Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Yenidoğan Çetesi Davası...Opara bebeğin annesi: 'Para yoksa tedavi yok' dediler
Yenidoğan Çetesi Davası'nın ilk duruşması, 12. gününde müşteki beyanlarıyla sürüyor. Ölen Kaya bebeğin babası Hanifi Kaya, "3 gün boyunca orada kaldım bir tane çocuk doktoru görmedim. Ben hep hemşirelerle muhatap oldum. Bebeğimiz öldükten sonra 2 saat bize göstermediler. Songül hoca duruşmadan bir ay önce beni aradı nasıl bir ifade verdin ne söyledin diye benden bilgi istedi ben de suratına kapattım telefonu" dedi. 6 aylık Opara bebeğin annesi de "'Para yoksa tedavi yok' dediler" ifadesini kulla
GÜNDEM
03.12.2024, 15:40
Yenidoğan Çetesi Davası'nda 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde müşteki beyanlarının alınmasıyla devam ediliyor.
Ölen Kaya bebeğin babası Hanifi Kaya, mahkemedeki beyanında hastanede kaldığı süre boyunca çocuk doktoru görmediğini belirterek şunları anlattı:
"Eşimi Esencan Hastanesi'ne yatırmıştık, yoğun bakımda yer yoktu, bize Esenler Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söylediler. Ben girdiğimde doğum gerçekleşmişti. '8 bin lira ödeme yapmanız gerekiyor' dediler, benden hemen ödeme almak istediler. Dekont da vermediler sonra kadın doğum doktoru geldi 'eşinin durumu kritik, oğlunun durumu da iyi' dediler. Gün içinde bana hemşire Damla Atak, akşam da Batuhan Çetin bilgi verirdi. Bana çocuğumuzun durumunun gayet iyi olduğunu söylüyorlardı. (Daha sonra) Batuhan Çetin beni aradı oğlumun öldüğünü söyledi. Sabahleyin ölüm belgesini verdikten sonra morga girdim, oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler. Sonra beni bir hemşire aradı. 'Ölüm belgesinde eksik var döner misiniz' dediler. Kağıdı verdim iki dakika içinde bana geri verdiler kağıdı. 3 gün boyunca orada kaldım bir tane çocuk doktoru görmedim. Ben hep hemşirelerle muhatap oldum. Bebeğimiz öldükten sonra 2 saat bize göstermediler."
Hanifi Kaya, duruşmadan önce doktor Songül'ün kendisini aradığını belirterek, "Songül hoca duruşmadan bir ay önce beni aradı, nasıl bir ifade verdin, ne söyledin diye benden bilgi istedi, ben de suratına kapattım telefonu" diye devam etti.
Kaya ailesinin avukatı ise "Kaya bebek bu dosyanın sembolü haline gelmiştir. O gece yaşananlar bir babanın yaşayabileceği şeyler değil. İnsanlık dışı bir muamele. Bir babaya çocuğunun bisküvi kutusunda verilmesi, babanın o kutuyla yolculuk etmesi. Biz ölüm belgesini sabah sunduk. Başhekim Ali Dirik’in imzası ıslak imzalı, Rıza Keykubad’ın imzası e imzalı. Başhekimin tutuklanmasını talep ediyoruz, mahkeme aksi kanaatteyse de başhekim hakkında suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman, mahkemedeki beyanında, "Çocuğu küveze koymuşlardı. Çocuğu yer olmadığı için başka hastaneye sevk edeceklerdi. Tamam dedik. Çocuğu yoğun bakıma aldık. Önce çocuğun kalbi delik dediler sonra, 'Kalp yetmezliği var. Ameliyat olması gerekiyor' dediler. Ben de 'ne gerekiyorsa yapın' dedim. Doktor bebeğe annesi sütü gerektiğini söyledi. Annesi sütü almak için annenin yanına Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'ne giderken beni aradılar 'çocuk fenalaştı' dediler. Hastaneye gittiğimde çocuğun durumu kötüydü. Dışarıdan özel bir doktor geldiği için benden 3 bin TL istediler, ben de verdim. Çocuğun yüzde 10 yaşama ihtimali olduğunu söylediler. O da engelli olur dediler. Sabaha karşı da çocuğun vefat ettiğini öğrendim. Vefat üzerine 3 bin TL'yi almadılar" dedi.
Mahkeme başkanının Dursun Eryılmaz'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Karaduman, "Dursun Eryılmaz ile ben iki sefer karşılaştım. Koridorda karşılaşmıştık, çocuğun durumunun iyi olmadığını söyledi. Bir de çocuğun göğsünde morluk görmüştüm, nedenini sorduğumda cihazlardan dolayı olduğunu söylemişti. Şikayetçiyim, katılma talebim var" dedi.
Opara bebeğin babası Benedict Opara da yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ocak 14 2024'te Medilife Hastanesi'ne gittik. Daha sonra doktor muayenesini yaptı. Soğuk algınlığı olduğunu söyledi. Oksijene ihtiyacı vardı. Annesinin kucağında bir oksijen muayenesi yapıldı. Doktor burada müşahede altında kalması gerektiğini eve gönderemeyeceklerini söylediler. Sonra bir oda verdiler. Bize çocuğu entübe edeceklerini söylediler fakat etmediler. Hastanede 5 aylık bebek için entübe alanı olmadığını söylemediler. Bebeği yoğun bakıma aldıklarında, 'Her yer dolu yerimiz yok' dediler. Önce 500 dolar talep ettiler sonra çocuğumu başka hastaneye sevk edeceklerini söylediler. Çocuk 3 gün Medilife'da yoğun bakımda kaldıktan sonra Birinci Hastanesi'ne sevk ettiler. Ayın 17'sinde o hastaneye sevk edildi, 18'inde çocuğum vefat etti. Doktor ikinci gün bebeğin çok hasta olduğunu söyledi. 112 arandı fakat hastane bulunamadı. Hastane kendisi beni Birinci Hastanesi'ne yönlendirdi. Çünkü çocuğum çok hastaydı.
Bebeğimi Birinci Hastanesi'nde entübe ettiler. Bana 'eve git, yarın gel' dediler. Beni sabah 8'de aradılar çocuğumun durumunun iyi olmadığını söylediler. Bana saat 8.00'de çocuğumun öldüğünü söylediler. Çocuğumu görmek istedim. Bana sabah öldüğünü söylediler ama girdiğimde az da olsa nefes alıyordu. Bu imkansız dedim. Bana bilgi veren ve kendisini doktor olarak tanıtan kişi Hakan Doğukan Taşçı'ydı."
Mahkeme başkanının hastaneye yaptığı ödemeyle ilgili sorusu üzerine Opara, "Hastaneye 35 bin TL ödedim fakat bebeğim 2. gün olduğu için iki günlük ücreti keserek bana 21 bin liramı geri verdiler. Şikayetçiyim" şeklinde cevap verdi.
6 aylık Michelle Nwando Opara'nın annesi Patricia da bebeğini nefes zorluğu yaşaması nedeniyle Medilife Hastanesi'ne götürdüklerini belirterek süreci şöyle anlattı:
"Bebeğim nefes almakta çok zorlanıyordu. Hemşireler ve doktorlar geldi. Doktorlar bu çocuğun yaşaması bir mucize dedi. Ertesi gün doktorlar 'Bebeğin durumu çok kötü, bu çocuk 5 aylık başka bir hastaneye götürmeniz gerekiyor. Sizin bir hastane bulmanız gerekiyor' dedi. Gittiğimiz hastaneler bize yeni bir hastaneyi doktorumuzun bulması gerektiğini söyledi. Sonra eşimi Medilife'dan biri aradı. Çocuğumuzu başka bir hastaneye götürmek istiyorsak 500 dolar vermemiz gerektiğini söyledi. O gece bir doktor da yoktu yalnızca bir hemşire gelip kontrol ediyordu. Bebeğim daha fazla zorluk çekmeye başladı nefes almakta. Eşimi aradılar ekstra para istediler. Kartla ödeme yapmak istediğimizde kabul etmediler, nakit ödeme istediler. Eşim bu süreçte çalışmadığı için, 'Bize süre verin eşim gitsin iş yerinden borç alsın nakit getirsin' dedik, 'Para yoksa tedavi yok' dediler. Eşim de bir arkadaşını aradı ondan para getirmesini istedi.
Bizi doktor aradı, 'Bir hastane var ama sizden 60 bin dolar para istiyor çocuğun tedavisi için' dedi. Biz de ilk olarak 20 bin dolar ödeyebileceğimizi söyledik. Çocuğu Birinci Hastanesi'ne sevk etmek için ambulans ayarlandı. Hastaneye gittik ödememizi yaptık. Bizden eczaneden çocuk için malzemeler almamızı istediler ve ertesi gün çocuğumuzu görebileceğimizi söylediler."
Ölen Kaya bebeğin babası Hanifi Kaya, mahkemedeki beyanında hastanede kaldığı süre boyunca çocuk doktoru görmediğini belirterek şunları anlattı:
"Eşimi Esencan Hastanesi'ne yatırmıştık, yoğun bakımda yer yoktu, bize Esenler Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söylediler. Ben girdiğimde doğum gerçekleşmişti. '8 bin lira ödeme yapmanız gerekiyor' dediler, benden hemen ödeme almak istediler. Dekont da vermediler sonra kadın doğum doktoru geldi 'eşinin durumu kritik, oğlunun durumu da iyi' dediler. Gün içinde bana hemşire Damla Atak, akşam da Batuhan Çetin bilgi verirdi. Bana çocuğumuzun durumunun gayet iyi olduğunu söylüyorlardı. (Daha sonra) Batuhan Çetin beni aradı oğlumun öldüğünü söyledi. Sabahleyin ölüm belgesini verdikten sonra morga girdim, oğlumun cesedini bisküvi kutusunda verdiler. Sonra beni bir hemşire aradı. 'Ölüm belgesinde eksik var döner misiniz' dediler. Kağıdı verdim iki dakika içinde bana geri verdiler kağıdı. 3 gün boyunca orada kaldım bir tane çocuk doktoru görmedim. Ben hep hemşirelerle muhatap oldum. Bebeğimiz öldükten sonra 2 saat bize göstermediler."
Hanifi Kaya, duruşmadan önce doktor Songül'ün kendisini aradığını belirterek, "Songül hoca duruşmadan bir ay önce beni aradı, nasıl bir ifade verdin, ne söyledin diye benden bilgi istedi, ben de suratına kapattım telefonu" diye devam etti.
Kaya ailesinin avukatı ise "Kaya bebek bu dosyanın sembolü haline gelmiştir. O gece yaşananlar bir babanın yaşayabileceği şeyler değil. İnsanlık dışı bir muamele. Bir babaya çocuğunun bisküvi kutusunda verilmesi, babanın o kutuyla yolculuk etmesi. Biz ölüm belgesini sabah sunduk. Başhekim Ali Dirik’in imzası ıslak imzalı, Rıza Keykubad’ın imzası e imzalı. Başhekimin tutuklanmasını talep ediyoruz, mahkeme aksi kanaatteyse de başhekim hakkında suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman, mahkemedeki beyanında, "Çocuğu küveze koymuşlardı. Çocuğu yer olmadığı için başka hastaneye sevk edeceklerdi. Tamam dedik. Çocuğu yoğun bakıma aldık. Önce çocuğun kalbi delik dediler sonra, 'Kalp yetmezliği var. Ameliyat olması gerekiyor' dediler. Ben de 'ne gerekiyorsa yapın' dedim. Doktor bebeğe annesi sütü gerektiğini söyledi. Annesi sütü almak için annenin yanına Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'ne giderken beni aradılar 'çocuk fenalaştı' dediler. Hastaneye gittiğimde çocuğun durumu kötüydü. Dışarıdan özel bir doktor geldiği için benden 3 bin TL istediler, ben de verdim. Çocuğun yüzde 10 yaşama ihtimali olduğunu söylediler. O da engelli olur dediler. Sabaha karşı da çocuğun vefat ettiğini öğrendim. Vefat üzerine 3 bin TL'yi almadılar" dedi.
Mahkeme başkanının Dursun Eryılmaz'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Karaduman, "Dursun Eryılmaz ile ben iki sefer karşılaştım. Koridorda karşılaşmıştık, çocuğun durumunun iyi olmadığını söyledi. Bir de çocuğun göğsünde morluk görmüştüm, nedenini sorduğumda cihazlardan dolayı olduğunu söylemişti. Şikayetçiyim, katılma talebim var" dedi.
Opara bebeğin babası Benedict Opara da yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ocak 14 2024'te Medilife Hastanesi'ne gittik. Daha sonra doktor muayenesini yaptı. Soğuk algınlığı olduğunu söyledi. Oksijene ihtiyacı vardı. Annesinin kucağında bir oksijen muayenesi yapıldı. Doktor burada müşahede altında kalması gerektiğini eve gönderemeyeceklerini söylediler. Sonra bir oda verdiler. Bize çocuğu entübe edeceklerini söylediler fakat etmediler. Hastanede 5 aylık bebek için entübe alanı olmadığını söylemediler. Bebeği yoğun bakıma aldıklarında, 'Her yer dolu yerimiz yok' dediler. Önce 500 dolar talep ettiler sonra çocuğumu başka hastaneye sevk edeceklerini söylediler. Çocuk 3 gün Medilife'da yoğun bakımda kaldıktan sonra Birinci Hastanesi'ne sevk ettiler. Ayın 17'sinde o hastaneye sevk edildi, 18'inde çocuğum vefat etti. Doktor ikinci gün bebeğin çok hasta olduğunu söyledi. 112 arandı fakat hastane bulunamadı. Hastane kendisi beni Birinci Hastanesi'ne yönlendirdi. Çünkü çocuğum çok hastaydı.
Bebeğimi Birinci Hastanesi'nde entübe ettiler. Bana 'eve git, yarın gel' dediler. Beni sabah 8'de aradılar çocuğumun durumunun iyi olmadığını söylediler. Bana saat 8.00'de çocuğumun öldüğünü söylediler. Çocuğumu görmek istedim. Bana sabah öldüğünü söylediler ama girdiğimde az da olsa nefes alıyordu. Bu imkansız dedim. Bana bilgi veren ve kendisini doktor olarak tanıtan kişi Hakan Doğukan Taşçı'ydı."
Mahkeme başkanının hastaneye yaptığı ödemeyle ilgili sorusu üzerine Opara, "Hastaneye 35 bin TL ödedim fakat bebeğim 2. gün olduğu için iki günlük ücreti keserek bana 21 bin liramı geri verdiler. Şikayetçiyim" şeklinde cevap verdi.
6 aylık Michelle Nwando Opara'nın annesi Patricia da bebeğini nefes zorluğu yaşaması nedeniyle Medilife Hastanesi'ne götürdüklerini belirterek süreci şöyle anlattı:
"Bebeğim nefes almakta çok zorlanıyordu. Hemşireler ve doktorlar geldi. Doktorlar bu çocuğun yaşaması bir mucize dedi. Ertesi gün doktorlar 'Bebeğin durumu çok kötü, bu çocuk 5 aylık başka bir hastaneye götürmeniz gerekiyor. Sizin bir hastane bulmanız gerekiyor' dedi. Gittiğimiz hastaneler bize yeni bir hastaneyi doktorumuzun bulması gerektiğini söyledi. Sonra eşimi Medilife'dan biri aradı. Çocuğumuzu başka bir hastaneye götürmek istiyorsak 500 dolar vermemiz gerektiğini söyledi. O gece bir doktor da yoktu yalnızca bir hemşire gelip kontrol ediyordu. Bebeğim daha fazla zorluk çekmeye başladı nefes almakta. Eşimi aradılar ekstra para istediler. Kartla ödeme yapmak istediğimizde kabul etmediler, nakit ödeme istediler. Eşim bu süreçte çalışmadığı için, 'Bize süre verin eşim gitsin iş yerinden borç alsın nakit getirsin' dedik, 'Para yoksa tedavi yok' dediler. Eşim de bir arkadaşını aradı ondan para getirmesini istedi.
Bizi doktor aradı, 'Bir hastane var ama sizden 60 bin dolar para istiyor çocuğun tedavisi için' dedi. Biz de ilk olarak 20 bin dolar ödeyebileceğimizi söyledik. Çocuğu Birinci Hastanesi'ne sevk etmek için ambulans ayarlandı. Hastaneye gittik ödememizi yaptık. Bizden eczaneden çocuk için malzemeler almamızı istediler ve ertesi gün çocuğumuzu görebileceğimizi söylediler."
18
açık
Namaz Vakti
04 Aralık 2024
İmsak | 06:04 | ||
Güneş | 07:29 | ||
Öğle | 12:34 | ||
İkindi | 15:07 | ||
Akşam | 17:29 | ||
Yatsı | 18:49 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|