Mahmut Arıkan: Küçük hesaplar peşindeyseniz bu millet terörü de sizi de bu memleketten temizler

Saadet- Gelecek Grubu haftalık olağan Grup Toplantısı gerçekleştirildi. Grup toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a yönelik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamasına değinerek, “Terör belası çözülecekse, samimi iseniz, elinizi taşın altına koyacaksanız. Biz gövdemizi dağların altına koymaya hazırız. Yok eğer küçük hesaplar peşinde, milleti oyalıyorsanız, göreceksiniz bu millet Terörü de sizi de bu memleketten temizler” dedi.
 Saadet –Gelecek Grubu haftalık olağan Grup Toplantısı TBMM’de gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, tarihin dönüm noktaları olduğunu ifade ederek, bu dönemler içerisinde toplumsal, siyasal ve ekonomik yapıların da yeniden şekillendiğinin altını çizdi. Arıkan, son 25 yıl içerisinde bölgenin ve Türkiye’nin de bir dönüm noktasından geçtiğinin altını çizerek, “Tarihin seyri içerisinde savrulmayan gidişata yön veren bir rolü de üstlenmek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin iki gündür bir dönüm noktası tartışması içerisinde olduğunu ifade eden Arıkan,  terör sorunu nedeniyle onlarca yıldır çok şey kaybedildiğini hatırlatarak, “Bu ülke ağzınıza her geleni söyleyebileceğiniz bir kabile devleti değildir. Bu topraklar el yükselterek üzerinde kumar oynayacağınız bir masa da değildir. Bu hatırlatmadan sonra şu uyarıyı yapmak isterim. Türkiye’nin kadim meseleleri günlük hesaplara kurban edilemez. Politika ve stratejisi küçük siyasi hesaplarla dizayn edilemez. İç politikaya dair matematik hesaplarla ülkemizin yaralarını kaşımaya, toplumun sinir uçlarıyla oynamaya kimsenin hakkı yoktur” diye konuştu.

Türkiye’nin meselelerini çözmek için her problemin muhatabıyla meşru ve hukuki bir çerçevede müzakere edilebileceğini ifade eden Arıkan, hali hazırda toplumsal, siyasal ve hukuki karşılığı bulunan aktörler varken yeni muhatap bulmanın iyi niyetli bir çaba olmadığının altını çizerek, “Biz, ülkeyi değil kendi çıkarlarını merkeze alan her türlü hamlenin karşısında, milletimizin menfaatine olan her türlü çabanın yanında olacağız. Yani, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ‘Hayra motor, şerre fren olmaya’ devam edeceğiz. Kısacası, terör belası çözülecekse, samimi iseniz, elinizi taşın altına koyacaksanız. Biz gövdemizi dağların altına koymaya hazırız. Yok eğer küçük hesaplar peşinde, milleti oyalıyorsanız, göreceksiniz bu millet Terörü de sizi de bu memleketten temizler” dedi. Arıkan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a da çağrıda bulunarak, “Ülke gündemini meşgul eden bu hadise ile ilgili olarak Mecliste kapalı oturum düzenlemeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Yenidoğan çetesine yönelik açıklamalarda bulunan Arıkan, bu çete ile birlikte ülkemizin sağlık sistemi ile beraber denetim ve takip sisteminin de çöktüğünün ilan edildiğini ifade ederek, “Türkiye mevcut iktidar tarafından değil, çeteler tarafından yönetiliyor. Ahlâk ve maneviyatın artık esamesi bile okunmuyor. İktidarın bizi getirdiği yer Sodom ve Gomore’ye bile rahmet okutacak derecede. Bebekler katlediliyor,  bebekler katledilip elde edilen gelirle alem yapılıyor. Ülkenin geleceği çalınıyor. İnsanlar sağlıklı olmak için para verdiği yerden el kadar bebeklerinin cenazeleri ile çıkıyor. Toplum freni boşalmış bir kamyon gibi tepe taklak gidiyor. İktidar ise sadece izliyor. Savcımız polise güvenmediği için operasyonu jandarma ile yapıyor. Bebeklerin öldürüldüğü bir ortamda Sağlık Bakanı gündem meşgul ediliyor diyor. İstifa etme erdemini bile yerle yeksan ettiniz” ifadelerini kullandı.

Bütçe görüşmelerine yönelik açıklamalarda bulunan Arıkan, faiz giderlerinin yine en yüksek kalem olduğunu ifade ederek, “Öyle görünüyor ki, ülkemizin imkânları, vatandaşımızın alın teri gelecek yıl da faiz lobilerine gidecek. Üretimi bitirme noktasına getiren iktidar, 2025 yılında da üreticiyi, çiftçiyi, çalışanı değil, bankalarda sıcak parası olanları destekleyecek. Kur Korumalı Mevduat ile aziz milletimizin emeğini heba edenler, faiz ile de geleceğini karartıyor. Gece uyuduğumuzda cebimizde olan 200 lira 20 ekmek alırken, sabah 15 ekmek alıyor. Nereye gidiyor bu 5 ekmek? Tabi ki faiz lobilerinin midesine. Bizler 55 yıldır faize, ranta ve yolsuzluğa karşı çıktık. Eğer bugün Milli Görüş iktidarda olsaydı, bunların hiçbiri olmazdı” dedi.

Asgari ücret sözünün şimdiden duyulmaya başlandığını ifade eden Arıkan, asgari ücretin mevcut verilere göre değil bir sonraki enflasyon verilerine göre zam yapılmasının konuşulduğunu hatırlatarak, “Bu şu demek, ‘hali hazırda alacak bir şey kalmadı, artık geleceğinizden alacağız. Ne kadar alacağımıza da keyfimize göre karar vereceğiz. TÜİK ile yıllardır istediğimiz rakamları gösterip hakkınızı yedik, bundan sonra da Merkez Bankası’nın tahminleri ile geleceğinizi karartacağız’ demektir. Buradan uyarıyorum, bu kadarda vicdansız olmayın. Emeklinin, asgari ücretlinin ve memurun sofrasına daha fazla göz dikmeyin. Tencerede kaynayacak bir şey bırakmadığınız gibi şimdi de boşa kaynayan suya göz dikiyorsunuz. 2024’ü ‘açlık yılı’ olarak geçiren emekliye de hakkını teslim edin. Belki ‘emek’ kelimesi sizin lügatinizde olmayabilir. Ama biz emeğin ne olduğunu biliriz, size de bunu yedirmeyiz” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kredi kartlarına yönelik ısrarına dikkat çeken Arıkan, rakamların vergiden ziyade bankaları abad etmek için ısrar ettiğini gösterildiğini belirterek, “Kredi kartı kullanımından icraya düşen dosya sayısı geçen yılı ikiye katlayarak 23 milyona ulaştı. Bankaların kredi kartı faizlerinden olan kazancı yüzlerce kat arttı. Kredi Kartı kullanımı rekor üstüne rekor kırıyor ama sayın bakan bunu yeterli bulmamış olacak ki hâlâ nakit alışverişi bitirme peşinde. Bir de insanları kredi kartına yönlendirip oradan da limit üzerinden vergi icat ediyorlar. Az kalsın olmayan paradan vergi almaya çalışan ilk ülke olacaktık” dedi.

İsrail’in saldırılarına dikkat çeken Arıkan, yanı başımızda gerçekleşen savaşa İslam Dünyasının hiçbir rol üstlenemediğini ifade etti. Arıkan, İsrail’in bir yıldır katliamlardan ve soykırımdan vazgeçmediğini belirterek, “Unutulmamalıdır ki, Siyonist İsrail sadece Filistin’in ya da Hamas’ın değil, tüm bölgenin düşmanıdır. Bizler bunu söylüyoruz, fakat ne bölge ülkeleri ne de Türkiye’deki iktidar hiçbir adım atmıyor. Siyonizm’e karşı durmayı geçtik, desteklemekten dahi vazgeçemiyor. Bugün; sözde Filistin’e, ticarette terör devletine destek veren bir hükümet ile karşı karşıyayız. Ve biz, bu iktidar yüzünden; modern tarihin en büyük soykırımlarından birinin direkt ortağıyız! Ticareti bitirin dedik, aylarca bitirmediler. Bitirdik dediklerinde baktık ki; ne bitmesi, ticaret artarak devam etmiş” dedi.

İsrail’in saldırıların başka ülkelerde de sürdürdüğüne dikkat çeken Arıkan, Türkiye’yi de hedefe alacaklarının altını çizerek, “Yemen’i, Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı ve daha nice İslam ülkesini kan gölüne çevirenler;  yarın Diyarbakır’ı, Konya’yı, Erzurum’u, Tekirdağ’ı da aynı akıbete uğratmak isteyeceklerdir” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Lübnan’a yaptığı saldırılara dikkat çeken Arıkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kapılarımız açık açıklamalarını hatırlatarak, “Filistin’den sonra gözünü Lübnan’a diken Siyonizm ilk günden itibaren orada da vahşete imza atmaya başladı. Milyonlarca insanı yerinden, yurdundan etmek için soykırıma imza atıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ise çıkıp kapılarımız açık diyor. Nerede diyor bunu? Almanya Başbakanı’nın yanında. Neden diyor? Avrupa’ya mülteci gitmesin diye. Sayın Erdoğan, siz bunu BOP Eş Genel Başkanı olarak mı söylüyorsunuz, yoksa tarih boyunca mazluma kucak açan bir milletin Cumhurbaşkanı olarak mı söylüyorsunuz? Bizim bu konuda ciddi şüphelerimiz var. Sizin göreviniz o savaşı durdurmak, insanların yerini yurdunu terk etmemesini Sağlamak mı yoksa onlara kapıları açıp yerlerine Siyonistleri yerleştirme projesine hizmet etmek mi?” diye konuştu.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümüne ilişkin de açıklamalarda bulunan Arıkan, Milli Görüş hareketinin hiçbir döneminde yan yana gelmediklerini belirterek, “55 yıllık hareketimizin hiçbir döneminde FETÖ ile yan yana gelmedik, hasret çekmedik, birlikte yol yürümedik, ne isterlerse de vermedik. 28 Şubat sürecinde tam karşısında olduğumuz gibi, Ergenekon ve Balyoz davalarında da tam karşısındaydık. 15 Temmuz sürecinde de meydandaydık. Kısacası sizin çıkarınız bitince geldiğiniz yerin biz sahipleriyiz. Biz başından beri durduğumuz noktadan hiç ayrılmadık” dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yönelik açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanından da bir açıklama beklediğini ifade ederek, “Sayın Bahçeli dün yaptığı açıklamayla buna yeni bir boyut kattı. Maalesef, Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamalara destek dışında kapsamlı bir çerçeve çizmedi. Gece boyu Sayın Bahçeli'nin açıklamaları üzerinden yoğun bir sosyal medya fırtınası koptu. Ben Sayın Bahçeli'ye sosyal medyada sorulan soruları tekrar sormayacağım. Vaktinde 'terörist başını asın' diye Cumhurbaşkanı’na urgan attığınız dönemden, bugüne nasıl geldiniz diye sormayacağım” dedi.

Altılı masa ile ilgili iddiaları hatırlatan Davutoğlu, “Altılı Masa'nın yedinci ayağı HDP dedikten sonra bugün DEM'i muhatap alıp konuşma teklifinde bulunmanızı da sormayacağım. ‘DEM Parti kapatılmalı’ dedikten sonra bugün DEM grubunu öne çıkaran bir açıklama da bulunmanızı da sormayacağım. 'Terörle iş birliği yaptığımızı' iddia edip sokakları neden bize dar etmeyi istediğinizi sormayacağım. Kürtçe’yi ve beni istiskal edebilmek için 'Serok Ahmet' dedikten sonra bugün 'Serok Bahçeli' noktasına gelindi diye sormayacağım. Bizim partimizin programı içinde de mutlaka çözülmesi gereken bir sorun olarak tanımladığımız, çözüm noktasında da tam demokrasiyi gösterdiğimiz Kürt sorunu konusunda gerçekten adım atmak istiyorsanız bir eylem planını içerisinde bunu açıklayın” ifadelerini kullandı.