Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Erbakan Hocamızın; “akıl, bir işin sonunu düşünmektir. Yani kârını, zararını çok iyi hesap ederek bir işe girişmektir. Çünkü son pişmanlık para etmeyecektir. Ve “ah keşke” sözleri, akılsızlığın neticesidir” sözü, bugünlerde her Millî Görüşçünün, yapacağı nefis muhasebesinde dikkate alacağı önemli bir ikazdır. Biz Millî Görüşçüler, inandığı gibi yaşamak isteyen şuurlu bir kadro olduğumuza inanıyorsak, Allah’ın bizim için razı olduğu İslam’a gerçekten teslim olanlardan isek, “emrolunduğumuz gibi kıvamında bir istikamet üzere” olmak zorundayız. Rabbimiz bize, şöyle bir dua telkin ediyor. Bakara 128: “Ey Rabbimiz, bizi Sana boyun eğen, İslam’ı yaşayan, Senin hükmüne razı olan Müslümanlar olarak yetiştir. Soyumuzdan yalnız Sana boyun eğen, Senin hükmüne razı olan Müslüman bir ümmet, İslâm'ı yaşayan Müslüman bir nesil meydana getir. Bize ibadet edeceğimiz mübarek makamları, ibadetimizin usullerini, yollarını, icra şeklini göster, öğret. Tövbemizi, Sana itaate yönelişimizi, rahmetinle kabul et. Sen, sadece Sen, insanları tövbeye sevk eden ve tövbeleri kabul edensin, engin merhamet sahibisin.” Duası bu olan bir Millî Görüşçünün hal ve hareketleri bu duaya muhalif olamaz. Müslüman bir ümmet olmak, sözle, iddia ile değil, eylem ve ispat ile olur. Erbakan Hocamız diyor ki; “Bizim temel esaslarımız, bilindiği gibi önce ahlak ve maneviyat esasıdır. Milli, güçlü, süratli, yaygın kalkınma esasıdır. Herkese refah esasıdır. Uydu değil, ilerici Türkiye esasıdır. Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya, faizci kapitalist nizamın terk edilmesi, AB değil İslam Birliği çekirdekli yeni bir dünyanın kurulmasıdır. Gayemiz, bağımlı olmak değil, tarihteki şerefli yerimizi almamızdır. Bu davanın 40 yıllık temel esasları, bu esaslara dayanmaktadır. Bunları her zaman muhafaza etmek, ana vazifemizdir.” Sorulması gereken; “Erbakan Hocamızın bize öğrettiği bu temel esasları muhafaza için bugüne kadar ne yaptık?” sorusudur. Kimse kimseyi suçlamadan, kendisine görev olarak verilen alanlarda ortaya koyduğu ve kaleme aldığı dokümanlarda bu temel esaslara ne kadar riayet etmiştir? Muhasebesini her Millî Görüşçünün yapması gerekir. Bu muhasebeyi yapanlar, dava kardeşlerine karşı insaflı olabilirler.

Yine Erbakan Hocamız diyor ki; “ikinci bir sebep ise temel uygulama esaslarımıza sımsıkı sarılmamızdır. Temel esaslarımız kadar temel uygulama esaslarımız da mühimdir. Bizim temel esasları uygulamamızda, hepimiz birbirimizin kardeşiyiz. Birinci temel esasımız, ittifak, kardeşlik, sevgidir. İttifak; yani toplum halinde çalışmak, ayrımcılık yapmamaktır. İhlas; yani kendi menfaati için değil, bütün insanlığın saadeti için çalışmaktır. İttika; yani çalışırken Allah’tan korkan kimse gibi çalışmak, dedikodu, iftira yapmamaktır. İyi ahlâk; nazik olmak, kibar olmak, güzel ahlâklı olmak, herkese yardımcı olmak ve çalışmaya teşvik etmektir. İhsan; vazifesini dikkat ve itina ile yapmaktır. İstişare; herkesin fikrinden yararlanarak karar vermektir. İtaat; alınan kararlara uymaktır. İnfak; çalışmalara maddi destekte bulunmaktır. Sadakat; dürüst olmak, şeffaf olmak, ayrı bir hesap gütmemektir… Bunlara riayet edilirse yapılan çalışma hayırlı olur, bunlara riayet edilmezse çalımlalar hayırlı olmaz, hatta zararlı olabilir.” Erbakan Hocamızın bu konuşmayı hangi olay üzerine yaptığını hafızası kuvvetli olanlar, mutlaka hatırlayacaktır.

Millî Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi, 24 Kasım 2024 tarihinde 9. Olağan Kongresi’ni yapacaktır. Bu kongrede olacak olan şey, Millî Görüş’ün temel esasları ve temel uygulama esasları doğrultusunda yeni bir genel başkan, yeni bir GİK ve Yüksek Disiplin Kurulu işbaşına getirilecektir. Millî Görüş’te hiçbir şey, parmak esasına göre belirlenmez. Bizde kararlar dayatma ile alınmaz. Millî Görüş’ün, hakkı savunan kadrosunun birlik ve beraberliğini sağlayan, kardeşlik bağlarını güçlendiren, teşkilatları çelikleştiren bir iç düzeni mevcuttur. Bu iç düzenin özünde istişare esası vardır. Biz, bir lider etrafında kenetlenmiş, ittifak halinde olan şuurlu, Müslüman bir kadroyuz. Böyle bir kadroda işler istişare ile yürütülür ve alınan karara da itaat edilir. İstişare edilirken farklı fikir ve kanaatlerin ortaya konulması doğaldır. Ancak sürecin sonunda, emir sahibi kararı ilan ettikten sonra, ilan edilen karar, bütün bir kadronun kararı olur ve buna itaat edilir. Böyle bir kadro ancak, insanlığın hidayet önderi olabilir. Bu kongreye giderken yapılan istişare sürecini özetlemek, piyasada dolaşan bilgi kirliliğini etkisiz kılmaya katkı sağlayacaktır. İlk önce, 07.05.2024 tarihinde 2.570 teşkilat mensubunun katılımıyla ZOOM üzerinden bir temayül yoklaması yapıldı. Bu temayüle katılan teşkilat mensuplarının genel başkanlık için 80 civarında isim önerdiğini YİK ve Genel Başkanımız ifade etmiştir. 02.06.2024 tarihinde yapılan GİK ve İl Başkanları müşterek toplantısında öne çıkan beş isim için ikinci bir temayül yoklaması yapıldı. YİK Başkanı ve Genel Başkanımız, şifahen görüşmek isteyen GİK üyeleri, il başkanları MİLKO başkan ve yönetimleri, Başkanlık Divanı ve YİK üyeleri ile görüşmüş ve kanaatlerini dinlemiştir. Ve bütün bu çalışmaların sonunda yapılacak kongrede YİK ve Genel Başkanımız tarafından merhum Recai Kutan abimizle beraber Mahmut Arıkan Bey, genel başkan adayı olarak ilan edilmiştir. Olağanüstü kongre olağan kongreye dönüşünce, önceden alınan YİK kararı yenilenmiştir. Süreci yönetmekten sorumlu ola hiçbir Başkanlık Divanı ve YİK üyesinin yapılan istişareden ve ilan edilen karardan şikâyetçi olması doğru olmaz. Biz birbirimizi iyi tanırız. Süreç içerisinde görülen bazı eksikliklerin, istişarenin hükümsüz sayılması için gerekçe kılınması hatalı bir davranış olur ve dava kardeşliğine zarar verir. Veriyor da. Nefislerimize ağır gelse de bize birlik ve beraberlik yaraşır. Selam hidayete tabi olanlara…