20.03.2020, 10:03
61
EKONOMİK İSTİKRAR PAKETİNİN GETİR(ME)DİKLERİ
Aralık ayından itibaren tüm dünyayı etkileyen Covid-19 virüs salgını ülkemizde 10 Mart itibariyle ilk tanının koyulmasıyla kendini göstermiştir. Ortaya çıkan salgının sağlığa vermiş olduğu etki kadar şüphesiz ekonomik olarak da tüm dünyaya olumsuz etkileri olmuştur. Birçok ülkenin borsalarında % 20 lere varan düşüşler meydana gelmiştir. Buna mukabil FED faizi sıfıra çekti ve 700 Milyar dolarlık genişleme programını açıkladı. Diğer ülkelerin merkez bankaları da acil toplanarak buna benzer kararlar aldılar. Fakat alınan tüm bu tedbirlere rağmen beklenen etki maalesef görülmedi, borsa düşmeye ticaret durmaya devam etti. Bu etkisizlik bize; üretici, tüketici, tedarikçi vb. ticaretin enstrümanlarında gelecek günlere olan olumlu beklentilerin olmadığını ve piyasaya güvenlerinin kalmadığını gösteriyor. Yaşanan bu tür krizlerde ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için merkez bankalarının öncelikli hamlesinin faizi aşağıya çekmek olması; faize karşı olanları,faizin bir sömürü aracı olarak görenleri, dinimizin de haksız kazanç olarak görmesini, ekonomik sınıfsal baskı aracı olarak güçsüzler üzerinde kan emici olarak nitelendirmesini haklı çıkarıyor. Tekraren deklare etmek istiyorum; faiz düşürmek çözüm değil faizi ortadan kaldırarak faizsiz bir ekonomiye geçişin yapılması gereklidir.
Küresel ticareti durma noktasına getiren bu salgın ülkemizde görülmeye başladıktan sonra da iç piyasayı olumsuz etkiledi. Salgının yayılımını azaltmak amacıyla vatandaşın evlerinden çıkmaması, zorunlu olmadıkça alışveriş yapmaması;içerden büyüyen,tüketim odaklı bir ekonomiye sahip olan ülkemizi ciddi anlamda etkiledi ve salgının seyrine göre de etkisi farklılık gösterecektir. Yaklaşık iki yıldır ekonomik anlamda sıkıntı yaşayan ülkemiz 2018 yılının son çeyreği ile birlikte 3 dönem üst üste ekonomik anlamda daralma yaşamış 2019 yılının son çeyreğine kadar bu daralma devam etmiştir. Ülkemiz üzerinde oluşturulmaya çalışılan siyasi askeri ve ekonomik baskılar neticesinde bozulan ekonomimiz 2019 yılının son çeyreğinde düzelme yönünde ivme kazanmışken ortaya çıkan salgın nedeniyle tekrar sıkıntıya düşeceği ve önümüzdeki günlerin çok zorlu geçeceğini şu anki tablo bize gösteriyor. İlk Covid-19 tanısı koyulduktan sonra alınan tedbirlerden ilki 9 ülkeyle yapılan uçuşların iptal edilmesiyle başlayarak 16 Mart tarihinde sağlık bilim kurulu tavsiyesiyle sağlık bakanlığı tarafından 81 ilde umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak faaliyet yürüten işyerlerinin faaliyetlerini durdurmak olmuştur. Elbette ilk önce insan sağlığının ön planda tutulması gerektiği bu günlerde faaliyetlerini durdurduğumuz işletmelerin de ekonomik devamlılığını sağlamak ve bu yönde etkin bir planlama yapılarak hayata geçirilmesi gerekmekteydi.18 Mart tarihinde açıklanan ekonomik istikrar kalkanı paketiyle mağduriyetler giderilmeye çalışılmıştır.21 maddelik paket içerisinde beklentileri karşılayan maddelerin olmasıyla birlikte eksikliklerin olduğunu da belirtmek isterim. Temenni ettiğimiz destek paketinde, tüm sektörleri ve herkesi kapsayan yardımların olmasıydı. Fakat açıklanan paket içerisinde herkesi kapsamayan ve vatandaşın ihtiyaçlarıyla örtüşmeyen desteklerin olduğu görülmektedir. Açıklanan ekonomik paket içerisinde faydalı bulduğum fakat kapsayıcılığı olmayan, işyerini kapatacak olan tüm vatandaşlarımızın bilgi sahibi olması gereken ve bundan faydalanmasını tavsiye ettiğim kısa çalışma ödeneğinden bahsetmek istiyorum. Kısa çalışma ödeneği 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu içerisinde yer almaktadır. Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak en az üçte bir oranında azaltmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın üç ayı geçmemek üzere en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasıdır. İşyerinde faaliyete ara veren işletme sahiplerinin çalışanlarına ücretsiz izin vermesi yerine muhakkak bu haktan faydalanmaları ve önümüzdeki günlerde bununla ilgili yapılacak olan yeniliklerin akabinde İş kur a başvuru yapmaları hem işvereni Sgk primi yükünden kurtaracak hem de işsiz kalan çalışanın kapalı kaldığı süre boyunca gelir elde etmesini sağlayacak. Mevzuatımızda şuan mevcut haliyle bu haktan yararlanacak olan çalışanların son 3 yıl içerisinde 600 gün prim yatırmış olması aynı zamanda son 120 gün kesintisiz prim ödeme günü olması gerekmektedir. Şartları taşıyan çalışanlar kısa çalışma yapılacak süre boyunca aldıkları son 12 aylık brüt maaş ortalamasının % 60’ı kadar maaş alacaklardır.Burada eksik kalan ve düzenlemede beklediğim bu uygulamada işçiler nezdinde hiçbir şartın aranmaması ve her işçiyi kapsayacak şekilde olmasıdır. Şartları taşıyan çalışanlar için avantaj sağlasa da şartları sağlamayan ve bu haktan yararlanamayacak olan çalışanları ise mağdur edecektir. Herkesi aynı oranda etkileyen bu olağanüstü durum için devlet tarafından mağduriyetleri giderecek desteklerin aynı şekilde herkesi istisnasız kapsaması gerekmektedir. Bu yüzden faaliyetine ara veren işletmelerde çalışan işçilerin tamamının işsizlik fonundan finanse edilmesi gerekmektedir.
Eksikliğini gördüğüm bir diğer madde olan muhtasar ve Kdv Sgk primlerinin nisan mayıs haziran ödemelerinin 6 şar ay ertelenmesi konusunda başlangıç ayı nisan ayı değil mart ayı olmalıdır. Çünkü 16 Mart tarihinden itibaren kapalı olan bir işletmenin 26 mart tarihinde Kdv ve Muhtasar ödemesi,31 mart tarihinde Sgk prim ve Bağ-kur prim ödemeleri bulunmaktadır.15 gün kapalı olan işletmelerin bu tarihlerde ödemelerini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. Bu yüzden getirilen desteğin yeniden revize edilerek mart ayını da kapsayacak şekilde değiştirilmesi daha isabetli olacaktır.
Bunun yanı sıra paylaşmak istediğim ve eksik olduğunu düşündüğüm konuların başında gelen işyerleri kira olan işletmelerin kira ödemelerinde sıkıntıya düşeceğidir. Bu işletmelere kira desteği sağlayacak faizsiz ve ilk 6 ay ödemesiz kredi verilmesi sağlanmalıdır. Tüm bu veriler ışığında en önemlisi özellikle verilecek ekonomik desteklerin uzun prosedürlerinin sadeleştirilmesi, kolaylaştırılması ve zaman kaybetmeden uygulamaya konulması elzemdir. Necip milletimizin tarih boyu birçok sıkıntıyı birlik ve beraberlik içinde atlattığını biliyoruz, insanlığın sınandığı bu sıkıntıyı da sükûnetle panik yapmadan birlik beraberlik içerisinde atlatacağımıza inanıyor biran önce sağlıklı günlerimize dönmeyi temenni ediyorum. Bu süreçte kendilerine en fazla iş düşen sağlık çalışanlarımıza işlerinde sabır ve kolaylıklar diliyor, kendilerine minnettar olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Küresel ticareti durma noktasına getiren bu salgın ülkemizde görülmeye başladıktan sonra da iç piyasayı olumsuz etkiledi. Salgının yayılımını azaltmak amacıyla vatandaşın evlerinden çıkmaması, zorunlu olmadıkça alışveriş yapmaması;içerden büyüyen,tüketim odaklı bir ekonomiye sahip olan ülkemizi ciddi anlamda etkiledi ve salgının seyrine göre de etkisi farklılık gösterecektir. Yaklaşık iki yıldır ekonomik anlamda sıkıntı yaşayan ülkemiz 2018 yılının son çeyreği ile birlikte 3 dönem üst üste ekonomik anlamda daralma yaşamış 2019 yılının son çeyreğine kadar bu daralma devam etmiştir. Ülkemiz üzerinde oluşturulmaya çalışılan siyasi askeri ve ekonomik baskılar neticesinde bozulan ekonomimiz 2019 yılının son çeyreğinde düzelme yönünde ivme kazanmışken ortaya çıkan salgın nedeniyle tekrar sıkıntıya düşeceği ve önümüzdeki günlerin çok zorlu geçeceğini şu anki tablo bize gösteriyor. İlk Covid-19 tanısı koyulduktan sonra alınan tedbirlerden ilki 9 ülkeyle yapılan uçuşların iptal edilmesiyle başlayarak 16 Mart tarihinde sağlık bilim kurulu tavsiyesiyle sağlık bakanlığı tarafından 81 ilde umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak faaliyet yürüten işyerlerinin faaliyetlerini durdurmak olmuştur. Elbette ilk önce insan sağlığının ön planda tutulması gerektiği bu günlerde faaliyetlerini durdurduğumuz işletmelerin de ekonomik devamlılığını sağlamak ve bu yönde etkin bir planlama yapılarak hayata geçirilmesi gerekmekteydi.18 Mart tarihinde açıklanan ekonomik istikrar kalkanı paketiyle mağduriyetler giderilmeye çalışılmıştır.21 maddelik paket içerisinde beklentileri karşılayan maddelerin olmasıyla birlikte eksikliklerin olduğunu da belirtmek isterim. Temenni ettiğimiz destek paketinde, tüm sektörleri ve herkesi kapsayan yardımların olmasıydı. Fakat açıklanan paket içerisinde herkesi kapsamayan ve vatandaşın ihtiyaçlarıyla örtüşmeyen desteklerin olduğu görülmektedir. Açıklanan ekonomik paket içerisinde faydalı bulduğum fakat kapsayıcılığı olmayan, işyerini kapatacak olan tüm vatandaşlarımızın bilgi sahibi olması gereken ve bundan faydalanmasını tavsiye ettiğim kısa çalışma ödeneğinden bahsetmek istiyorum. Kısa çalışma ödeneği 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu içerisinde yer almaktadır. Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak en az üçte bir oranında azaltmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın üç ayı geçmemek üzere en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasıdır. İşyerinde faaliyete ara veren işletme sahiplerinin çalışanlarına ücretsiz izin vermesi yerine muhakkak bu haktan faydalanmaları ve önümüzdeki günlerde bununla ilgili yapılacak olan yeniliklerin akabinde İş kur a başvuru yapmaları hem işvereni Sgk primi yükünden kurtaracak hem de işsiz kalan çalışanın kapalı kaldığı süre boyunca gelir elde etmesini sağlayacak. Mevzuatımızda şuan mevcut haliyle bu haktan yararlanacak olan çalışanların son 3 yıl içerisinde 600 gün prim yatırmış olması aynı zamanda son 120 gün kesintisiz prim ödeme günü olması gerekmektedir. Şartları taşıyan çalışanlar kısa çalışma yapılacak süre boyunca aldıkları son 12 aylık brüt maaş ortalamasının % 60’ı kadar maaş alacaklardır.Burada eksik kalan ve düzenlemede beklediğim bu uygulamada işçiler nezdinde hiçbir şartın aranmaması ve her işçiyi kapsayacak şekilde olmasıdır. Şartları taşıyan çalışanlar için avantaj sağlasa da şartları sağlamayan ve bu haktan yararlanamayacak olan çalışanları ise mağdur edecektir. Herkesi aynı oranda etkileyen bu olağanüstü durum için devlet tarafından mağduriyetleri giderecek desteklerin aynı şekilde herkesi istisnasız kapsaması gerekmektedir. Bu yüzden faaliyetine ara veren işletmelerde çalışan işçilerin tamamının işsizlik fonundan finanse edilmesi gerekmektedir.
Eksikliğini gördüğüm bir diğer madde olan muhtasar ve Kdv Sgk primlerinin nisan mayıs haziran ödemelerinin 6 şar ay ertelenmesi konusunda başlangıç ayı nisan ayı değil mart ayı olmalıdır. Çünkü 16 Mart tarihinden itibaren kapalı olan bir işletmenin 26 mart tarihinde Kdv ve Muhtasar ödemesi,31 mart tarihinde Sgk prim ve Bağ-kur prim ödemeleri bulunmaktadır.15 gün kapalı olan işletmelerin bu tarihlerde ödemelerini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. Bu yüzden getirilen desteğin yeniden revize edilerek mart ayını da kapsayacak şekilde değiştirilmesi daha isabetli olacaktır.
Bunun yanı sıra paylaşmak istediğim ve eksik olduğunu düşündüğüm konuların başında gelen işyerleri kira olan işletmelerin kira ödemelerinde sıkıntıya düşeceğidir. Bu işletmelere kira desteği sağlayacak faizsiz ve ilk 6 ay ödemesiz kredi verilmesi sağlanmalıdır. Tüm bu veriler ışığında en önemlisi özellikle verilecek ekonomik desteklerin uzun prosedürlerinin sadeleştirilmesi, kolaylaştırılması ve zaman kaybetmeden uygulamaya konulması elzemdir. Necip milletimizin tarih boyu birçok sıkıntıyı birlik ve beraberlik içinde atlattığını biliyoruz, insanlığın sınandığı bu sıkıntıyı da sükûnetle panik yapmadan birlik beraberlik içerisinde atlatacağımıza inanıyor biran önce sağlıklı günlerimize dönmeyi temenni ediyorum. Bu süreçte kendilerine en fazla iş düşen sağlık çalışanlarımıza işlerinde sabır ve kolaylıklar diliyor, kendilerine minnettar olduğumuzu belirtmek istiyorum.
18
açık
Namaz Vakti
22 Kasım 2024
İmsak | 05:54 | ||
Güneş | 07:18 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:32 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|