı değiliz biz bağımsızız biz sizin üstündeyiz mesajını vererek, ruhban okulu açılacaksa, bana bağlı açılır ve ben sizin hiç bir sisteminize dahil olmam. Ya Allah Allah peki ben soruyorum şimdi hem bize dahil olmayacaksın, hem Türkiye de bu kadar çok Ortodoks Hristiyan var da onlar için ruhbana mı ihtiyaç var cemaatin ne kadar senin. Cemaatin yok ruhban okulu açmaya kalkıyorsun tamamen özerk statü kazanma çabaları bunlar. Dışarıdan insan getirip burada adam yetiştirerek burayı bambaşka bir duruma sokmaya çalışıyorlar. Türkiye’de İstanbul özellikle Gökçeada, Bozcaada çok kritik bir hal alıyor.Bu ruhban okulunun kesinlikle açılması söz konusu olamaz. Önce Batı Trakya’da bizim 380 den 80 düşmüş okullarımız açılsın, camilerimiz açılsın. Türkçe ve Arapça ibadet yasaklandı Yunanca yapılacak diye, bunlar serbest kalsın seçilmiş muhdiler muhatap alınsın onları sen muhatap aldırma karşı taraf her türlü baskıyı yapsın traktör alımları bile arazi alımları bile yasaklansın Türkçe isim kullananlar üniversitelere gidemesin okuyamasın sen burada Cemaati olmayan patrikhaneye ruhban okulu aç. Olmaz. Madem ruhban okuluna ihtiyaç var o zaman Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne açtırılsın. Altınız çizerek söylüyorum, eğer illa açtırılacaksa Türk Ortodoks Patrikhane’si açtırılsın. Bu kabul edilebilir bir şey değil, Türk eğitim sistemini, Türk otoritesini tanımıyorum diyeceksin, sonra Yunan devlet uçaklarıyla oraya buraya seyahat edeceksin. Senin Lozan’a göre sadece Gökçeada Bozcaada ve İstanbul’daki, mübadele dışı kalmış olan yerler buralara Lozan’da, oradaki Ortodoks Hristiyanların dini hizmetlerini yapmakla sadece yükümlü ve sorumlu olacaksın ama tutacaksın dünyanın her tarafına gideceksin bu Lozan’a ve anayasaya aykırı buna göz yummak normal bir iş değildir suçtur, ama maalesef ses çıkaran yok.
10
hafif yağmur
Namaz Vakti
07 Ocak 2025
İmsak | 06:18 | ||
Güneş | 07:44 | ||
Öğle | 12:45 | ||
İkindi | 15:15 | ||
Akşam | 17:36 | ||
Yatsı | 18:57 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|