Herhangi bir sebepten ötürü boşanma kararı almış olan çiftler arasında nafaka konusunun mutlaka açıldığı bilinmektedir. Özellikle son dönemlerde ünlü isimler tarafından ödenen yüklü nafakalar, bu konunun arama motorları üzerinden daha sık sorgulanmasına aracılık etmiştir.Nafaka ödemeleri, boşanma avukatlarının da en çok gündeme getirdikleri konular arasında yer almaktadır. Hangi durumlarda, hangi kriterler çerçevesinde nafaka alma hakkının oluştuğuna dair bilgilendirmelerde bulunan hukukçular, ayrıca nafaka ödeme süreleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulunmaktalardır. Bu kapsamda bizler de bu içeriğimizde çokça merak edilen nafaka ödemelerine dair birtakım bilgilendirmelerde bulunduk. İşte ayrıntılar…

Nafaka ödemelerine dair ayrıntılı bilgilendirmelerde bulunmadan önce nafaka türlerinden bahsetmekte fayda vardır. Uygulanan düzenlemelere göre iki ana nafaka türü bulunmaktadır. Bunlardan ilki yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakası, boşanma neticesinde ekonomik açıdan kötü durumda olan tarafa ödenir.
Diğer nafaka türü ise iştirak nafakasıdır. Bu nafaka türü yalnızca çocukları kapsamaktadır. Çocukların ihtiyaçları ve ilgili tarafın maddi durumu göz önünde bulundurularak nafaka tutarı belirlenmektedir.

Nafaka ödemesinin sonlanması için belirli kriterlerin sağlanmış olması gerekmektedir. Söz konusu kriterler ise ödenen nafakanın türüne göre değişmektedir.
Yoksulluk nafakası ödemeleri, kişinin evlenmesi durumunda sona erer. Yanı sıra kişinin maddi durumunun düzelmesi, ekonomik bağımsızlığa kavuşması halinde de yoksulluk nafakası kesilir. İştirak nafakasında ise çocukların durumları göz önünde bulundurulur. Çocuk yetişkin yaşa geldiyse ya da kendi geçimini sağlayabiliyorsa iştirak nafakasının sonlandırılması için başvuru yapılabilir.

Nafaka ödemeleri kapsamında sıklık ile gündeme gelen sorulardan biri de nafakanın ödenme süresi ile ilgilidir. Nafaka miktarları ve ödenme süreleri, tarafların maddi durumlarındaki değişikliklere bağlı olarak yargı tarafından gözden geçirilebilir. Çocuklar eğitimleri bitene, ekonomik açıdan bağımsız olana kadar ilgili ebeveynden nafaka almaya devam edebilir.

Nafaka ödemelerinin hem bağlanması hem de sonlandırılması yargının kararı ile gerçekleşir. Bu neden ile her iki durumda da hukuki danışmanlık alınması oldukça önemlidir. Gerek düzenlemeler yapılan değişiklikler gerekse de karmaşık hukuki prosedürler, danışmanlık alınmadan anlaşılamayabilir. Bu da kişinin yanlış kararlar vermesine ve sonucunda da mağduriyet yaşamasına yol açabilir. Nafakadan yararlanıldığı dönemde kişinin ekonomik durumunda bir değişiklik olduysa ilgili dokümanların detaylı bir şekilde kaydedilmesi ve mahkemeye sunulması gerekir. Son olarak nafaka ödemesinin sona ermesi veyahut da içeriğinin değiştirilmesi için mahkeme kararı gerektiğinden ötürü yasal gerekliliklerin tam olarak anlaşılması ve ilgili kararların takip edilmesi gerekir.

Ekonomik şartların ağırlaşması ile birlikte pek çok kişi nafaka tutarının artırılıp artırılamayacağını öğrenmek üzere araştırmalarda bulunmaktadır.
Mevcut düzenlemelere göre zaman içerisinde değişen ekonomik şartlar ve yaşam standartları, nafaka ödemelerinin gözden geçirilmesi ihtiyacını doğurabilir. Bu gibi bir durumda ödeme miktarının artırılması ya da azaltılması için, mahkemeye başvurulmalıdır. Sürecin her iki taraf için de adil bir şekilde yürütülebilmesi, hakların korunabilmesi açısından oldukça önemlidir.

Toplumda nafakanın bağlanabilmesi için belirli bir evlilik yılının doldurulmuş olması gerektiği düşüncesi hakimdir. Ancak hukuk kurallarına göre bu düşünce, gerçeği yansıtmamaktadır. Kişi, resmi nikahlı eşi ile kaç yıldır birlikte olduğu, nafaka ödenmesine ilişkin kararın sonucunu etkilememektedir.