Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Saadet Partili vekiller, 3 bakanlık ile ilgili görüşlerini kürsüden gündeme getirdi
Pazartesi günü başlayan bütçe maratonu devam ediyor. Bütçe görüşmelerinde Saadet Partisi’nin değerlendirmeleri dikkatleri çekmeye devam etti. Bütçenin tamamı ve ayrı ayrı tüm kalemleri üzerine Meclis kürsünden konuşan vekiller önemli değerlendirmelerde bulundu.
SİYASET
15.12.2024, 04:35
TBMM’de bütçe görüşmeleri sürüyor. Bakanlıkların bütçelerine ilişkin görüşmeler devam ederken, bakanlıkların bütçelerine ilişkin Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan devam eden bütçe görüşmelerinde, Milli Savunma, Gençlik ve Spor ile Kültür bakanlıklarının bütçeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi YİK Üyesi ve Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Karaman, gençlik ve spor politikalarının bir ülkenin geleceğine yapılan en büyük yatırımlar olduğunu ifade etti. 2025 bütçesinde olumlu adımların olmasına rağmen daha iyilerinin yapılabileceğini de belirterek, “2025 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ayrılan bütçe 231,9 milyar TL olarak öngörülmüştür. Önceki yıla göre artmış olsa da neredeyse yüzde 90 enflasyon oranını ve artan genç nüfusu göz önünde bulundurduğumuzda bu artış maalesef yetersizdir ve hele ki 2 trilyon TL faiz harcaması olan bir bütçede gençliğe ve spora bunun onda 1'ini layık görmek basiretsizliktir. Nitekim gençlik ve spor alanlarına yapılan harcamalar ülke bütçesinin yalnızca yüzde 2,3'üne tekabül etmektedir; bu oran OECD ülkelerinde genellikle yüzde 3 ila yüzde 5 arasında değişmektedir yani Türkiye'nin gençlik ve spor politikalarına ayırdığı bütçe birçok gelişmiş ülkenin çok gerisindedir.” dedi.
Türkiye nüfusunun yüzde 36’sının 24 yaş altı olduğunu ifade eden Karaman, Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülke olunmasına rağmen gençlerin istihdam oranı, eğitime erişimi ve sosyal katılım alanlarında ciddi sorunların olduğunu kaydederek, “OECD'nin 2023 verilerine göre, Türkiye'de 15-29 yaş arasındaki gençlerin yüzde 22,5'i ne eğitimde ne de istihdamda gözükmektedir ve bu oran OECD ortalamasının oldukça üzerindedir. Gençlerin ekonomik ve sosyal hayata katılımını artıracak projelere daha fazla kaynak aktarmak zorundayız” dedi. Karaman ayrıca, geçen yıl sözü verilen 950 antrenör alımının hâlâ gerçekleştirilmediğini hatırlatarak, “Spora ve sporcuya verilen önemi nasıl konuşalım? Bakınız, geçen yıl da aynı konuya değinmiş olup bu yaklaşımla başarı gelmeyeceğini ifade etmiştim, ne yazık ki haklı çıktık.” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Mesut Doğan, hem bölgesel hem de ülke olarak karanlık bir dönemden geçildiğinin altını çizerek, İsrail’in dünyanın en tehlikeli ve en azgın terör örgütü olduğunu kaydetti. Doğan, “İsrail'e devlet muamelesi yapmak, insanlığa yapılabilecek en büyük hakarettir, en büyük ihanettir. Biz bugün gelişen olayları sadece ara sokakta, iç kamuoyunu rahatlatacak şekilde okumaya kalktığımız zaman başımıza yakında ne kadar büyük bir felaketin geleceğini görmezlikten gelmiş oluruz. İsrail'in bir coğrafyada, bir ülkede hedefini gerçekleştirmek istediğinde uyguladığı en önemli taktik; o ülkede, o coğrafyada yaşayan insanların beklentilerinin içerisine kendi hedefini yerleştirilmesidir. Suriye’ye gelecek olursak; bugün geldiğimiz noktada Suriye'de ne oldu şimdi? Esad gitti. Bu büyük bir fırsattır ama fırsatı doğru yönetemediğimiz takdirde ülkemizi bekleyen büyük bir kriz, büyük bir felakettir.” diye konuştu.
İsrail’in Suriye’de olduğuna işaret eden Doğan, Türkiye’nin Güneydoğu komşusunun kim olduğunu sordu. Doğan, yaşanan bu dağınıklığın ülkemizin faydasına olduğunu düşünmenin büyük bir gaflet olduğunu belirtti. İsrail’in coğrafyamızda istediği gibi at koşturduğunu belirterek, “Bugün Türkiye'nin bu yaşananlar çerçevesinde yapması gereken 3 tane temel ödevi vardır. Nedir bunlar? Bir, mutlaka ama mutlaka, ne pahasına olursa olsun, İsrail'i durdurmak yani İsrail'e askerî müdahalede bulunmak. Amerika’nın İsrail'e yardım etme mecburiyeti kadar Türkiye'nin Filistin'e yardım etme mecburiyeti yok ise yazıklar olsun, eyvahlar olsun! Filistin'de, şu anda binlerce çocuk, binlerce kadın, binlerce insan âdeta cehennemi yaşıyorlar. İkinci olarak Türkiye'nin yapması gereken, Suriye'nin bütüncüllüğünü mutlaka ama mutlaka korumaktır. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanının iki gün önceki yaklaşımını çok önemli, çok değerli buluyorum ama umut ediyorum ki bu yaklaşım lafta kalmaz. Üçüncü olarak yapmamız gereken mutlaka içerideki sorunlarla yani gerçeklerle yüzleşerek iç barışı temin etmektir, tesis etmektir. Eğer bunları yapmaz isek, sadece ve sadece kendi taraftarlarımızı tatmin edecek reklâm ve algılarla uğraşmış olur isek hem bu sizin sonunuz olur hem de ülke açısından büyük bir felaket olur.” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Millî Savunma Bakanlığı’nın bütçesi üzerine konuşurken, Almanya’da çifte vatandaşlık konusunun gündeme gelmesinin ardından vatandaşların bedelli askerlikle ilgili beklentilerinin olduğunu anımsatarak, “Şu anda Almanya'da yaşayan bizim çifte vatandaş sayımız Meclis’in resmî rakamlarına göre 3 milyon 298 bin ve bu 3 milyon 298 binden Türk kökenli Alman vatandaş sayısı 1 milyon 558 bin, aynı zamanda 1 milyon 548 bin de oradaki Türk vatandaşlarının sayısı var yani Türk kökenli vatandaşların sayısı var. Burada çifte vatandaşlık aslında önemli bir imkân. Niçin imkân? Türkiye ile Almanya arasında, Türkiye ile Avrupa arasında köprü görevi görecek olan bu insanlarımızın bu çifte vatandaşlık hakkı çıktıktan sonra buralara başvuruları çok düşük Sayın Bakan. Yani 600 bin, 700 bin civarında beklenti var. Bu kadar insanımızın vatandaş olma hakkı varken, 500 bin, 600 bin insandan böyle bir beklenti içindeyken şu anda rakamlar 15 bin civarında. Şimdi, bu gençler dördüncü nesil gençlerimiz. Lütfen, sadece Almanya ve Türkiye arasındaki mali dengeyi gözeten yaklaşımın ötesine geçip dördüncü nesildeki bu gençlerimizin şayet bugün vatandaşlık alma hakları kendilerine verilmezse sonrasında hangi sosyal sorunların çıkacağını, hangi kültürel problemlerin çıkacağını, bu gençlerin nasıl elden avuçtan gideceğini düşünerek farklı bir perspektiften olaya yaklaşmanızı ben sizden rica ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Karadeniz’de dengelere dikkat çeken Kaya, Karadeniz’de 3’tane ülkenin NATO üyesi olduğunu hatırlatarak, bu bölgedeki Rusya hariç ülkelerin NATO üyesi olmasına yönelik teşvikin Türkiye’ye zarar vereceğini düşündüğünü belirterek, “Türkiye, denge politikasını gözeteceği bir alan olduğu için ve bir taraftan Rusya'yla komşu olan bir taraftan ticaret yollarının merkezinde olan bir taraftan Avrupa'yla, Orta Asya'yla, Orta Doğu'yla komşu olan Türkiye'nin NATO'nun Karadeniz'deki genişlemesini teşvik edici ifadeleri kullanmasının bu dengeler açısından Türkiye'ye zarar vereceği düşüncesiyle Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ben bu kanaatlerimi ifade ettim.” diye konuştu.
Saadet Partisi Hatay Milletvekili ve GİK Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, AK Parti iktidarının 22 yıllık iktidarında en büyük zararı kültür ve turizm alanında verdiğini ifade etti. Çalışkan, gençlerin AK Parti kadrolarına bakarak, “Müslümanlık buysa ben bundan uzağım” sözlerinde bulunduğunu belirterek, AK Partili kadroların bir kez daha düşünmesi için çağrıda bulundu. Çalışkan, “Maalesef, kurum bünyesinde RTÜK var, tek görevi iktidara muhalif yayınları sansürlemek. Yalan mı söylemiş, çete mi özendirilmiş, ahlâk mı erozyona uğramış, tarih mi tahrif edilmiş umurlarında değil; yeter ki iktidara karışma. Dallas dizileri bitti, yerine Türk dizileri geldi; nesil tahrip ediliyor ve bunlar, bu iktidar döneminde hiçbir tepkiye ulaşmadan devam ediyor. Turizm Bakanlığı, meseleyi sadece plajlardan, turizmi sadece beş yıldızlı otellerden ibaret görürse sadece belli kesimi zengin eder oysa bugün turizm çok daha geniş bir alana hitap etmek durumundadır. Turizm deyince sadece Antalya değil, Bursa'nın Trabzon'un Diyarbakır'ın, Hatay'ın da gücü görülmelidir.” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sadece spor alanına halı saha yapmaktan ve loto amblemli iş yapmaktan öte işler yapmasının gerektiğini ifade eden Çalışkan, gençlerin sorunlarının da gündemlerinde olması gerektiğini belirterek, “Bugün gençlerimiz işsiz, KYK borcundan dolayı 300 bin gencimiz icralık, milyonun üzerinde gencimiz borçlu ve bugün gençlerin yüzde 82'si, ‘Fırsat olsa yurt dışına giderim’ diyor. Gençler mülakat mağduru, gençler işsiz; üniversite mezunu, doktoralı işsizler ülkesi bu ülke ve bugün hepimiz görüyoruz ki kurumun gündeminde kaç tane halı saha yaptık, futbol sahası ne oldu, bunlar var ama ‘gençlik’ deyince bütün bir nesil elden gidiyor, umurlarında değil. Ülkede evlilik yaşı hayli ileri duruma geldi; her 2 aileden 1'i neredeyse boşanıyor. Ülkede 2001 yılındaki 2,38 doğurganlık oranı 1,7'ye düştü çünkü gündemde hiçbir şekilde gençler yok ama ne var? Bol bol cezaevi yapmak var, ülkede şu kadar adet cezaevi inşa ediliyor; gençleri cezaevine koyacaklar, başka hedefte bir şey yok. Ülkede ‘madde bağımlılığı’ diye bir şey ortaya çıktı, genç ölümlerinin yüzde 34'ünün madde kullanımından olduğu ifade ediliyor. Evet, belli bir miktarlarda mücadele yapılıyormuş gibi gösteriliyor ama bütçeden tahsis edilen rakamlara bakarsanız bir sakız parası kadar bir rakamın bu alana tahsis edildiği görülecektir.” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi YİK Üyesi ve Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Karaman, gençlik ve spor politikalarının bir ülkenin geleceğine yapılan en büyük yatırımlar olduğunu ifade etti. 2025 bütçesinde olumlu adımların olmasına rağmen daha iyilerinin yapılabileceğini de belirterek, “2025 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ayrılan bütçe 231,9 milyar TL olarak öngörülmüştür. Önceki yıla göre artmış olsa da neredeyse yüzde 90 enflasyon oranını ve artan genç nüfusu göz önünde bulundurduğumuzda bu artış maalesef yetersizdir ve hele ki 2 trilyon TL faiz harcaması olan bir bütçede gençliğe ve spora bunun onda 1'ini layık görmek basiretsizliktir. Nitekim gençlik ve spor alanlarına yapılan harcamalar ülke bütçesinin yalnızca yüzde 2,3'üne tekabül etmektedir; bu oran OECD ülkelerinde genellikle yüzde 3 ila yüzde 5 arasında değişmektedir yani Türkiye'nin gençlik ve spor politikalarına ayırdığı bütçe birçok gelişmiş ülkenin çok gerisindedir.” dedi.
Türkiye nüfusunun yüzde 36’sının 24 yaş altı olduğunu ifade eden Karaman, Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülke olunmasına rağmen gençlerin istihdam oranı, eğitime erişimi ve sosyal katılım alanlarında ciddi sorunların olduğunu kaydederek, “OECD'nin 2023 verilerine göre, Türkiye'de 15-29 yaş arasındaki gençlerin yüzde 22,5'i ne eğitimde ne de istihdamda gözükmektedir ve bu oran OECD ortalamasının oldukça üzerindedir. Gençlerin ekonomik ve sosyal hayata katılımını artıracak projelere daha fazla kaynak aktarmak zorundayız” dedi. Karaman ayrıca, geçen yıl sözü verilen 950 antrenör alımının hâlâ gerçekleştirilmediğini hatırlatarak, “Spora ve sporcuya verilen önemi nasıl konuşalım? Bakınız, geçen yıl da aynı konuya değinmiş olup bu yaklaşımla başarı gelmeyeceğini ifade etmiştim, ne yazık ki haklı çıktık.” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Mesut Doğan, hem bölgesel hem de ülke olarak karanlık bir dönemden geçildiğinin altını çizerek, İsrail’in dünyanın en tehlikeli ve en azgın terör örgütü olduğunu kaydetti. Doğan, “İsrail'e devlet muamelesi yapmak, insanlığa yapılabilecek en büyük hakarettir, en büyük ihanettir. Biz bugün gelişen olayları sadece ara sokakta, iç kamuoyunu rahatlatacak şekilde okumaya kalktığımız zaman başımıza yakında ne kadar büyük bir felaketin geleceğini görmezlikten gelmiş oluruz. İsrail'in bir coğrafyada, bir ülkede hedefini gerçekleştirmek istediğinde uyguladığı en önemli taktik; o ülkede, o coğrafyada yaşayan insanların beklentilerinin içerisine kendi hedefini yerleştirilmesidir. Suriye’ye gelecek olursak; bugün geldiğimiz noktada Suriye'de ne oldu şimdi? Esad gitti. Bu büyük bir fırsattır ama fırsatı doğru yönetemediğimiz takdirde ülkemizi bekleyen büyük bir kriz, büyük bir felakettir.” diye konuştu.
İsrail’in Suriye’de olduğuna işaret eden Doğan, Türkiye’nin Güneydoğu komşusunun kim olduğunu sordu. Doğan, yaşanan bu dağınıklığın ülkemizin faydasına olduğunu düşünmenin büyük bir gaflet olduğunu belirtti. İsrail’in coğrafyamızda istediği gibi at koşturduğunu belirterek, “Bugün Türkiye'nin bu yaşananlar çerçevesinde yapması gereken 3 tane temel ödevi vardır. Nedir bunlar? Bir, mutlaka ama mutlaka, ne pahasına olursa olsun, İsrail'i durdurmak yani İsrail'e askerî müdahalede bulunmak. Amerika’nın İsrail'e yardım etme mecburiyeti kadar Türkiye'nin Filistin'e yardım etme mecburiyeti yok ise yazıklar olsun, eyvahlar olsun! Filistin'de, şu anda binlerce çocuk, binlerce kadın, binlerce insan âdeta cehennemi yaşıyorlar. İkinci olarak Türkiye'nin yapması gereken, Suriye'nin bütüncüllüğünü mutlaka ama mutlaka korumaktır. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanının iki gün önceki yaklaşımını çok önemli, çok değerli buluyorum ama umut ediyorum ki bu yaklaşım lafta kalmaz. Üçüncü olarak yapmamız gereken mutlaka içerideki sorunlarla yani gerçeklerle yüzleşerek iç barışı temin etmektir, tesis etmektir. Eğer bunları yapmaz isek, sadece ve sadece kendi taraftarlarımızı tatmin edecek reklâm ve algılarla uğraşmış olur isek hem bu sizin sonunuz olur hem de ülke açısından büyük bir felaket olur.” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Millî Savunma Bakanlığı’nın bütçesi üzerine konuşurken, Almanya’da çifte vatandaşlık konusunun gündeme gelmesinin ardından vatandaşların bedelli askerlikle ilgili beklentilerinin olduğunu anımsatarak, “Şu anda Almanya'da yaşayan bizim çifte vatandaş sayımız Meclis’in resmî rakamlarına göre 3 milyon 298 bin ve bu 3 milyon 298 binden Türk kökenli Alman vatandaş sayısı 1 milyon 558 bin, aynı zamanda 1 milyon 548 bin de oradaki Türk vatandaşlarının sayısı var yani Türk kökenli vatandaşların sayısı var. Burada çifte vatandaşlık aslında önemli bir imkân. Niçin imkân? Türkiye ile Almanya arasında, Türkiye ile Avrupa arasında köprü görevi görecek olan bu insanlarımızın bu çifte vatandaşlık hakkı çıktıktan sonra buralara başvuruları çok düşük Sayın Bakan. Yani 600 bin, 700 bin civarında beklenti var. Bu kadar insanımızın vatandaş olma hakkı varken, 500 bin, 600 bin insandan böyle bir beklenti içindeyken şu anda rakamlar 15 bin civarında. Şimdi, bu gençler dördüncü nesil gençlerimiz. Lütfen, sadece Almanya ve Türkiye arasındaki mali dengeyi gözeten yaklaşımın ötesine geçip dördüncü nesildeki bu gençlerimizin şayet bugün vatandaşlık alma hakları kendilerine verilmezse sonrasında hangi sosyal sorunların çıkacağını, hangi kültürel problemlerin çıkacağını, bu gençlerin nasıl elden avuçtan gideceğini düşünerek farklı bir perspektiften olaya yaklaşmanızı ben sizden rica ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Karadeniz’de dengelere dikkat çeken Kaya, Karadeniz’de 3’tane ülkenin NATO üyesi olduğunu hatırlatarak, bu bölgedeki Rusya hariç ülkelerin NATO üyesi olmasına yönelik teşvikin Türkiye’ye zarar vereceğini düşündüğünü belirterek, “Türkiye, denge politikasını gözeteceği bir alan olduğu için ve bir taraftan Rusya'yla komşu olan bir taraftan ticaret yollarının merkezinde olan bir taraftan Avrupa'yla, Orta Asya'yla, Orta Doğu'yla komşu olan Türkiye'nin NATO'nun Karadeniz'deki genişlemesini teşvik edici ifadeleri kullanmasının bu dengeler açısından Türkiye'ye zarar vereceği düşüncesiyle Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ben bu kanaatlerimi ifade ettim.” diye konuştu.
Saadet Partisi Hatay Milletvekili ve GİK Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, AK Parti iktidarının 22 yıllık iktidarında en büyük zararı kültür ve turizm alanında verdiğini ifade etti. Çalışkan, gençlerin AK Parti kadrolarına bakarak, “Müslümanlık buysa ben bundan uzağım” sözlerinde bulunduğunu belirterek, AK Partili kadroların bir kez daha düşünmesi için çağrıda bulundu. Çalışkan, “Maalesef, kurum bünyesinde RTÜK var, tek görevi iktidara muhalif yayınları sansürlemek. Yalan mı söylemiş, çete mi özendirilmiş, ahlâk mı erozyona uğramış, tarih mi tahrif edilmiş umurlarında değil; yeter ki iktidara karışma. Dallas dizileri bitti, yerine Türk dizileri geldi; nesil tahrip ediliyor ve bunlar, bu iktidar döneminde hiçbir tepkiye ulaşmadan devam ediyor. Turizm Bakanlığı, meseleyi sadece plajlardan, turizmi sadece beş yıldızlı otellerden ibaret görürse sadece belli kesimi zengin eder oysa bugün turizm çok daha geniş bir alana hitap etmek durumundadır. Turizm deyince sadece Antalya değil, Bursa'nın Trabzon'un Diyarbakır'ın, Hatay'ın da gücü görülmelidir.” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sadece spor alanına halı saha yapmaktan ve loto amblemli iş yapmaktan öte işler yapmasının gerektiğini ifade eden Çalışkan, gençlerin sorunlarının da gündemlerinde olması gerektiğini belirterek, “Bugün gençlerimiz işsiz, KYK borcundan dolayı 300 bin gencimiz icralık, milyonun üzerinde gencimiz borçlu ve bugün gençlerin yüzde 82'si, ‘Fırsat olsa yurt dışına giderim’ diyor. Gençler mülakat mağduru, gençler işsiz; üniversite mezunu, doktoralı işsizler ülkesi bu ülke ve bugün hepimiz görüyoruz ki kurumun gündeminde kaç tane halı saha yaptık, futbol sahası ne oldu, bunlar var ama ‘gençlik’ deyince bütün bir nesil elden gidiyor, umurlarında değil. Ülkede evlilik yaşı hayli ileri duruma geldi; her 2 aileden 1'i neredeyse boşanıyor. Ülkede 2001 yılındaki 2,38 doğurganlık oranı 1,7'ye düştü çünkü gündemde hiçbir şekilde gençler yok ama ne var? Bol bol cezaevi yapmak var, ülkede şu kadar adet cezaevi inşa ediliyor; gençleri cezaevine koyacaklar, başka hedefte bir şey yok. Ülkede ‘madde bağımlılığı’ diye bir şey ortaya çıktı, genç ölümlerinin yüzde 34'ünün madde kullanımından olduğu ifade ediliyor. Evet, belli bir miktarlarda mücadele yapılıyormuş gibi gösteriliyor ama bütçeden tahsis edilen rakamlara bakarsanız bir sakız parası kadar bir rakamın bu alana tahsis edildiği görülecektir.” ifadelerini kullandı.