Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Marmara'da denizanası istilası: Müsilaj tehlikesi kapıda!
Marmara Denizi'ndeki denizanası sorununa ışık tutan 2 yıllık bilimsel çalışma tamamlandı. Araştırma kapsamında, Marmara Denizi'nin tamamında farklı derinliklerden denizanası örnekleri alınarak incelendi, dalgıçlar tarafından su altı gözlemleri yapıldı ve laboratuvar çalışmaları yürütüldü.
AİLE
20.12.2024, 12:05
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ortaklaşa yürüttüğü, "Marmara Denizi'nde Denizanası Artışları Sebep ve Sonuçları" başlıklı 2 yıllık bilimsel araştırma başarıyla tamamlandı.
Proje süresince, Marmara Denizi'nin çeşitli bölgelerinde farklı derinliklerden toplanan denizanası örnekleri, detaylı morfolojik ve genetik analizlere tabi tutulurken, aynı zamanda deneyimli dalgıçlar tarafından gerçekleştirilen su altı gözlemleriyle denizanası popülasyonlarının dağılımı ve davranışları incelendi. Elde edilen veriler, kapsamlı laboratuvar çalışmalarında değerlendirilerek denizanası artışının nedenleri ve etkileri hakkında daha net bir tablo ortaya konuldu.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Okyar, denizanasının ekosistem sağlığı açısından önemli bir gösterge olduğunu ve çevresel değişimlere karşı duyarlılığının yüksek olduğunu belirtti. Okyar'a göre, denizanası popülasyonundaki yükseliş, su kalitesindeki bozulma ve ekosistem dengesindeki değişimlerin bir göstergesi olabilir.
Marmara Denizi'nin fitoplanktonik açıdan zenginleştiğini dile getiren Okyar, şunları kaydetti:
Prof. Dr. Okyar, küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklığın, üreme metabolizmalarını hızlandırarak denizanası popülasyonunu artırdığını, denizlerdeki sıcaklık bariyerinin kuzeye çekilmesiyle de bu canlıların yayılım alanlarının genişlediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Denizanalarının İstanbul Boğazı vasıtasıyla Marmara Denizi'ne taşındığını anlatan Okyar, burada aşırı çoğalan denizanalarının özellikle bahar, yaz ve sonbaharda, sıcaklığın yüksek olduğu her periyotta ürediğine ve aşırı çoğaldığına değindi.
Denizanası varlığına dikkati çeken Okyar, "Marmara'daki denizanası varlığı son 10 yılda yüzde 100 arttı. Popülasyon yoğunluğunda sıcak nokta İzmit Körfezi'nin güneydoğusu, ayrıca Gemlik ve Bandırma körfezleri de sorunlu bölgeler" dedi.
Denizanasının müsilajı oluşturan bir canlı olmasa da müsilaj oluşumunda katalizör rölü oynadığı yönünde hipotezleri bulunduğunu aktaran Okyar, şu ifadeleri kullandı:
Denizanalarının çok yoğun doğal kolajene sahip organizmalar olması nedeniyle kozmetik sektöründen insan sağlığına kadar çeşitli alanlarda kullanıldığını söyleyen Okyar, "Gıda sektöründe, yeni biyo malzeme elde etmede kullanılan bir materyal. Doğal olarak biyoteknolojik alanda kullanılabilmesi sebebiyle çalışmalarımızda bu olanakları sağlamaya çalışıyoruz. Yenmemiz mümkün değil onunla yaşamayı ve ondan faydalanmayı öğrenmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Denize, yoğun miktarda evsel, endüstriyel, tarım kaynaklı besin tuzlarını, azot ve fosforu verince, aslında ortamı gübrelemiş oluyoruz. Bu doğal olarak fitoplanktonik canlıların aşırı çoğalmasıyla suyun kalitesini düşürüyor. Bu durum denizanalarıyla beslenecek olan türlerin ölmesine ya da ortamdan uzaklaşmasına neden oluyor. Denizanalarının mide içeriklerini incelediğimizde bol miktarda hamsi yumurtasıyla karşılaştık. Hamsilerin yumurtaları üzerinden besleniyorlar. Bu da hamsi stokları üzerinde büyük risk oluşturuyor. Denizanalarının balık stokları üzerinde yıkıcı etkileri var."
"Normal bir ekosistem olsa, kirlilik olmasa, biyoçeşitlilik zengin olsa, bu canlılar olması gereken miktarda olacak. Ortamda tür çeşitliliği ve balık stokları azalmış. Bu nedenle alan boşalmış ve boşalan alanı da fırsatçı tür olarak isimlendirdiğimiz denizanaları dolduruyor. Marmara son derece kirli bir deniz. Karadeniz ise besin maddelerinin bol olduğu dünyanın en ötrofik denizlerinden biri ve ciddi denizanası stokuna sahip."
"Yaptığımız deneylerde aşırı denizanası artışı sonrası denize çözülmüş organik madde, partikülü organik madde girdiğini ve bunların bakteriyel aktiviteyi strese soktuğunu tespit ettik. Fitoplanktonik organizmalar zaten yüksek sıcaklık ile durağan denizle strese giriyor ve müsilajı oluşturmaya başlıyor. Sonrasında denizanalarıyla bakteriler ve çözülmüş organik madde de ortama giriyor. Yaptığımız düzeneklerde müsilajımsı yapıyı oluşturduk. Buradan şunu söyleyebiliyoruz: Ortamda ne kadar çok denizanası artışı olursa, sonrasında müsilaj görme riskimiz o kadar artacak."
Proje süresince, Marmara Denizi'nin çeşitli bölgelerinde farklı derinliklerden toplanan denizanası örnekleri, detaylı morfolojik ve genetik analizlere tabi tutulurken, aynı zamanda deneyimli dalgıçlar tarafından gerçekleştirilen su altı gözlemleriyle denizanası popülasyonlarının dağılımı ve davranışları incelendi. Elde edilen veriler, kapsamlı laboratuvar çalışmalarında değerlendirilerek denizanası artışının nedenleri ve etkileri hakkında daha net bir tablo ortaya konuldu.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Okyar, denizanasının ekosistem sağlığı açısından önemli bir gösterge olduğunu ve çevresel değişimlere karşı duyarlılığının yüksek olduğunu belirtti. Okyar'a göre, denizanası popülasyonundaki yükseliş, su kalitesindeki bozulma ve ekosistem dengesindeki değişimlerin bir göstergesi olabilir.
Marmara Denizi'nin fitoplanktonik açıdan zenginleştiğini dile getiren Okyar, şunları kaydetti:
Prof. Dr. Okyar, küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklığın, üreme metabolizmalarını hızlandırarak denizanası popülasyonunu artırdığını, denizlerdeki sıcaklık bariyerinin kuzeye çekilmesiyle de bu canlıların yayılım alanlarının genişlediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Denizanalarının İstanbul Boğazı vasıtasıyla Marmara Denizi'ne taşındığını anlatan Okyar, burada aşırı çoğalan denizanalarının özellikle bahar, yaz ve sonbaharda, sıcaklığın yüksek olduğu her periyotta ürediğine ve aşırı çoğaldığına değindi.
Denizanası varlığına dikkati çeken Okyar, "Marmara'daki denizanası varlığı son 10 yılda yüzde 100 arttı. Popülasyon yoğunluğunda sıcak nokta İzmit Körfezi'nin güneydoğusu, ayrıca Gemlik ve Bandırma körfezleri de sorunlu bölgeler" dedi.
Denizanasının müsilajı oluşturan bir canlı olmasa da müsilaj oluşumunda katalizör rölü oynadığı yönünde hipotezleri bulunduğunu aktaran Okyar, şu ifadeleri kullandı:
Denizanalarının çok yoğun doğal kolajene sahip organizmalar olması nedeniyle kozmetik sektöründen insan sağlığına kadar çeşitli alanlarda kullanıldığını söyleyen Okyar, "Gıda sektöründe, yeni biyo malzeme elde etmede kullanılan bir materyal. Doğal olarak biyoteknolojik alanda kullanılabilmesi sebebiyle çalışmalarımızda bu olanakları sağlamaya çalışıyoruz. Yenmemiz mümkün değil onunla yaşamayı ve ondan faydalanmayı öğrenmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Denize, yoğun miktarda evsel, endüstriyel, tarım kaynaklı besin tuzlarını, azot ve fosforu verince, aslında ortamı gübrelemiş oluyoruz. Bu doğal olarak fitoplanktonik canlıların aşırı çoğalmasıyla suyun kalitesini düşürüyor. Bu durum denizanalarıyla beslenecek olan türlerin ölmesine ya da ortamdan uzaklaşmasına neden oluyor. Denizanalarının mide içeriklerini incelediğimizde bol miktarda hamsi yumurtasıyla karşılaştık. Hamsilerin yumurtaları üzerinden besleniyorlar. Bu da hamsi stokları üzerinde büyük risk oluşturuyor. Denizanalarının balık stokları üzerinde yıkıcı etkileri var."
"Normal bir ekosistem olsa, kirlilik olmasa, biyoçeşitlilik zengin olsa, bu canlılar olması gereken miktarda olacak. Ortamda tür çeşitliliği ve balık stokları azalmış. Bu nedenle alan boşalmış ve boşalan alanı da fırsatçı tür olarak isimlendirdiğimiz denizanaları dolduruyor. Marmara son derece kirli bir deniz. Karadeniz ise besin maddelerinin bol olduğu dünyanın en ötrofik denizlerinden biri ve ciddi denizanası stokuna sahip."
"Yaptığımız deneylerde aşırı denizanası artışı sonrası denize çözülmüş organik madde, partikülü organik madde girdiğini ve bunların bakteriyel aktiviteyi strese soktuğunu tespit ettik. Fitoplanktonik organizmalar zaten yüksek sıcaklık ile durağan denizle strese giriyor ve müsilajı oluşturmaya başlıyor. Sonrasında denizanalarıyla bakteriler ve çözülmüş organik madde de ortama giriyor. Yaptığımız düzeneklerde müsilajımsı yapıyı oluşturduk. Buradan şunu söyleyebiliyoruz: Ortamda ne kadar çok denizanası artışı olursa, sonrasında müsilaj görme riskimiz o kadar artacak."
18
açık
Namaz Vakti
20 Aralık 2024
İmsak | 06:14 | ||
Güneş | 07:41 | ||
Öğle | 12:41 | ||
İkindi | 15:11 | ||
Akşam | 17:32 | ||
Yatsı | 18:53 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|