Gazze’de yıllardır süren insanlık dramı, sadece can kayıplarıyla sınırlı kalmıyor. Siyonist İsrail’in bölgede yaptığı vahşi saldırılar Gazze’nin geleceğini tehdit eden başka bir boyuta taşınıyor. Bölgedeki tarımsal alanların ve besi hayvanlarının kasıtlı bir şekilde yok edilmesi, halkın soykırımdan kurtulmayı başarabilmesi durumunda dahi en temel gıda ihtiyaçlarına ulaşabilmesini de imkânsız hale getiriyor. Mevcut tabloda 1 buçuk milyonu aşkın insanın açlıktan ölüm riski öngörülen Gazze’de, sadece bugünün değil, yarınların da bilerek ve kasten yıkıldığını gözler önüne seriyor. Gazze’deki soykırım sürecinde İsrail tarafından tarım alanlarına verilen büyük zararları, tarım politikaları uzmanı Ergin Kahveci ile konuştuk.
Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması (IPC) verilerine göre, Gazze’de ekili arazilerin %70’i Siyonist rejimin saldırıları sonucunda tahrip edilmiş durumda. Bölgede yaşamlarını sürdürmeye çalışan Gazzeli mazlumların besi hayvan çiftlikleri de İsrail saldırıları sonucunda yok edildi. Yaşanan bu durumdan ötürü yaklaşık 1 buçuk milyon insan akut gıda krizi yaşıyor. Bu rakamın, önümüzdeki aylarda daha da artması bekleniyor. Özellikle 2024 yılı Kasım ayı ile 2025 yılı Nisan ayı arasında, 345.000’den fazla kişinin felaket düzeyinde gıda krizi ile karşı karşıya kalacağı tahmin edilirken olası ateşkes durumunda uluslararası yardım ile mevcut durumun en az 10 senede toplanabileceği, uzmanlar tarafından öngörülüyor. Türkiye’nin önemli tarım politikaları uzmanlarından Ergin Kahveci, konuya ilişkin Millî Gazete’ye özel değerlendirmelerde bulundu.

Gazze’nin tarımsal üretim potansiyeli uzun yıllardır süren abluka ve çatışmalar nedeniyle gerilemekteydi. Ancak son saldırılar, bu potansiyeli neredeyse tamamen yok etti. Bölgedeki ekili alanların büyük bir kısmı ya kullanılamaz hale geldi ya da tamamen yok oldu. Bu topraklar, Gazze’de yaşayan halkın hem geçim kaynağıydı hem de temel gıda ihtiyaçlarını karşılıyordu. Şimdi ise zarar gören bu tarımsal değerler, ateşkes sağlansa dahi bölge halkını açlıktan ölmekle burun buruna getiriyor. Gazze’de gıda üretimi gün geçtikçe en dip seviyeye yaklaşırken, yerel halkın zaruri yaşam ihtiyaçlarını karşılayabileceği kaynaklar hızla tükeniyor.

Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması (IPC) verilerini analiz eden tarım politikaları uzmanı Ergin Kahveci, “Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Gıda güvenliğinde felaket boyutu demek, 5 aşamalı sistemdeki son aşama demektir. Bu sistemin 5’nci aşaması yani şu an Gazze’de yaşanan aşama açlık düzeyidir. IPC raporuna baktığımızda özellikle seralar ve ekili alanların tahribatı dikkat çekiyor. Bu alanların toplanması bugünden yarına olabilecek bir durum değil. Şunu ne yazık ki söylemem gerekiyor. İsrail’in Gazze’de tarımsal olarak oluşturduğu tahribatın uluslararası yardım olmadan toplanması mümkün değil. Gelecek dış yardımlarla arazi toplanması 2 senede mümkün olabilir ama seracılık ve canlı hayvan olarak toparlanması 5 yıl belki 10 yılı bulabilecek sürelerdir” şeklinde konuştu.

Yaptığı analizlerin istatistiksel sonuçlarını paylaşan Kahveci, “125 hektara yakın sera tahribatı yapılmış. Bu toplam seraların yüzde 28’ine yakın bir miktar oluyor. Bu bitkisel üretimle ilgili olan kısmın analizidir. Hayvansal üretimle ilgili çok daha büyük sıkıntı var. Raporlar Gazze’de yaklaşık 15 bin sığır öldüğünü söylüyor. Bu da toplam varlığın yüzde 95’i olduğunu gösteriyor. Sığır ve buzağı neredeyse kalmamış durumda. Küçükbaş hayvan olarak 25 bin hayvan zarar görmüş durumda. Bu da toplamın yüzde 43’üne tekabül ediyor. Kümes hayvancılığında sonuçların çok daha vahim olduğunu görüyoruz. Raporlarda kümes hayvancılığında bütün varlığın sadece yüzde 1’inin kalmış olduğu görünüyor. Bütün kümeslerin bilerek vurularak yıkıldığını anlıyoruz. Bu analizler sonucunda tahribat aldığını bahsettiğimiz tüm alanlar zaman alsa da yardım edilerek toplanabilecek alanlardır. Asıl önemli olan kısım bu alanları kim toplayacak, ya da bu alanları toplayabilecek insan gücü kaldı mı? Bir kümesi vurduysanız ya da bir serayı vurduysanız o işletmenin yanında bulunan evi de orayı işleyen insanı da vurmuşsunuzdur. İnsan kaynağı bırakmayan bu Siyonist yapı, Gazze’de sistematik bir şekilde bugünü ve yarını yok etmeye yönelik yıkım yapıyor” ifadelerini kullandı.

Gazze’deki yıkımı toplama aşamasının uzun süreler alabileceğini söyleyen Kahveci, “Şimdi biz gıda tarafının kaynak kısmını konuştuk sizlerle. Bir insan için en önemli iki şey güvenlik ve barınmadır. Bu ikisini temin etmediğiniz sürece oradaki insanlara dünyanın her yerinden yardım yollasanız da doğal gıda üretimini sağlayamazsınız. Atılması gereken ilk adım, uluslararası alanda Gazze’de ki insanların yaşama haklarının garanti altına alınmasıdır. Bu bir ateşkes ile değil, ciddi bir barış ortamı ile mümkündür. Sonra insanlara barınabilecek konutlar sağlanması gerekiyor. Onun arkasından da tarımsal organizasyonun düzenlenip eyleme koyulması lazım. Görüntü ve tablo şunu gösteriyorki maalesef böyle bir durumdayken Gazze’nin doğal yaşanabilir bir hale gelmesi en az 10 seneyi alacaktır” dedi.