Denizlerdeki Misak-ı Milli’miz: Mavi Vatan

"Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri doğrultusunda ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen 462 bin kilometrekarelik Türk deniz yetki alanlarının tümü” anlamına gelen Mavi Vatan, ülkemizin bugünü ve geleceği noktasında büyük önem arz ediyor.

GÜNDEM 31.07.2024, 05:20
2
Denizlerdeki Misak-ı Milli’miz: Mavi Vatan
Türkiye’nin denizlerdeki Misak-ı Milli’si anlamına gelen Mavi Vatan davası ülkemizin bugünü ve yarınları adına büyük önem taşıyor. Bağımsızlığımızın mihenk taşlarından biri olarak değerlendirilen Mavi Vatan bilincinin toplumumuza yerleşmesi ve bir devlet politikası haline gelmesi adına kayda değer çalışmalar icra ediliyor. Millî Gazete olarak Mavi Vatan davasını detaylarıyla anlatıyoruz. Mavi Vatan Doktrini’nin teorisyeni ve Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın beyan ve açıklamalarından hareketle hazırladığımız yazı dizisinin, Türkiye’nin bağımsızlık davasına katkı sunmasını amaçlıyoruz.
 Mavi Vatan, "Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri doğrultusunda ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen 462 bin kilometrekarelik Türk deniz yetki alanlarının tümü” anlamına geliyor. Türkiye'nin yüz ölçümü, 784 bin kilometrekaresi kara, 462 bin kilometrekaresi Mavi Vatan olmak üzere toplam 1 milyon 246 bin kilometrekare. Mavi Vatan, Türkiye'nin şimdiki ve gelecek nesillerinin refahı ve güvenliği için vazgeçilmez ve ihmal edilemez. Bu bağlamda, Türkiye, iki yarımadadan müteşekkil olmak üzere yedi tarafı denizlerle çevrili jeostratejik bir konuma sahip olup, “Mavi Vatan” kavramıyla denizlerdeki hak ve menfaatlerini koruma altına almayı hedefliyor.
Mavi Vatan, Türkiye’nin kara sularının ötesine uzanan Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik deniz ülkesi, Türkiye’nin denizlerdeki “Misak-ı Milli”sidir. Karadeniz ve Doğu Akdeniz'in derinliklerinde yatan bilimsel olarak kanıtlanmış 816 yıllık doğal gaz rezervi, Türkiye'nin Mavi Vatan’ının ne denli değerli bir hazine olduğunu gözler önüne seriyor. Diğer yandan; Mavi Vatan, turizmden spora hatta akıntı, rüzgâr ve gelgitler enerjisinden elde edilen yenilenebilir enerji açısından da son derece kıymetli bir zenginlik kaynağı. Türkiye’nin etrafında bulunan denizler, yani Akdeniz havzası diye adlandırılan denizler grubu, dünya denizlerinin %1’i olmasına rağmen dünya deniz ticaretinin %30’u bu havzada yapılıyor. Dünyada yaşayan her 16 kişiden birinin, yani yaklaşık olarak 550 milyon kişinin geçimini balıkçılıktan temin ettiği ve Mavi Vatan’ınımızın büyük bir balıkçılık potansiyeline sahip olduğu düşünüldüğünde deniz, ülkemizin ne büyük bir servete tekabül ettiğini rahatlıkla görülebiliyor.
Mavi Vatan, sadece ekonomik değil, aynı zamanda güvenlik açısından da hayati öneme sahip. "Anavatanın savunması ve güvenliğinin denizler ötesinde başladığı" prensibi, bu doktrinin güvenlik boyutunu vurguluyor. Mavi Vatan, hiçbir dış ideolojiye bağlı değildir; "Türk Milletçi, Türkiyeci ve Türkiye Cumhuriyetçidir. Türkiye'nin denizlerdeki Misak-ı Milli'si olan Mavi Vatan, tüm ideolojilerin ve siyasi partilerin üzerinde milli bir konu. Bu bağlamda düşünüldüğünde Mavi Vatan’ın maruz kaldığı tehditleri sadece güvenlik açısından sınırlamak mümkün değil. Mavi Vatan; Karadeniz, Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz bölgelerinde çok boyutlu ve kompleks tehditlerle karşı karşıya. Bu tehditlerin bir kısmı hukuk ihlallerine ve Yunanistan’ın özellikle Adalar Denizi’ndeki politikaları çerçevesinde anlaşmalara uymamasına dayanırken, bir kısmı da ekolojik ve çevresel sorunların endüstrileşmeyle beraber ciddiyetini artırmasından ileri geliyor.
Yunanistan, Adalar Denizi’ndeki dengeleri belirleyen 1923 Lozan Barış Antlaşması’na uymayarak tesis edilen tüm statüleri bozmaya ve bozduğu bu statüleri ise Türkiye aleyhinde hemen her alanda kullanmaya odaklanan bir politikaya sahip. Yunanistan esasında birer tehdit ve talep olan bu meseleleri ise birer sorun olarak lanse ediyor. Bu bağlamda Adalar Denizi’nde birer Yunan talebi olarak karşımıza çıkan ve Yunanistan’ın ise birer talep olarak sunduğu meseleleri şu şekilde belirtmek mümkün;
-Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar Meselesi (EGAYDAAK)
-Yunanistan’ın Kara Sularını 6 Milin Üzerine Çıkartma Talebi
-Yunanistan’ın Gayri Askeri Statüdeki Adaları Silahlandırması
-Yunanistan’ın Kıta Sahanlığı Talebi
-Yunanistan’ın Uçuş Malumat Bölgesi Talebi
-Yunanistan’ın 10 Mil Hava Sahası Talebi ve Hukuksuz Uygulaması
-Yunanistan’ın Arama Kurtarma Sorumluluk Sahası Talebi.
Mavi Vatan’ın Doğu Akdeniz parçası ise benzer şekilde çok boyutlu ve kompleks hukuki tehditlerle karşı karşıya. Özellikle Türkiye’nin Karadeniz’de ilan ettiği gibi Doğu Akdeniz’de henüz bir münhasır ekonomik bölge ilanında bulunmaması ve münhasır ekonomik bölge kanununa sahip olmaması gibi temel nedenlerden dolayı Doğu Akdeniz’de de hukuki olarak tehditlerle karşı karşıya konumda...
Öncesinde 22 Eylül 2021 tarihinde Ünal Çeviköz’ün “Mavi Vatan saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratıyor” açıklaması ardından 27 Temmuz 2024 tarihinde Namık Tan’ın TBMM kürsüsünden “Mavi Vatan masalı” açıklamalarıyla birlikte Türkiye'nin denizlerdeki hak ve çıkarlarını savunmayı amaçlayan bir milli politika olan Mavi Vatan’ın dış baskılarla olduğu kadar iç baskılara da maruz kaldığı bir kere daha görüldü.
Bugün, Yunanistan’ın da adeta milli politika haline getirdiği bu talepler TBMM kürsülerinden bile destek buluyor. Denizlerdeki hak ve çıkarlarımızın korunmasını engelleme amacı taşıyan hem dış hem de içte seslendirilen, karşı karşıya olduğumuz talepleri şu şekilde sıralamak mümkün:
462.000 kilometrekarelik ekonomik deniz ülkesinden vazgeçmemizi, 27 Kasım 2019’da imzalanan Libya-Türkiye Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırma Antlaşması’nı iptal etmemizi, 26 Ekim 2022 tarihinde Libya ile imzaladığımız hidrokarbon kaynakları arama ve işleme anlaşmasının iptal edilmesini, EGAYDAAK’ların tamamını Yunanistan’a bırakmamızı, Yunanistan’ın hukuka aykırı iddialarını ve Adalar Denizi’nin bir Yunan Gölü olduğunu kabul etmemizi, Yunanistan’ın egemenliği kendisine “Gayri Askeri Statüde” devredilen adaları silahlandırmasına ve askerileştirmesine ses çıkarmamamızı, Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Yunanistan’a devredilemeyen Ada, Adacık ve Kayalıklara (EGAYDAAK) sahiplenmesini kabullenmemizi, Yunanistan’ın 6 millik kara sularının ötesinde 10 millik hava sahası iddiasına saygı göstermemizi, Yunanistan’ın Adalar Denizi’nde kara sularını 6 milin üzerine çıkarmasını kabullenmemizi, Montrö Sözleşmesi hükümlerini emperyal güçlerin istediği gibi uygulamamızı veya uygulamamamızı, Somali ve Libya ile imzalanan ve o devletlerin denizlerinde petrol, doğal gaz, balık gibi kaynaklardan pay almamızı sağlayan antlaşmalardan çekilmemizi, Türk Devletler Teşkilatından çekilmemizi, KKTC’nin bağımsız ve müstakil devlet olduğu politikasından vazgeçip, Yunan-Rum tezleri çerçevesinde Türklerin azınlık olacağı federasyon tezlerini kabul etmemizi, Suriye ile ilişkilerimizin düzelmemesini ve sığınmacıların PKK/YPG’nin terörist bir devlet kurma çabası içindeki alanlara dönmesini sağlamamamızı istemektedir.

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 09 Eylül 2024
İmsak 04:46
Güneş 06:08
Öğle 12:41
İkindi 16:16
Akşam 19:05
Yatsı 20:21
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı