Ne kültürümüz, ne de dinimiz

İslam dünyasının dört bir yanı kan revan içinde… Başta Filistin’in acı dolu toprakları Gazze ve Batı Şeria, Siyonist postalları altındaki ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, Lübnan, Yemen, Sudan, Arakan, Mısır, Tunus ve daha nice İslam yurtlarında Müslüman kardeşlerimiz çilenin bağrında yanarken bize ne oluyor ki; yılbaşı kutlama bencilliğine düşelim, Batı’nın batıl âdetlerini evlerimizin baş tacı edelim?
İslam dünyasının başat musibetlerinden olan Haçlı emperyalizm, bir yandan Siyonizm canavarını günden güne besleyip büyüterek Müslümanların topraklarına musallat ederken, diğer yandan yüce dinimiz İslam’ı ve İslam kültürünü imha projeleriyle Müslüman ülkeleri içten fethetme girişimlerini sürdürüyor.
Yüzyıllarca İslam’ın sancaktarlığını yapmış Osmanlı’nın torunlarını medya, eğitim, dijital mecra gibi birçok kanal üzerinden zehirleyerek “yılbaşı kutlaması” adı altındaki ifsat bataklığına sürükleyen emperyalist şer odakları, Müslüman bir toplumu sürükledikleri acınası sahneyi ‘ellerinde içki kadehleri ile kahkahalar eşliğinde’ keyifle seyredecekler. Dünya zevkleri, şatafat ve rengarenk görünümlü haramlarla bezenecek yılbaşı gecelerinde Rabbimizin yasak kıldığı her şey ayan ve beyan bir şekilde işlenecek.
İçki su gibi içilecek, zinanın ve cinsi sapkınlığın her çeşidi hiçbir ar, namus sınırı gözetilmeksizin yapılacak, Rabbimizin şeytan işi birer pislik olarak nitelediği ‘içki, kumar, zina’ ve daha nice haramlar gece boyunca ne yazık ki Müslümanların imanlarını çalacak.

İnsanları Allah’ın yolundan saptırıp cehenneme götürmeye ant içen şeytan (aleyhilanet) yılbaşı gecelerinde tüm imkânlarını seferber ederek, haramların en kötülerinin işleterek, milyonlarca insanın Rabbimizin gazabına uğramasını keyifle seyredecek.
Bu gece bütün yıl boyunca işlenen haram fiillerin katbekat fazlası işlenecek, bunun yanı sıra suç oranları da zirveye çıkacak. Alkolün su gibi aktığı yılbaşı gecesinde zina, tecavüz, livata, gasp, uyuşturucu nice sapkınlıklar alenen yapılırken her yıl olduğu gibi bu yılbaşında da alkol komasına giren çok sayıda kişi günahlar içerisinde ölecek, akli melekelerini kaybeden insanlar birbirlerini öldürecek ve yaralayacak, hastane acilleri kan revan içinde kalmış insanlarla dolup taşacak.
Maddi ve manevi olarak bunca yıkıma yol açan yılbaşı kutlaması adı altındaki ifsat eylemlerinin, halkının tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede devlet ve hükümet tarafından neden ve nasıl müsaade edildiğine hâlâ bir anlam verilemiyor.

Millî Görüş hareketinin gençlik kuruluşu Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Millî Gençlik Vakfı (MGV), insanlarımızı ‘yılbaşı ifsadından’ korumak için Türkiye’nin dört bir yanında “Mekke’nin Fethi” programları düzenliyor. Kur’an-ı Kerim tilavetleri, ilahiler, ezgiler, ilmi sohbetler, İslami kültür sanat etkinlikleri, gösteriler, umre çekilişleri ve daha nice güzelliklerin yer alacağı Mekke’nin Fethi programlarına katılmak ve çevre sakinlerini de bu programlara davet etmek “yılbaşı ifsadı”na verilecek en güzel tepkilerden ve yapılacak eylemlerden biri olarak öne çıkıyor.