AYM Başkanı Özkaya'dan adalet mesajı: Bizi de bir gün sorguya çekecekler
AYM Başkanı Özkaya, AYM üyeliğine seçilen Metin Kıratlı için Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen yemin törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da hazır bulunduğu toplantıda önemli konuşmaya imza attı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya, AYM üyeliğine seçilen Metin Kıratlı için Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen yemin törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kabine üyeleri, yargı mensupları ve davetlilerin huzurunda dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Konuşmasında adalet vurgusu yapan AYM Başkanı Özkaya, "Adaletle hükmedin ki kargaşa çıkmasın. Unutmayın adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden adalet terazisini hep hak ve haklıyı gözeterek kullanın. Haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlerden taraf olmayın. Hakka uyun. Hakkı ayakta tutun" dedi.
Konuşmasının diğer bölümünde Lokman Hekim'in oğluna yaptığı nasihati anlatan AYM Başkanı Özkaya, "Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Lokman Hekim’in oğluna yönelik tavsiyelerine ilişkin ayette “Evladım, yaptığın iyilik veya kötülük hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, Allah onu çıkarıp ahirette karşına getirir. Çünkü Allah her şeyi bütün incelikleriyle bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.” denilirken, bir başka yerde de “Kıyamet gününde öyle doğru, öyle hassas teraziler kurarız ki kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz. Bir hardal tanesi kadar (hardal tanesi ağırlığında, iyi ya da kötü, basit bir şey) bile olsa yapılanları (her şeyi) getirir tartıya koyarız. Hesap sorucu olarak biz yeteriz.” denilmektedir. Kıymetli meslektaşlarım bugün adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin hepimiz geçiciyiz, bizi de bir gün sorguya çekecekler, bunu da unutmayalım. Unutmayalım ki bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizlerden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim. Bir gün bize de sıra gelecek" ifadelerini kullandı.
Ayrıca hakim ve savcılara da hitap eden AYM Başkanı Özkaya, "Çok kıymetli hâkim ve savcı kardeşlerim, Hazreti Allah, insana vermiş olduğu değeri meleklere dahi vermemiştir. İnsan çok kıymetlidir. Bütün yaratılmışlar kendi özgün kuralları dairesinde insanın kullanımına verilmiştir. Bu hiçbir zaman unutulmamalı, bu durumun farkında olunarak hareket edilmeli, yeryüzünde zulüm yapılmamalıdır. Öte yandan hayata geçirilmeyen bilgi fayda vermez. Dolayısıyla bilerek bildiğimize ihanet edenlerden olmayalım. Sahip olduğumuz bilgiyle söylem, icraat ve yaşantımız, amel ve muamelatımız uyumlu olsun. Dilde âlim olup da muamelatta zalim, kalp âleminde müflis olmayalım. Bir başka söyleyişle ameli ilmine, ilmi ameline düşman olanlardan olmayalım. Rızkımıza vesile olan görevimize ihanet etmeyelim. Tembellik yapmayalım. Devletimize, milletimize vatanımıza karşı olan sorumluluklarımızı, görevlerimizi hakkıyla ve eksiksiz yerine getirelim" şeklinde konuştu.
"Hem bireyler hem de devletler geleceklerinin nasıl olacağını düşünmek zorundadır" Gazze başta olmak üzere dünyadaki zulme de dikkat çeken AYM Başkanı Özkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kaynak: Anadolu Ajansı
"İnsanlık, 1 Eylül 1939 ile 2 Eylül 1945 tarihleri arasında tarihin en kanlı, en ölümcül, en tahripkâr savaşını yaşadı. Başladığında tarafları da dâhil olmak üzere hiç kimsenin tahmin edemediği boyutlara ulaşan, çok geniş bir coğrafyaya yayılan savaş, sadece taraflarında değil tüm dünyada tarifi zor sorunların yaşanmasına, ağır yıkımlara neden oldu. Savaşlarda yaşanan acılar ve bu acılardan çıkarılan tecrübeler bu günkü nesillerce de bilinmeli ve unutulmamalıdır.
Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu; insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur.
Ayrıca yapılan zulümlere gözlerini ve vicdanlarını kapatanlar, zalimlere destek olanlar, sahip oldukları güce güvenerek adaleti hiçe sayan davranışlarını sürdürmekte ısrarcı olanlar, bebeklere, çocuklara, kadınlara zulüm yapanlar, yaptıkları zulmün yanlarına kalacağını sanmamalıdır.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı (korkuyla donup kalacağı) bir güne erteliyor.” denilmektedir. İnanıyoruz ki “zulm ile abad olanın ahiri berbad olacaktır.”
Bu bağlamda önemle belirtmeliyim ki insanlığın ortak geleceği ve sürekli barış ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde adaletin hâkim kılınmasıyla mümkündür."