Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan süreçte büyük darbeler alan ve içerisinde bulunduğu durumu varlık mücadelesi gören İsrail rejimi, savaşı geniş alana yaymak istiyor. İsrail rejimi, bu bağlamda ilk hedef olarak Lübnan’ı belirlerken, bölge ülkelerinin birçoğu hedef tahtasında yer alıyor. Arz-ı Mev’ud hayalleri doğrultusunda Anadolu topraklarını da hedef olarak belirleyen Siyonistlere, Türkiye ve İran’ın öncülüğünde karşı koyulması büyük önem arz ediyor.
7 Ekim’de gerçekleşen Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan süreç, Siyonist İsrail rejimine büyük darbeler vurdu. Aksa Tufanı operasyonu ile zaafları ve güçsüzlüğü ortaya çıkan Siyonistler, içerisinde bulundukları durumu varlık yokluk mücadelesi olarak görüyor. Siyonist İsrail rejimi, bu bağlamda kendisini tehdit eden tüm direniş unsurlarını ortadan kaldırmayı amaçlarken, savaşın Lübnan’a sıçraması an meselesi olarak görülüyor. Lübnan’da bulunan Hizbullah güçleri ile Siyonist İsrail rejimi arasındaki gerginlik de her geçen gün tırmanıyor.

İsrail rejimi, Lübnan’ı ilk planda hedef tahtasına koyarken, Yemen’de bulunan Husiler de olası hedefler arasında yer alıyor. Uluslararası arenada Yemen’e yönelik kapsamlı bir saldırı ihtimali de göz önünde bulunduruluyor. Aksa Tufanı operasyonu sürecinde Kızıldeniz’de Siyonistlere ve Siyonistlerin müttefiklerine ağır darbeler vuran Husiler, acilen cezalandırılmak isteniyor. Yemen’e yönelik olası bir saldırıda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de rol alması bekleniyor.

Siyonist İsrail rejiminin Lübnan Hizbullahı ile gireceği yüksek dozlu bir savaşta Irak ve Suriye’de bulunan Hizbullah müttefiklerinin de hedef alınması bekleniyor. Kendisine yönelik olası tüm tehditleri ortadan kaldırmayı amaçlayan Siyonistlerin, söz konusu ülkelerdeki Hizbullah müttefiklerine saldıracağı düşünülüyor. İsrail rejiminin Hizbullah ve müttefiklerine yönelik başlatacağı saldırılara özellikle İran’dan yanıt gelmesi de kaçınılmaz olarak görülüyor.

Arz-ı Mev’ud hayalleri kapsamında Anadolu topraklarında gözü bulunan Siyonistlerin, Türkiye’ye yönelik aksiyon alması da muhtemel görülüyor. İsrail rejiminin Türkiye’yi doğrudan askeri bir şekilde hedef alması şimdilik beklenmezken, dolaylı saldırılarla Türkiye’nin Hizbullah’ın yanında yer almaması sağlanmak isteniyor. Anadolu topraklarında gözü olan ve Türkiye için bir milli güvenlik tehdidi olarak görülmesi gereken İsrail rejimine karşı Ankara’nın ortaya koyacağı tavır merakla bekleniyor.

Siyonist İsrail rejiminin, kendisine yönelik tüm tehditleri ortadan kaldırmak amacıyla başlatacağı yüksek dozlu savaşın tüm bölge ülkelerini etkilemesi bekleniyor. Aralarında Türkiye’nin de olduğu bölge ülkelerinin Siyonist İsrail rejimine karşı birlik içerisinde hareket etmesi de büyük önem arz ediyor. Türkiye, Irak, İran, Suriye, Lübnan, Filistin ve Yemen doğrudan İsrail rejimi tehdidi altında yer alırken, bu ülkelerin İsrail rejimine karşı vahdet kalkanı oluşturması gerekiyor. Aksi takdirde Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın defalarca dile getirdiği gibi İslam ülkelerinin ırkçı emperyalizm karşısında kolay lokma olmasının önünde bir engel bulunmuyor.