Hayatın şifası ışık olmaktır

Işık olun ve gönlünüzdeki güzellikleri yaşadığınız dünya ile paylaşın! Bu evvela size iyi gelecektir.

Aşk güzeldir lakin onun dahi en güzeli ışık olurken aşkı bulmaktır.

Aydınlatmak, aydınlanmaktır. Zira ışık verebilmek için evvela yanmak gerekir.

Kişi, kendi dünyasında yaktığı ışığı daha sonra yaşadığı dünyaya tutabildiği takdirde anlamlı yaşayabilir. Anlamlı olmak, ışık gibi yaşamaktır.

Işık gibi yaşamak için karanlığın içine girebilme cesaretini gösterebilmek gerekir.

İki yıl once, müslüman olmuş bir mahkum bana bir rüyasını anlattı: “Rüyamda, hapishaneye girmeden önce tanıdığım kimseler beni ayağımdan asmış bana işkence ediyorlardı. Mekan oldukça karanlıktı. Bağırıyordum ve ağlıyordum ama onlar bana vurmaya devam ediyordu” dedi.

Ona dedim: O karanlık muhtemelen, senin geçmişin yani cahiliye dönemin ve gördüğün o eski dostların senin geçmişteki amellerin. Sen, ister istemez bilinçaltında irtikap ettiğin o yanlışların, vicdanen rahatsızlığını yaşıyorsun. Lakin müslüman oldun ve hakiki iman ettiysen, Allah seni o mazideki cürmunun karanlığından aydınlığa çıkaracaktır.

Yirmi beş yaşındaki genç mahkuma, Kur’an’daki Bakara suresi 257. ayetini hatırlattım. “Allah, inananların dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. kafirlerin dostları da tağuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. Onlar ateş halkıdır, orada kalıcıdırlar.” (Bakara: 2:257) Kendisiyle bu ayet çerçevesinde biraz sohbet ettik. Bu sureyi okudum ama bu ayeti bu şekilde hiç düşünmemiştim, sanki bana hitap ediyor dedi.

Amerika’nın karanlık zindanlarında imanın aydınlığına kavuşanları görmek ve bunlara bir şekilde vesile olmak beni de huzurlu kılıyor. İşte bu latif duygu, kanımca hayatın her sahasında yaşanmalı.

İnsan kendisini ışık gibi görürse sadece yaptığı işte değil hayatın her alanında mutlu olabilme ve ölçülü davranabilme kabiliyetini kazanmış olacaktır. Evet, aşk güzeldir lakin en güzeli ışık olurken aşık olmaktır.

Üniversite yıllarımda otobüs yolculuğu yaptığımda yanımda mutlaka küçük kitapçıklar bulundurur ve yanımdaki kişiyle bir şekilde konuştuktan sonra sohbeti o kitapçıklardaki konulara getirir ve onlardan kendilerine armağan ederdim. Böylece yolculuk, hem bereketli ve anlamlı geçer hem de nasıl geçtiğini bilmezdim.

Kendinizi ışık gibi hissettiğinizde, araba kullanırken dahi kaza yapsanız bir vesileyle muhatabınıza güzel davranma yolunu seçersiniz.

Ayağımı kırdığım yıllarda hastanedeki personel ile muhabbet ederken bir şekilde konu yaptığım işten açılmış ve onlardan bir tanesine tahliye olduktan sonra İngilizce Kur’an hediye etmiştim.

Bunları sundan dolayı anlatıyorum: Hayatın neresinde olursak olalım içimizde yanan ışığı başkalarına da armağan etme aşkını yaşarsak dünyevi anlamda dertlerimiz ve çilemiz azalacak ve biz daha huzurlu bir hayatı yaşamaya muktedir olacağız.

Nitekim Asr suresi bağlamında mahkumlara da, bunu sık sık öğütlüyorum. Müebbet mahkum olabilirsiniz lakin burada geri kalan ömrünüzü içinizdeki ışığı başkalarına ulaştırmak için yaşarsanız, bu hayat tarzınız sokaklarda özgürce ama bilinçsiz yaşamanızdan milyonlarca kez daha anlamlıdır.

Evet, kendinizi ışık gibi hissedin zira bunun en fazla size faydası olacaktır. Işık olun ve gönlünüzdeki güzellikleri yaşadığınız dünya ile paylaşın.

Zira ışık olan tanımlı va anlamlı bir hayat yaşar. O dem, gurbet dahi kurbiyet olur. Evet Kur’an’ın dediği gibi “Allah'a çağıran, güzel işler yapan ve 'Ben Müslümanlardanım' diyen kimseden daha güzel sözlü kim var” (Fussilet: 41:33)