Kahramanmaraş'ta 12 yaşındayken terziliğe başlayan 82 yaşındaki Mustafa Kekeç, mesleğini 70 yıldan bu yana ilk günkü heyecanla sürdürüyor.
Onikişubat ilçesinde yaşayan Kekeç, müşterilerine 4 metrekarelik dükkanında hizmet vermeye devam ediyor.
Mustafa Kekeç, AA muhabirine, Kanlıdere Köprüsü altındaki dükkanlarda 1955 yılında terziliğe adım attığını, ilk olarak parça başı ceket dikerek kalfalığa geçtiğini, mesleği sayesinde 8 çocuğunu büyüttüğünü anlattı.
Şu anda 4 metrekarelik dükkanında terziliğe devam ettiğini, 70 yıldan bu yana yaptığı mesleğini çok sevdiğini dile getiren Kekeç, şöyle konuştu:

Küçük dükkanında çalışmalarını sürdüren Kekeç, müşterilerinden aldığı destek ve memnuniyetin kendisine güç verdiğini söyledi.
İşini büyük bir özenle yaptığını anlatan Kekeç, "Birçok müşterim var. Ne kendileri beni kırıyor, ne de ben kendilerini kırıyorum. Kendilerinin istediği ebatta işlerini yapıp teslim ediyorum ve ondan da kıvanç duyuyorum. Allah ömür verirse bu işime devam edeceğim. Ben gücümü, enerjimi müşterilerimden alıyorum. Onlar da benim yaptığım işlerden çok memnunlar." diye konuştu.

Kekeç, 1961 yılında İstanbul'da bir ustanın yanında çalışırken ünlü sanatçı Zeki Müren için dikilen smokinin işçiliğini kendisinin yaptığını söyledi.
Kekeç, o günleri şu sözlerle anlattı:

Kekeç'in uzun yıllardır müşterisi olan Cuma Ali Göksu ise usta terziye duyduğu hayranlığı dile getirerek şunları söyledi:

"Bu yaşta bu sanatı bırakmak istemiyorum. Bendeki sanat aşkı başkadır, bütün anne ve babalara diyorum ki, çocuklarınızı mutlaka bir sanata yönlendirin, mesleğimiz üzerine konuşuyorum. Sanatkarın sonuna geldik ve gençlere de rica ediyorum. Ne olur, sanat öğrenin. Hangi sanatı öğrenirseniz öğrenin sanatkarsız kalmasın ülkemiz. Ben bu mesleğe çok aşığım. Ben mesleği bu yaşta, seve seve yapmaktayım."
"Ben kime yaptığımı bilmiyorum yani, ustam beni çağırdı. Ustama Zeki Müren, 'Bunu yapan kalfayı görebilir miyim' demiş. Ustam da beni çağırdı. Ben kendi kendime acaba bir hata mı var dedim. Zeki Müren Bey bana baktı, 'benim işçiliği bu mu yaptı' dedi. 'Evet' dedi ustam. Sonra bana, 'nerelisin' falan diye sordu. Ben anlattım, sohbet ettik ve böylelikle Zeki Müren'i görmüş olduk. Zeki Müren bana teşekkür etti. 'Bu küçük yaşta bu işçiliği yaptığın için sana teşekkür ederim' dedi. 'Hayırlı olsun efendim' dedim ben de. Allah rahmet eylesin. Sesi de güzeldi, kendisi de efendi biriydi, sevecen bir insandı."
"Biz uzun yıllardır buraya geliyoruz. Hem ekonomik yapıyor hem de sanatı iyi. Yaşına rağmen evinde oturmuyor, geliyor burada hizmet veriyor. Ondan dolayı Hacı Amca'yı tercih ediyoruz. Valla takdir ediyoruz, imreniyoruz açıkçası. Yani yaşına bakmadan kendi emeğini alın teriyle kazanıyor."