Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargıyı baskı altına almaya çalışmayı sorumsuzluk olarak değerlendirerek, "Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez." dedi.
Kimsenin kendini hukuk üstünde göremeyeceğini belirten Erdoğan, yargıya kimsenin ayar veremeyeceğinin altını çizerek, "Yargıyı baskı altına almaya çalışmak sorumsuzluktur." dedi.
Hukuk ve adalet sistemine dikkat çeken Erdoğan, "Milletimizin taleplerine göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor, tıkanan noktaları açıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Ülkemizde ve yurt dışında görev yapan adalet teşkilatı mensuplarımızın tamamına sevgilerimi gönderiyorum. 1075 hakim ve savcı adayımızı tebrik ediyorum. Göreve yeni başlayacak adayımızla birlikte adalet teşkilatımızdaki hakim ve cumhuriyet savcılarımızın toplam mevcudu da 25 bin 695'e çıkmış oldu. Ülkemizin dört bir yanında adalet hizmetlerinin hızlı, etkin ve sürdürülebilir ifası yolunda güçlü bir adım daha atıyoruz. Adalet, haklı ile haksızı ayırmak, nizama kayıtsız şartsız riayet etmektir. Bizim hem milli hem de manevi bünyemizde ölçü ve adalet kalp gibi hayati rol üstlenir. İnanç ve kültür değerlerimizde dünyanın adalet ve ölçüyle kaim olduğunu bizlere telkin ediyor. Millet olarak yalnızca güçlü zamanlarımızda değil, en derin krizlerle boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz. Adaleti devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilcisiyiz. Birileri bu ifadelerimizi hamaset olarak algılayabilir ama bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan muhteşem ve muazzam bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez.
Türk milleti adına karar verecek olan siz genç yargı mensuplarımızdan hassasiyetle çalışmanızı bekliyoruz. Hukuksuzlukları bir bıçak gibi kesip atmalısınız. Unutmayın, adalet kapısına varıp da hakkını alamayan, boynu bükük ayrılan her bir vatandaşımızın vebali hem bu dünyada hem de ahirette hepimizin üzerindedir. Bir dönem tek parti faşizminin 27 Mayıs'tan itibaren darbeci zihniyetin etkisinde kalan yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı eski Türkiye'nin yargısızıdır. 28 Şubat'taki gibi ideolojik kamplara ayrılmış yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. Biz de bu yargı anlayışıyla defalarca yüzleştik. Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar bu zihin, alışkanlıklar artık eskide kalmıştır.
Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler, eski Türkiye'nin hayalini kurmakta, kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır. Hukuk dışı alanda gazetecilik yapmak, at oynatmak istiyorlar. En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. İnsanların mahremine girmekten, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, meslekleri, ekonomik statüleri itibarıyla anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyorlar. Ben istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunamaz hoyratlığı hakikatin sert duvarına çarpacaktır. Türkiye'de kimse layüsel değildir. Biz hukuku, kanunun üstünde gören bir milletiz.
Nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz. Verilen her kararı doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı kanuni yollardan yapar, eleştirileri üslubunca dile getirirsiniz. Geçmişte bazı kararları biz de eleştirdik. Doğru bulmadığımız yönlerini paylaştık. Yargıya parmak sallama, itibarsız hale getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Hepimiz yargının görevini layıkıyla yerine getirebilmesi için gereken desteği vermekle mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcıların baskı altına alınması, ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk milleti adına karar verenlere kimse ayar veremez."