Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren ve işçi temsilcilerinin 3 toplantıdır herhangi bir şekilde rakam konuşmamasına, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla çok sert tepki gösterdi.
Türkiye’de çalışanından esnafına kadar hemen her kesimin 2025 yılında ödenecek asgari ücret tutarını beklediğini ifade eden Arıkan, şunları söyledi:
Arıkan, Saadet Partisi’nin asgari ücret teklifine de vurgu yaparak şunları kaydetti:
Arıkan, asgari ücretin işverene yük olmaması için işveren teşviklerinin makul seviyelerde tutularak, ekonomik dengenin korunması ve hem işçinin hem de işverenin memnun kalacağı bir ücret politikasının oluşturulması gerektiğini de ifade etti.
“Milyonlarca kişi, iki dudağınızın arasından çıkacak rakamı bekliyor. Üç toplantıdır Allah aşkına ne konuşuyorsunuz? Sadece çay içip pasta yiyip dağılıyor musunuz? İnsanların, ailelerin, çocukların, esnafın sizden beklentisi bir an önce insanca yaşam standartlarında asgari ücreti belirlemenizdir. Üç toplantıda çalışan ve işveren tarafının bir teklifte bulunmamış olması, asgari ücret konusundaki ciddiyetsizliğinizi ve milyonlarca çalışanın hayallerini yıkacağınızın apaçık göstergesidir. Buradan uyarıyoruz! Sakın ola sakın insanlarımızın, gençlerimizin, işten eve gelen babasının yolunu gözleyen, yatağa aç girmek zorunda kalan yavrularımızın hayalleriyle, umutlarıyla oynamayın!”
“TÜİK’in hesaplamaları gerçek dışıdır. Partimizin Ekonomi Politikaları Kurulu’nun çalışmalarına göre, milletimizin maruz kaldığı gerçek enflasyon %61’dir. Bu doğrultuda asgari ücrete yapılacak zam, %61 + enflasyon farkı dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu da 27.373 TL’ye tekabül etmektedir. Özellikle düşük gelir grupları dikkate alındığında, enflasyon etkisi çok daha yüksek oranlarda hissedilmektedir. Alın teriyle evine ekmek götürme mücadelesi veren emekçilerimiz başta olmak üzere, milletimiz yeterince fedakârlık yapmıştır. Fedakârlık yapma sırası iktidardadır. Bu rakamların altındaki ücretlerin, asgari ücretle çalışanları ve ailelerini açlığa mahkûm etmek olduğunu belirtiyor ve insanlarımızın açlığa mahkûm edilmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz.”
