İçime Yağan Yağmur Katresi
Kimileyin içimize yağmur misali kırık cümleler yağar ve içimizdeki kelam, kalemimize mürekkep olur
İçimizdeki kırıklıktır bizi yaşatan bazen,
Semada kırılan suyun, kurumuş topraklara yağmur olup düşmesi gibi
Hayat defterinin kalemidir irademiz
Bir varmış bir yokmuş ile başlar ve biter hikayemiz
Yaratıcı kudret dışında her varlık, bu yasaya boyun eğer
Her ölüm haberi, biraz da bu gerçeği bize tebliğ eder
Bir varmış bir yokmuş ile başlar ve biter her hikaye
Günümüz ve dünümüz dahi bize bunu der
Mevsimlerin deveranında bu hakikati gözleriz
Kış olunca baharı, bahar olunca kışı özleriz
Hasret dünyanın kaderi ve vuslat ahiretin
İnsan, dünya hasretinde ebediyeti özleyen bir muhacir
Ebediyet, fani gönüllere hakikatli bir teselli
Var iken yok olmanın acısını zaten daha başka ne dindirebilir ki?
İnsanın en ufak ihtiyacını dahi tastamam karşılayan Rahmet-i Sonsuz, sevdikleri birden yok olanın hasret sancısını tedarik edecek bir imkan yaratamaz mı zannederiz?
Vahiy, kalplerimizin biricik tesellisi
İki gün önce bir hücre ziyaretindeydim
Soğuk olur Amerikan hapishaneleri
Yalnızlar ülkesinin yalnızları
Kimi mahkumlar hücrelerinde, günlerce su içmemiş, yemek yememiş insanların beklemesi gibi konuşacak birilerine bakarlar.
Konuşmaya da susar insan zira
İşte böyle kelama susamış bir mahkum, hücresinin önünde bana baktı ve bir şey öğretmeden mi gideceksin ? dedi.
Kendisine tebessüm ederek ne öğrenmek istiyorsun dedim?
Öyle bir şey de ki o bana bir hafta yetsin dedi.
Aklıma o an bir şey gelmeyince, sana Rabbimizin kitabından okuyayım dedim.
Ben bir ayetin Arapçasını ezberimden okuduktan sonra, mahkum kendi elindeki mealden sesli olarak İngilizcesini okuyordu ve sonra o ayeti ben tavzih etmeye çalışıyordum
Bir ayet geldi : “O öyle bir Allahtır ki hem görmediklerimizi bilir hem de şahit olduklarımızı ve O özünde ve işinde merhameti sonsuz olandır” (Haşr 59:22)
İşte bu ayet gelince; "Nerde olursak olalım Rabbimizin gözetimi altındayız. Yüzlerce battaniyenin altına dahi girsek O bizi görüyor. Burda dahi seni gören Sonsuz Rahmet sahibi bir Rabbin var" diyor bu ayet deyince, mahkum hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Öyle bir ağlıyordu ki ben bir ayet okununca öyle ağlayan birini daha önce hiç görmedim. Başını hafiften demir parmaklıklara vurdu. Gözümden süzülen yaşlarla şimdi imkan olsaydı da sana sarılmak isterdim dedim.
Demir parmaklıklar mahkuma sarılmama mani olsa da hakikati duyurmama engel olmadı..
Lakin hakiki hüzün sarıldıklarınızın sizi duymamasıdır
Araya gurbetin girmesi gibidir demir parmaklıklar
Gurbet insanın anlaşılmadığı yerdir
Lakin bazen insan gurbette dahi anlaşılır
Kimileyin demir parmaklıklar dahi mani olamaz anlaşılmaya
Keşke imkanım olsaydı da o mahkuma daha da yardımcı olsaydım.
Sözden ve duadan başka elinizden başka şey gelmiyor bazen.
Araya demir parmaklıklar girince insan acziyetini anlıyor
Anladıkça da insan bazen ağlıyor.
Araya giren şeyler, insana acziyetini hatırlatıyor
Lakin sözün gücü, araya giren demir parmaklıkları dahi eritiyor
Yeter ki araya ölüm girmesin
İnsanlar araya ölüm girince duymazlar seni
Bir de araya ego girince duyulmaz olur hakikatin sesi
Ah keşke bilseydik biz !
Bir varmış, bir yokmuş ile başlar ve biter hepimizin hikayesi
Selam ve dua ile
Bilgin Erdogan
İmsak | 06:18 | ||
Güneş | 07:44 | ||
Öğle | 12:45 | ||
İkindi | 15:15 | ||
Akşam | 17:36 | ||
Yatsı | 18:57 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|