Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan “mağduriyetleri” gündeme taşıdı

Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, TBMM’de gerçekleştirdiği basın açıklaması ile birçok sorunu gündeme getirdi. Çalışkan, fahri Kur’an kursu öğreticilerinin, ücretli öğretmenlerin, taşeron işçilerin ve Hatay’da yaşanan depremzedelerin sorunlarını gündeme taşıdı.
Depremlerin üzerinden 20 ay gibi bir sürenin geçtiğine dikkat çeken Çalışkan, Hatay özelinde bazı sorunların çözüldüğünü ancak bazı sorunların ise devam ettiğini ifade ederek, “Hatay, ülkemiz için taşıdığı stratejik önem nedeniyle sadece belediye çalışmalarıyla iyileşemez. Devletin kendini daha çok göstermesi, daha ön planda olması gerekmektedir. Bir taraftan altyapı hizmetleri acilen yerine getirilmeli, diğer taraftan vatandaşlarımızın günlük hayatlarını güçleştiren sorunlara çözümler üretilmelidir. Belki iktidar Hatay’ı ve deprem bölgesini unutmak istiyor. Adeta bu illeri gözden çıkarmış gibi hareket ediyor. Ama biz de elimizden geldiğince depremzedeleri gündemde tutmaya devam edeceğiz. Bölgemizdeki en büyük sorunlardan bir tanesi mücbir sebep uygulamasının kısa tutulması. Geçmişte afet bölgesinde 6 yıl uygulandığını gördüğümüz mücbir sebep, Hatay’da ne yazık ki üçer aylık uzatmalarla sürdürülüyor. Esnafımız bu belirsizlik iklimi içinde yarın ne olacağını bilmeden yolunu arıyor. Bir diğer belirsizlik de deprem konutlarıyla ilgili yaşanıyor. Binlerce insan seçimlerden önce vaat edilen konut teslimini bekliyor. Ne yazık ki teslim edilen konutların altyapıları halledilmediği için insanlar taşınamıyorlar” dedi.
Ücretli öğretmenlerin de sorunlarına değinen Çalışkan, ücretli öğretmenlerin asgari ücretin çok altında çalıştırıldığını anımsatarak, “Eğitim camiasının tüm beklentilerine rağmen yeterli öğretmen ataması yapılmadığı için mesleğini yapmak isteyen binlerce öğretmenimiz bu koşullarda çalışmaya mecbur bırakılıyor. Sayıştay rapor hazırlamış ve okullarda 75 bin öğretmen açığı var diyor. 20 aydır öğretmen ataması yapılmıyor. 2024 yılı için yapılacak öğretmen atamaları, okullar açılalı bir ay olmasına rağmen bir türlü sonuçlandırılamadı. Binlerce öğretmenimiz hâlâ bekliyor. Mevcut 85 bin öğretmen açığı ise ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılıyor. Aralıksız olarak haftanın beş günü tüm derslere giren bir ücretli öğretmenin aldığı ücret 10 bin lira civarında. Hastaneye gitse maaşı kesiliyor, hasta olsa rapor alamıyor, bir yakınını kaybetse izin aldığında ücreti kesiliyor. Bu insan sömürüsüdür” dedi.
Taşeron işçilere yönelikte açıklamalarda bulunan Çalışkan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın işçilerin sorunlarının çözümü çalışmalarına ilişkin sözlerine dikkat çekerek, “Taşeron işçilerin yaşadıkları sorunların başında kadrosuzluktan kaynaklanan güvencesizlik, ücretlerin düşüklüğü ve geç ödenmesi, fazla mesai ve yıllık izinlerin kullanılamaması gelmektedir. Belediye ve il özel idarelerinde çalışan yaklaşık 450 bin taşeron işçi, kelime oyunlarıyla kadrosuz bırakıldı. Kamuda aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu işçilere göre düşük ücret alan ve çeşitli haklarını kullanamayan işçiler iktidarın seçimden önce kendilerine vaat ettikleri haklarının yerine getirilmesini bekliyorlar” ifadelerini kullandı.
Çalışkan, dini değerlerin aktarılması konusunda önemli bir görev üstlenen fahri Kur-an kursu öğreticilerinin koşullarına dikkat çekerek, fahri Kur-an kursu öğreticilerinin çalışma koşullarının zor olduğunu işaret ederek, “Bu insanların aldıkları ücret ne geçimlerine yetiyor ne de emeklilik için umut beslemelerine izin veriyor. Aldıkları ücret 10 bin lira civarı. İçinde bulunduğumuz ekonomik durumda asgari ücretin neredeyse yarısı olan bu ücreti bir çalışana reva görmek, içler acısı bir kayıtsızlık örneğidir. Bir ayda sadece 8-9 gün sigorta primleri yattığı için emeklilikleri gecikiyor ve emekli olsalar da çok düşük bir emekli aylığı bağlanıyor. Fahri Ku’ran kursu öğreticileri, kadrolu çalışanlarla aynı görevi yapmalarına ve hatta kurumdaki stajyerlerin eğitimini de vermelerine rağmen ikinci sınıf insan muamelesine maruz bırakılıyorlar” dedi.
Tasarruf tedbirlerinin garibanı, yoksulu ezmekten başka bir işleve sahip olmadığını anımsatan Çalışkan, tedbirlerin fahri Kur’an kursu öğreticilerini de etkilediğini hatırlatarak, “Birçok hoca, sözleşmeleri feshedilerek zor koşullarda işsiz bırakıldı. Zaten 10 bin lira gibi düşük bir ücretle hayatlarını sürdürmeye çalışan bu insanlara hakları olan maaş ve kadro verilmediği gibi bir de kış şartlarında görevlerinden uzaklaştırılmış oldular. Şu anda hem Kur’an öğreticileri hem de öğrenciler mağdur durumdadır. Hoca eksikliği nedeniyle birçok kurs açılamıyor, birçok gencimizin hafızlık eğitimleri tamamlanamıyor” ifadelerini kullandı.