HER FANİ GİBİ O’DA ÖLDÜ HEM DE HESABINI VERMEDEN
Fetullah Gülen öldü.
70’li Yıllarda, yani bizim gençlik dönemimizde O’nu Bornova vaizi olarak tanıdık.
Altın Nesil vaazları veriyor, verdiği vaazlar kasetlerle Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyordu.
İzmir’in bir ilçesinde verdiği vaazlar Tüm Türkiye tarafından dinlenebiliyor, gözyaşları içerisinde ağlayarak yaptığı konuşmalar insanları etkiliyordu.
Yine aynı yıllarda İstanbul’a yaptığım bir gezide Işık evlerinden söz edildiğini duymuştum. Bu evlere öğrenciler alınıyor ve sıkı disiplin kurallarından geçirilerek okullarından mezun olmaları sağlanıyordu.
Bu evlerde radyo ve televizyon gibi iletişim aletleri yasaktı. Ayrıca giyim kuşamda da sıkı kurallar vardı ve en aklımda kalanı erkeklerin kot pantolon giyme yasağıydı.
Daha sonraları bu öğrenci evleri tüm ülkeye yayılacak, oralardan öğrenci devşirilecekti. Radyo ve giyim yasakları daha bir gevşemiş ancak disiplin kurallarının katılığı devam etmişti.
Yıllar içerisinde ışık evlerinden dersanelere geçilecek, o evler ilk açılan dersaneler için kaynak teşkil edecekti. Dersaneler için özel yönetici ekipler oluşacak daha sonraları bu ekipler bulundukları illerin imamlıklarına dönüştürülerek halka inilmeye başlanacaktı.
Halkta oluşan Fetullah Gülen duygusallığı artık paraya tahvil edilmeye başlanacaktı. Yapılan özel himmet toplantılarıyla kentin zengin ve saygın insanları davet edilecek, bu davetlerde Gülenin konuşmaları ve yapılan hizmet anlatımları eşliğinde ciddi paralar toplanmaya başlanacaktı.
Evler dersanelere, dersaneler özel okullara, özel okullarda dünyanın dört bir yanına dağılarak dönüşme başlanacaktı.
En önemli şiar bulundukları ülkenin yönetici ve rejimleriyle tam bir uyum içerisinde olmaları, oraların kanun ve mevzuatlarına uygun yapılanmaları ve bundan taviz vermemeleriydi.
Türkiye’de ise rejimin vebalı gördüğü siyasetçilerden uzak kalmaları ve onlara karşı bir muhalefet sergilemeleriydi.
Darbe lideri Kenan Evren’e bile övgüler dizen Fetullah Gülen iş Erbakan’a geldiğinde O’na sayın bile demeden ismiyle anması ve basının önünde yapısının uyuşmadığını söylemesiyle dikkat çekerdi.
12 Eylül döneminde her tarafa arananlar listesi asılıp resmi yayınlanmasına rağmen garip bir biçimde kalabalık guruplarla nizamiyelere gelip asker ziyaretleri yapar, ev toplantılarına devam ederdi.
Amerikan yetkililerinin Kenan Evren ve Turgut Özal’ın kulağına O’na dokunulmaması için tavsiyelerde bulunduğu söylenenler arasındaydı. Gerçekten de herkesin takip edildiği, en ufak bir hareketin bile darbe hükümeti tarafından ezildiği bir ortamda Fetullah Gülen’in bu rahat tavırları hayret vericiydi.
Zaman içerisinde PKK lideri Türkiye’ye teslim edilirken Fetullah Gülen sağlık gerekçeleriyle ABD’ye alındı ve orada yaşamaya, devleşen örgütünü yönetmeye başladı.
Artık tüm dünyada yüzlerce okulu olan, çok çeşitli TV kanallarına sahip, Türkiye’nin en tirajlı gazetelerini çıkaran, bankaları ve holdingleri olan ama yine de himmet toplantılarıyla milyarlarca dolar toplayan bir cemaat-örgüt halindelerdi.
Hükümet kendileriyle mücadele kararı aldığında çok rahatlıkla kendilerini muhalefete kabul ettiren, muhalefetin desteğini alan bu yapı Marmara Gemisi olayıyla İsrail’in yanında duran, insanlara kaset kumpasları ile şantajlar yapan, sınav sorularını çok kolayca çalabilen, yargı ve güvenlik teşkilatlarında sözü geçen bir yapı haline dönüşmüştü.
En son 15 Temmuz darbe girişimiyle kendini ifşa etti ve253 insanın ölümüne, 2500 insanın yaralanmasına neden olan o meş’um geceyi tüm ülkeye yaşattı.
ABD himayesinde ölümüne kadar ABD’de yaşadı ve Türkiye’de hesap vermeden hesabını Rabbi ’ne bıraktı.
Umarım bundan sonra Türkiye büyük bir beladan kurtulmuş olur.
İmsak | 05:53 | ||
Güneş | 07:16 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:33 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|