Geçtiğimiz gün açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili tartışmalar devam ederken, ekonomist Mustafa Özer programa ilişkin Millî Gazete’ye açıklamalarda bulundu. Özer açıklanan programın piyasa gerçeklerinden farklı olduğunu ifade ederek, hedeflerin gerçekleşeceğini düşünmediğini belirtti.
Geçmiş programlar ile kıyaslama yapan Özer, geçmiş OVP’lerin de gerçekleştirilemediğini belirterek, “Bu 20’ncisi geçmişte yayınlanan 19 OVP’ye baktım. Ne yazık ki ortaya dökülen hedeflerin hiç birine yaklaşılamamış. OVP aslında ekonomide 3 yıllık yol planı çizmesi gerekiyor. Aslında bütçe süreci de dün başlatılmış oldu. Ne yazık ki böylesine önemli bir belgede başarısızlık ciddi sıkıntılara yol açıyor. İktidar ve özellikle Mehmet Şimşek, OVP’yi bu şekilde açıklayarak piyasada kendisine olan tekrar güven fırsatını da kaçırdı. Bence bu OVP gerçekçi bir şekilde hazırlanarak ve yol haritasını detaylı bir şekilde ortaya konularak önemli bir fırsat olabilirdi” dedi.

Açıklanan OVP ile ilgili hazırlanan belgelere dikkat çeken Özer, hazırlanan belgede iyimser bir tablonun da çizilmediğini ifade ederek, “Bu programın başarısı tırnak içerisinde rantiyeci, tefeci parasının Türkiye’ye akmasından geçiyor. Dış onay merkezleri var, IMF’nin dayattığı bir program değil ama IMF’den onay almış bir program. Bütün finans çevrelerinin güzelleme yaptığı bir program onları da kızdırmamak lazım” ifadelerini kullandı.

Enflasyon ile ilgili planlarda yapılan değişikliklere dikkat çeken Özer, bir ay gibi kısa bir sürede yüzde 38’den yüzde 41,5’a çıkarıldığını anımsatarak, “Veriler ortadayken, TÜİK’in açıkladığı enflasyona rağmen 8 aylık enflasyon yüzde 31,94 olarak açıklandı. Kalanda ise ayda yüzde 4 civarında enflasyonun yakalanması gerekiyor. Bunu uzmanlar söylemiyor mu? 3 yıllık döneme baktığımızda bir büyüme hedefi ortaya konuluyor. Ancak büyümenin dinamiklerinin bilinmediği raporda da ortaya çıkıyor. Ne enflasyon, ne de büyüme, ne de cari denge hedeflerinin ulaşılabilir olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

Piyasanın serzenişlerine dikkat çeken Özer, tekstil özelinde piyasanın sona geldiğini belirterek, sermaye sahiplerinin de taleplerini hatırlattı. Özer, “Serzenişleri duyuyorsunuz. Tekstil bitti, hazır giyimde firmalar kapanıyor, konkordato sayıları artmaya başladı, tekstil ihracatımız öldü gibi. Rekabet ettiğiniz ülkeler ile önceden nasıl rekabet ediyorduk, ücret üzerinden. Bütün sermaye çevrelerinin tek istediği asgari ücretin artmaması, kurun baskılanmasını istiyorlar. OVP’ye dikkat ederseniz iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi, maaşların, ücretlerin baskılanması üzerine bir temenniler demetinden oluşan bir temenniler programı ortaya çıkıyor” dedi.