Duvarların ardından bir hasbihal: Kronos ve Kayros
İki sene önce yine bu zamanlardı. Bir mahkum, kendisinin ileri derecede kanser olduğunu söylemişti. O sıralar kıymetli arkadaşım Neval hanım da kanserdi ve hatta kendisine o mahkumdan bahsettiğimde, onun çocukları varmış benden fazla yaşasın demişti. Neval hanım, 21 Ağustos 2017’de vefat etti. O mahkum ise hamdolsun hala yaşıyor. Lakin bugün bir başka Kadın Hapishanesinde, annesinin ağır kanser hastası olduğunu ve yoğun bakımda olduğunu öğrendi.
Hem annesinin hem de 47 yasında olan mahkumun kendisinin aynı hapishanede olması aklınıza düşük bir aileden geldikleri imajı uyandırmasın! Mahkum’un üç kızı var. Biri doktor, biri psikolog ve diğeri bu sene hukuk fakültesini bitirip avukat oluyor. Üçü de şuurlu hem eğitimli hem de aile kadını. Filedelfiya'da yasiyorlar.
Lakin annesi mahkum olan Butler, yedi yaşındayken bir doğum günü partisinde evlerindeki başka bir kadınla tartışıyor ve alevlenen tartışma cinayetle sona eriyor. Annesi 42 senedir içerde. Önümüzdeki aylarda tahliye olmayı beklerken ileri derece kemik ve göğüs kanseri olduğundan ağırlaşıyor. Şimdi doktorlar çok az ömrü kaldı diyorlar.
Mahkum haliyle sarsıldığından içine kapanmış ve kimseyle konuşmuyordu. Psikiyatri bölümü, benim kendisiyle konuşmamı istediler. Bugün Cuma’dan sonra yaklaşık bir saat konuştuk. Böyle durumlarda, insanlara hayatlarındaki nimetleri hatırlatmak lazım.
Kendisine çok acı bir imtihanla karşı karşıya olduğunu ama bununla beraber bir çok insana nasip olmayan güzelliklerin kendisine verildiğini çocukları üzerinden anlattım. Mahkum, yıllardır içerde olmasına rağmen eşi her hafta ziyaretine geliyordu. Yani tüm olumsuzluklara rağmen evlilerdi. Kızlar eğitimli, profesyonel hayatın içindeler, aktif müslümanlar ama bir o kadar babalarına bağlılar. Torunlar desen onlar da hafta sonu Kur’an kursuna gidip dinlerini öğreniyorlar.
Kendisine Kronos ve Kayros diye iki zaman dilimi var dedim. Kronos takvimdeki zaman lakin Kayros hissettiğimiz zaman dilimi. Mühim olan niceliksel olarak çok yaşamak değil nitelikli ve bereketli olarak yaşamak. Rabbim sana da uzun ömür versin ama vermese dahi sen bu hayattan şayet hepimizin ayrılacağı gibi ayrılacaksan ,bu güzel bir şekilde olacak.
Neyim var sorusuna yoğunlaşırsak huzurlu oluruz neyim yok sorusuna yoğunlaşırsak mahsun kalırız. Zaten acı ve haz birbirine mundemictır. Bizi huzursuz eden aslında daha çok zanlarımızdır. Biz hayatımızdaki şeyler kafamızdaki gibi olmayınca üzülüyoruz.
Oysa ki kafamızdaki gibi olsaydı belki daha çok mağdur olacaktık. Mahkum olarak dışrada olsam daha iyi olurdu diye düşünmen çok normal. Lakin her şeyin üstünde, her şeyi bilen Rahman’ın takdiri var.
Elimizden geleni yaptıktan sonra O’na teslim olmalıyız. Zira bizim birbirimize olan sevgimiz ile Allah’ın bize olan sevgisi kıyaslansa bizim ki okyanusta damla gibi kalır. İmanımızı kullanmalıyız zira iman en etkili imkandır.
Ben bunları konuşurken o kadar acısına rağmen tüm dikkatini teksif ederek beni dinliyordu. “Bu konuşmalar bana o kadar iyi geliyor ki..” dedi. “Emin ol! Her zaman herkese bu kadar konuşamıyorum. Kalpten kalbe giden bir yol var” dedim. Burada olman, anneciğine ve çocuklarına yakın olmadığın anlamına gelmiyor. Mühim olan fiziki mesafenin yakın olması değil duygusal yakınlığın fonsiyonel olmasıydı zaten. Güzel ayrıldık. Haftamın en anlamlı saatiydi diyebilirim. Yüreklere pencere açmak ve nefes vermek kadar güzel bir şey yok.
Evet, her insan hayatında bazı tatminsizlikler yaşar. Bu sebeple hayal dünyasında geçmişine gider ve bunlardan nadim olur. Bu tatminsizliği en derinden yaşayanlar ise mahkumlardır. Zira onlar, hapishane hayatını kaybolmuş bir zaman dilimi gibi görürler. Hele hele bir ölüm haberi aldıkların da bu tatminsizlik duygusuna bir de pişmanlık eklenir. Ne ki bahsettiğim bu psikolojik hal sadece mahkumlarda değil her insan için geçerlidir.
Kadim Yunan’da iki tür zaman vardır. Kronos zamanı ve Kayros zamanı. Kronos zamanı takvimde olan zamandır. Kayros zamanı ise hissettiğimiz zaman olarak isimlendirilir. Kronos zamanı çoğumuzun bildiği ve ölçü olarak kabul ettiği zaman türüdür. Bir yıl değişmez çünkü o, 365 gündür.
Kayros zamanı ise insanın hissettiği zamandır. Bu zaman türüne göre bazen bir saat hatta bir dakika bir ömre bedeldir. Sanırım Kur’an’da “Kadir gecesinin bin aydan hayırlı” oluşu meselesi de bu hakikati bize hatırlatıyor.
Mahkumlara ziyaret saatlerinde aileleriyle geçirdikleri zamanın şayet isterlerse bunu “Kayros” zamanı prensibince bir ömre bedel zaman dilimi haline getirebileceklerinden bahsederim sıklıkla. Zira mühim olan hissettiğimiz zamandır. Bazen bir dostunuzla bir iki saatlik çay sohbeti bir ömre bedel bir enerji verebilir iç dünyanıza.
Zaman mevhumunu Kayros tanımına göre algılamak yaşadığımız fani hayatın ruhuna daha uygundur. Zira bu hayat doyumluk değil tadımlıktır. Madem ki hasret,firak ve iftirak dünyanın kaderi ve dahi vuslat ahiretteki nasibimizdir öyleyse insan bu hayatta dahi doyumluk değil tadımlık yaşamaya kendini alıştırmalıdır.
Unutmamak gerektir ki verimli geçen kimi kısa birliktelikler, verimsiz geçen uzun beraberliklerden daha hayırlıdır. Doyamayacağınız insanlarla geçirdiğiniz bir lahza lezzetli saatler bazen hem duygusal hem entellektüel olarak bir ömre bedel hale gelebilir. Onun için eskiler sohbette insibağ var demişler. Bazen bir iki saatlik sohbetler, bir kaç aylık birliktelikler insan hayatına çok şey katabilir.
O halde insanın geçmişe gidip ahu vah etmesinden ziyade yaşadığı anın kıymetini bilerek onu en verimli hale getirmesi yaşadığımız bu fani hayatın doğasına en uygun olan harekettir.
Bizi huzursuz eden maziye ait tevehhümlerimiz ve istikbale yönelik yersiz kaygılarımızdır. Fransız atasözünü hatırlatayım : Şimdi değilse ne zaman !
Baki olan bu kubbede hoş bir sada imiş ..
Selam ve dua ile
İmsak | 05:53 | ||
Güneş | 07:16 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:33 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|