Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Narin kör kuyuda! Hala kim ve neden bu cinayeti işledi belirsiz
85 milyonun yüreğini yakan vahşette dün mahkeme safhasına geçildi ama tüm sanıklar birbirini suçladı.
GÜNDEM
08.11.2024, 14:30
1
Diyarbakır'da öldürülen Narin Güran cinayeti davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında; Narin'in babası Arif Güran, müşteki sıfatıyla verdiği ifadesinde, eşi Yüksel Güran, oğlu Enes Güran ağabeyi Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’dan şikayetçi olduğunu söyledi.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’ın savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşmaya tanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Narin Güran’ın babası Arif Güran, davada müşteki sıfatıyla verdiği ifadesinde, oğlu Enes Güran, ağabeyi Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’dan şikayetçi olduğunu bildirdi. Güran, bir süre önce Nevzat Bahtiyar ile bir araba ticareti konusunda tartıştıklarını belirterek, “Benim kızımın dosyası 85 milyonun dosyasıdır. Bugün buradakiler benim kızım için geldiler, başım gözüm üstünedir. Eğer Güran ailesi kızımı Nevzat'a vermiş olsaydı, Nevzat benim yanımda duruyordu. Neden bir gün söylemedi, kızını bana verdiler gömdüm diye. Nevzat, bana söyleseydi, bugün yeri benim başımın üstündeydi. Tüm sanıklardan şikayetçiyim.
Mahkeme başkanının Nevzat Bahtiyar’a aralarındaki para meselesinden dolayı kin besleyip beslemediğini sorusu üzerine Arif Güran, “İlk söylediğimde kimse inanmadı 50 bin TL için çocuk öldürmezler dediler ama böyle bir konumuz oldu. Defalarca söyledim benim kızım tepeye çıkmamış. Senaryo üzerinden senin abin 18.30’da köyden süratle geçti, kızını götürmüş olabilir dediler. Delil istedim yaklaşık 6 akşam jandarmada durdum herhangi bir zorluk görmedim. İlk gün de söyledim. ‘Komutanım kamera benim evimi net görüyor’ dedim. ‘Bizim bakmaya yetkimiz yok’ dediler. Güneş vuruyor diyorlar kızımın en son görüldüğü saatler o kamera 18.30 sıralarını gösteriyor. O şahin adlı kameraların izlenmesini istiyorum. Benim evimin önünde ağaç bile yok, görülür. O kamera kayıtlarını istiyorum. O kamera net görüyor. Belki o kamera ortaya çıksa Nevzat Bahtiyar da suçsuz çıkabilir ama bakılsın” dedi.
Arif Güran’ın bu talebine, mahkeme başkanı konu ile alakalı ilgili yerlere talepte bulunacaklarını söyledi.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu 4 sanıktan anne Yüksel Güran savunma yaptı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar ve ağabey Enes Güran'ın savunmasının ardından anne Yüksel Güran'ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı, sanık Yüksel Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti.
Güran, savunmasında Narin'in kaybolduğu günün sabahı çok sevinçli olduğunu söyledi. Bir oğlunun dışında tüm aile bireyleriyle kahvaltı yaptıklarını anlatan Güran, "Mutluyduk, bilmiyorduk son soframız olacağını." dedi.
Güran, Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos gününe ilişkin şunları söyledi: "Narin, evdeydi. Bana 'Anne, ne zaman bana gelinlik alacaksın, ne zaman enişteye gideceğiz?' dedi. Bırakmadılar kızıma gelinlik alayım. Narin bir benim, bir ağabeyinin yanına koşuyordu. Ağabeyine 'Neden bana oyuncak getirmedin? diyordu. Amcamın kızı, kız kardeşime gelmişti, ona 'Hoş geldin' demek için evine gittim. Çocuklar acıktıklarını söyledi. Narin, patates kızartması istedi. İyi ki ona patates kızartmışım. Daha sonra Muhammet ile Narin, telefon için kavga etti. Saat 13.00 gibi halen sofradaydı. Bulaşıkları yıkayıp temizlik yaptık. 'Anne, Kur'an kursuna geç kaldım.' dedi. Kızıma 'Gitme, sıcaktır.' dedim. 'Anne, 16.00'ya kadar ders veriliyor, yalvarırım.' dedi, beni ikna etti. 'Akşama kadar Hatice'nin yanına oynamaya gideceğim.' dedi. Daha sonra Kur'an kursuna gitti. Yemin ederim Narin, o odadan çıktıktan sonra gözüm kör olsun ki bir daha Narin'i görmedim. Narin, dışarı çıktığı zaman Muhammet içeri girdi. Daha sonra yattım, Enes telefonla oynuyordu. Uyanıp mutfağa gidip su içtim, tekrar gelip yattım. Odayı toplarken Muhammet’in çıkıp çıkmadığını hatırlamıyorum. O sırada Hediye bize geldi, bayağı oturduk. Elbise, düğün ve askerlik ile ilgili konuştuk. Daha sonra Enes'in elbiselerini getirdim, katlıyordum ki Enes'in telefonu çaldı, arkadaşı ile konuştu, daha sonra çıktı. Ne kadar konuştuğunu bilmiyorum. Hediye Güran, eve gideceğini söyledi. Kapıya çıktığında Enes eve geldi. Saati hatırlamıyorum. Enes'e 'Neredesin?' diye sordum. 'Çeşmenin veya caminin yanındayım.' dedi, tam hatırlamıyorum. Daha sonra televizyonun bulunduğu odaya gitti, babasını aradı. Yemeğe yetişmeyeceğini biliyordum. Daha sonra evi toparladım. Enes, tekrar dışarı çıktı."
Yüksel Güran, jandarmanın "Salim'i hiç gördünüz mü?" diye sorduğunu belirterek, "'Görmedim.' dedim ama daha sonra dinamoyu çalıştırdığımda gördüm sanki." ifadesini kullandı.
Narin'in kaybolduğu gün Nevzat Bahtiyar'ı hiç görmediğini öne süren Güran, mahkeme başkanının, televizyonlara verdiği röportajlarda "Kim öldürdüyse gelsin, bir yere koysun, en azından bir mezarı olur." dediğini hatırlatması üzerine, şu beyanda bulundu:
"Yemin ederim, bunu hiç dememişim. 8 yaşında kızım var, kayıptır. Tüm Türkiye arıyor, bulamıyor. Bulurlarsa en azından bir mezarı olacak. Ne söylediysem tersine söylenmiştir. Narin'in kaybolması aklımızın ucundan geçmiyordu. Komşulara ve yakınlarıma sordum ama Narin oralara gitmemişti. Cami inşaattır, 'Belki Narin orada oynamış, kafasını bir yere vurup düşmüştür.' diye caminin kapısına vurdum, 'Açın.' dedim. Daha sonra hepimiz aramaya başladık. Her tarafı aradık ama Narin’i bulamadık. Nevzat'ın karısı da benimle birlikte geldi. Beni teselli ediyordu. Hepimiz, Narin'i arıyorduk. Bir çukur nerede varsa orada onu arıyorduk. Sonra kim jandarmayı aradı bilmiyorum, dünya başımıza yıkıldı."
Mahkeme başkanının "Narin'i sen öldürmedin mi?" sorusunu Yüksel Güran, "Yemin ederim, ben öldürmedim." diye yanıtladı. "Salim öldürdü mü?" sorusu üzerine Yüksel Güran, "Sanmıyorum. Salim öldürmüşse veya kim öldürmüşse onları Allah'a havale ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Peki Nevzat mı öldürdü?" sorusunu ise Güran, "Her şey ortada." diye cevapladı. Anne Güran, "Oğlun öldürmüş olabilir mi?" sorusu üzerine "Hayır." dedi.
Mahkeme başkanının, "Köydeki kadınların kavgasından haberiniz var mı, size küfrettiler mi?" diye sorması üzerine Güran, "Hayır, hiç kimseyi görmemişim." ifadesini kullandı.
Yüksel Güran'a tutanaklarda yer alan "Enes'i nasıl korurum?" şeklindeki ifadeleri de hatırlatıldı. Anne Güran, bir kadın jandarma personelinin, "Ankara'da bir dairede Enes'in ve tüm ailenin fotoğraflarının olduğu" bilgisini kendisiyle paylaşması üzerine birilerinin Enes'i öldüreceğinden korktuğunu ve bu nedenle "Enes'i nasıl koruyabilirim?" dediğini öne sürdü.
Mahkeme başkanının "Narin'i öldürse kendi ellerinle teslim eder misin?" diye sorması üzerine Güran, "Yemin ederim teslim ederim. Kızım öldüğü zaman tüm sevgimi Narin'e verdim, hepimiz Narin için ölüyorduk. Narin, benim kıymetlimdi. İnsan ölüyor, mezarı oluyor ama 8 yaşındaki bir kız çocuğum için ciğerim yanıyordu, bu cümleleri kullandım." diye konuştu.
HTS raporuna göre olay günü saat 15.20'de Salim Güran'ın evlerinde olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine de Yüksel Güran, "Kesinlikle Salim evimize gelmemiş." dedi. Mahkeme başkanının, "Nevzat'ın öldürdüğünü söylüyorsun. Nevzat'ın beyanına göre Nevzat da eve gelmiş. Baz kaydı, Nevzat'ın Arif Güran'ın evine gittiğini gösteriyor. Senin, Enes'in, Salim'in ve Nevzat'ın da evde olduğunu söylüyor." demesi üzerine anne Güran, şu beyanda bulundu:
"Kesinlikle Salim ve Nevzat evimize gelmemiştir. Evimizin etrafından dolanıp dolanmadıklarını bilmiyorum. Evin etrafına gelse nereden göreyim, camlar kapalı. Oturuyoruz, uzanıyoruz, evin içinde yatıyoruz, dışarı çıkmıyoruz. Ne araba ne ayak sesi duymadım." "Salim ile ilişkiniz var mı?" sorusunu ise Güran, "Yemin ediyorum, Salim ile hiçbir alakamız yoktur." diye yanıtladı.
"Oğlunu başka biriyle, bir havyan ile uygunsuz şekilde gördün mü?" diye sorulan anne Güran, "Hayır, hayır. Kesinlikle öyle bir şey yok, benim çocuklarım akıllıdır." dedi.
"Salim Güran, ailenin reisi mi?" diye sorulması üzerine Yüksel Güran, "Hayır, hepsi kendi evinin reisidir." dedi. Güran, "Nevzat, Salim'e iftira atmış olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine de şunları söyledi: "Allah bilir. Bana iftira atıyor, namusuma leke sürüyor. Allah'tan korkmuyor. Kim yapmışsa Narin'in katilini istiyorum. Bırakmadılar, Narin'e gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler, hayallerimizi yıktılar, namusumuzu kirlettiler. 22 senedir evliyim, hiçbir hatam olmadı, 5 çocuğum var. Nasıl namusuma leke sürüyorum? Kocam bir gün yüzüme tokat atmadı, yüzüme tükürmedi. Kocam bana gül gibi bakıyordu. Saçımı süpürge ediyorum. Çocuklarımın harçlığı için sabah erken kalkıyorum. Beni öldürün, Salim ile alakam yok. Asın beni burada. Bunun yüzüne bakın, bu insan mıdır? Namusuma leke sürmeyin, Güranlara leke sürmeyin. Yemin ederim, Salim evimize gelmemiş. 5 çocuğum var, tüm çocuklarımın psikolojisi bozulmuş."
Savcının "Enes Güran'ın olay gününe ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu" hatırlatması üzerine ise anne Güran, "Enes'in aklına her şey gelmiyor, çocuktur." ifadesini kullandı.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Mehdi Özdemir, "Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal ile karşılaştınız mı?" diye sorunca Güran, "Beni teselli ediyordu. 'Narin'i bulacağız. diyordu." beyanında bulundu.
Mahallede kadınların arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan avukatın "'Narin'in mezarı olsun.' diye aranızda bir bağrışma oldu mu?" sorusunu ise Yüksel Güran, "Kesinlikle olmadı." diye yanıtladı. Avukatın Narin'in kaybolduğu gün bir yere gidip gitmediğini sorması üzerine Güran, o gün hiçbir yere gitmediğini öne sürdü.
"Narin kaybolduktan sonra Salim'i gördünüz mü?" diye sorulan Yüksel Güran, "Yemin ederim görmedim. Sadece Hüseyin Güran'ın kapısında gördüm, o da saniye sürdü. Salim'in çocuklarını hiç görmedim. Akşamüstü karısı, çocukları, kardeşi, hepsi kapıdaydı. Öğlen hiç onları görmedim." dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren'in "Ben bir anneyi sorgulamam. Salondaki kalabalığı görüyorsun. Hepimiz Narin için buradayız. Öldürenler ceza alsın diye buradayız." şeklindeki sözleri üzerine gözyaşı döken anne Yüksel Güran, "Kızımı öldürdüler, bırakmadılar gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler. Bizi de öldürdüler." dedi.
Nahit Eren'in, "Şu an burada sen olmalısın müşteki olarak ama karakol seni çağırmış, ifadeni almış, 'Kızına ne olmuş bulalım diye.' Demişler ki 'Eşarp var merdivenin üstünde.' Demişsin ki imama, 'Bu mor eşarp mı başındaydı? diye." belirtmesi üzerine Güran, "İmam, 'Bu eşarba benziyor ama emin değilim.' dedi. Buna benzediğini söyledi. Eşarp evdeydi, şu anda da evdedir."
"Sizin evde bir insan kanı vardı." diyen Eren'in bu kanın kime ait olduğunu sorması üzerine Güran, "T. Kaya diye bir çocuğun kanı." yanıtını verdi.
Güran, "Herkes, Narin'in üzerine titriyordu çünkü bir kızım vardı, engelliydi, kaybettim. O yüzden Narin'i çok seviyorlardı." ifadelerini kullandı. Avukat Asya Cemre Işık'ın, "Evde bulunan mor yazma nerede?" sorusu üzerine anne Güran, "Narin gittiği gün mor yazma başındaydı. İmam, 'Narin'in başında mor yazma olduğunu söyleyince ben de evde bulunan mor yazmayı jandarmaya gösterdim. Yemin ederim Narin'i görmedik. Narin'in tırnağını dünyaya değişmem." diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen katılan avukatın "Nevzat, Narin'i neden öldürsün? diye sorması üzerine Yüksel Güran, şu beyanda bulundu: "Kızımda olaydan birkaç gün önce 20 lira vardı. 'Kızım, bu parayı sana kim verdi? dedim. 'Nevzat ağabey verdi.' dedi. 'Kızım, neden alıyorsun?' dedim. (Nevzat Bahtiyar) Önce 'Salim'in aracında DNA çıktı, bana (Narin'in cansız bedenini) yolda verdi.' dedi. Sonra (Narin'in cesedinin) bizim evde olduğunu söyledi ifadesini değiştirerek. Allah'ım bu adam delirmiş de kızımı öldürmüş. Sonra ifade değiştirdi, evin içerisine getirdi."
Anne Güran, Nevzat Bahtiyar'ın evlerinin içine girmediğini öne sürdü.
Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ da "Narin, amcası Salim'in aracına ne zaman bindi?" diye sorması üzerine Yüksel Güran, "14 Temmuz'da." dedi. "Olaydan önce Salim'in aracına bindiniz mi?" diye sorulması üzerine anne Güran, "Nereye gitseydik kendi aracımızla gidiyorduk." dedi.
"Nevzat, evinize misafirliğe gelir miydi?" diye sorulan Güran, "Nevzat, bize hiç gelmiyordu, hiç hatırlamıyorum, eşi bize geliyordu. Suları yoktu, sürekli bize gelip su alıyorlardı. Bu da bizim iyiliğimizdi, başımıza bu geldi." ifadelerini kullandı. "Narin, görmemesi gereken başka bir şey görmüş olabilir mi?" diye sorulan anne Yüksel Güran, "Hayır." yanıtını verdi.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu 4 sanıktan amca Salim Güran savunma yaptı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran'ın ardından Salim Güran'ın savunmasına geçildi.
Mahkeme başkanı, sanık Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti. Sanık Salim Güran savunmasında, Narin Güran'ın kaybolduğu 21 Ağustos'ta saat 10.00-11.00 gibi eve geldiğini ve çocuklarına elbise almak için merkez Bağlar ilçesine gittiklerini belirterek, alışveriş yaptıktan sonra dönüşte akaryakıt istasyonundan yakıt aldığını söyledi.
Eve saat 14.50 gibi döndüğünü, yemek yedikten sonra bir süre dinlendiğini, ardından arabayla sondaj yerine gittiğini kaydeden Güran, şunları aktardı: "Oradayken elektrikçiler geldi. 'Mehmet Şerif Güran amcamın oğlunun trafosunda arıza vardır onun için geldik. Bizimle oraya gel.' dediler. Beraber gittik, trafonun yanına araba gitmiyor. Pamuğun içinden yürüdük, kontrol ediyorum, pamuk kurtlanmıştı. Amcamın oğlunu aradım, 'Pamuk güzel ama kurtlanmış ilaçla.' dedim. Telefonlaştık, sinek ilacı al gibi konuşmalar oldu. 18.00 gibi eve geldim. Daha sonra amcamın evine gittim. Sokağın yanında geçerken Nevzat ağaçların yanındaydı, ona selam dahi vermedim. 3 aydır bu adamla ne oturdum ne kahveye gittim."
Mahkeme başkanının "Narin'in kaybolduğunu ne zaman öğrendiğini" sorması üzerine sanık, saat 18.30 ile 19.00 arasında Narin'in kaybolduğunu öğrendiğini, mısır tarlasının etrafında turladığını, Mehmet Selim Atasoy'u aradığını, onun da yanına geldiğini savundu.
Sanık Güran, "Yine sondajın yanına geldik. Gizem kızım beni aradı, 'Baba Narin kaybolmuş.' dedi. 'Kızım nasıl kaybolmuş? Oralara bakın geliyorum.' dedim. Feneri de alıp evin yanına geldik. Aracı oraya park ettim, baktım ki köy halkı hepsi orada. Baktım iş ciddi. Başçavuşu aradım, 'Komutanım böyle bir durum var, kardeşimin kızı kayıptır.' dedim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Telefonun ses kaydını kaydeden programı neden indirdin?" sorusunu Güran, "Toplantılara gidiyorum, adresleri unutuyorum. Bende unutkanlık var." diye yanıtladı.
"Peki, programı neden sildin?" sorusu üzerine sanık, programı silmediğini ileri sürdü. Mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu günün gecesinde bu program devre dışı bırakılmış, programı devre dışı bırakmışsın, bu çok şüpheli bir hareket." sözleri üzerine Güran, "Ben o programdan anlamıyorum. Bana kuran kişinin ismini size vereyim. Programı silmemişim, telefonumu benden aldılar." dedi.
"Bu sistemin devre dışı kalıp kalmadığını bilmiyor musun?" sorusunun ardından Güran, programdan anlamadığını, Ş.K'nin programı kendisi için indirdiğini iddia etti. Mahkeme başkanının, "Telefonundan WhatsApp mesajlarını neden sildin?" diye sorması üzerine Güran, "Hayat kadınları ile görüşmüştüm, o yüzden silmiştim." diye konuştu.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Hayat kadınları ile mesajlaşmalarını silmemişsin. Asıl silmen gerekenleri silmemişsin, silmemen gereken görüşmeleri silmişsin." dedi.
"Sizce Narin'i kim öldürdü?" sorusuna Güran, Narin'i kimin öldürdüğünü görmediğini ileri sürdü.
Mahkeme başkanının, "Üvey annenizden bile şüphelenmişsiniz." sözleri üzerine Güran, şunları kaydetti: "Üfürükçü getirdiler, 'Nevzat'ın evinin etrafında bu, burada bir yerlerdedir.' dediler. Nevzat'ın eşinin ağabeyine 'Ben böyle şeylere inanmıyorum, sen uğraş.' dedim. Üvey annemin etrafında götürüp getiriyorlardı."
"Üvey annenden şüphelenmişsin ama Nevzat'tan şüphelenmedin mi?" sorusuna Güran, "Nevzat'tan şüphelenmedim." yanıtını verdi.
Mahkeme başkanının, "Yakınlarınıza Narin'i 17.40'da gördüğünüzü söylediniz mi?" sorusunu sanık, "Hayır demedim." diye yanıtladı. Sanık Salim Güran, "Arif Güran'ın evine girdiniz mi?" sorusunu, "Yok", "Nevzat'ı gördünüz mü?" sorusunu, "18.40'da Nevzat'ı gördüm selam bile vermedim. Arif’in evine hiç gitmedim. Olay günü evdeydim, 15.50'de tarlaya gittim.", "Olay günü Nevzat ile WhatsApp üzerinden telefon görüşmeleriniz var?" sorusuna da "Bilmiyorum." karşılığını verdi.
Mahkeme başkanının, "Yüksel Güran ile bir ilişkiniz var mı?" sorusu üzerine sanık, şöyle konuştu: "Kesinlikle bu şerefsizliği ağabeyime getirmem. Ben bu kadar alçak mıyım, kardeşimin namusuna laf getireyim. Nevzat, Narin'i kim öldürdü, çık erkek gibi söyle. Adam gibi çık konuş. Üç günlük dünya için yapma. Hepsi yalan. 8 yaşındaki Narin'i, bir meleği neden öldüreyim? Yalan atıyor, Allah belasını versin, yok öyle bir şey."
"WhatsApp mesajlarını ve arama kayıtlarını neden sildiği" yönündeki soruya Güran, Arif'in Güran'ın ahırında kalaşnikof mermisi ele geçirildiğini, bu nedenle sildiğini savundu. Mahkeme başkanının, "Herkes Narin'i arıyor, sen ise fırsatını bulduğun kısacık vakitte 22.47'de dereye gidiyorsun." sözlerinin ardından Güran, "Kesinlikle gitmemişim. İlk akşam her yeri arıyorduk. Ben oraya asla gitmedim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sana kumpas mı kuruyor, neden bu iddiayı diğerlerine yapmıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı neden iftira atsın sana." ifadeleri üzerine sanık, "2-3 mısır tarlam var, bir parça tarlam da derenin kenarındadır. Tarlaya gitmiş olabilirim." diye konuştu.
"Narin'in ağzında köpük vardı, o köpük senin eline bulaşıp sen de arabaya binerken arabaya bulaşmış olabilir mi?" sorusunu Güran, şöyle yanıtladı:
"Böyle bir şey yok kesinlikle. Petrolden 200 lira yakıt aldım. Eşim önde, çocuklarımın hepsi arkada. Arabadan inmedim. Biri Narin'in cesedi battaniyeye sarılı demiş. Neler söylediler neler ama hepsi asılsız çıktı."
"Nevzat Bahtiyar ile 15.08'deki görüşmenizin içeriği nedir?" sorusu üzerine Güran, "Nevzat 15.08'de beni aradı, su gelmediğini söyledi. Bir tek o söyledi. Onun dışında kimse beni aramadı." ifadelerini kullandı.
Savcının, "Narin'in öldürüldüğü yerden sinyal veriyorsun. Nevzat Bahtiyar'ın bir taş koyduğu yere 2 taş ve çalı çırpıyı sen mi koydun?" sorusunu Güran, "O dere kilometrelerce uzundur. 8 defa aranan yerde ceset bulunmadı, ben mi gidip bulacağım? Kesinlikle gitmedim." şeklinde yanıtladı.
Savcının "Araçtan çıkan DNA ile Narin’in kıyafetinden elde edilen DNA aynı, buna ilişkin neler diyeceksin?" sorusuna sanık, "O gün Narin o arabaya binmedi. O Akşam Narin arabaya binmedi çünkü araba bendeydi." dedi.
Diyarbakır Barosu avukatı Aydın Özdemir'in, "Nevzat sizi hiç aradı mı?" sorusu üzerine sanık Güran, savunmasına şöyle devam etti: "Hayır beni hiç aramadı. Diğer gün Nevzat da aramalara katıldı. Onunla hiç konuşmadım. Gündüz aramalara katıldı, evlerin içine giriyordu."
Avukat Özdemir'in, "Kadınlarla konuşurken çekinmiyor musun? Eşiniz telefonunuzu kurcalamaz mı?" sorusunu Güran, "Evde konuşmuyorum, telefonuma şifre koymuştum." diye yanıtladı. Avukat Nahit Eren'in HTS kayıtlarında Eğertutmaz Deresi ile Arif Güran'ın evinde telefonunun sinyal verdiğini belirtmesi üzerine sanık, şunları söyledi:
"Ben baza ve HTS'ye inanmıyorum. Arif'in evine gitmedim, Eğertutmaz Deresi'ne gitmedim ama siz 'gittin' diyorsunuz."
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’ın savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşmaya tanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Narin Güran’ın babası Arif Güran, davada müşteki sıfatıyla verdiği ifadesinde, oğlu Enes Güran, ağabeyi Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’dan şikayetçi olduğunu bildirdi. Güran, bir süre önce Nevzat Bahtiyar ile bir araba ticareti konusunda tartıştıklarını belirterek, “Benim kızımın dosyası 85 milyonun dosyasıdır. Bugün buradakiler benim kızım için geldiler, başım gözüm üstünedir. Eğer Güran ailesi kızımı Nevzat'a vermiş olsaydı, Nevzat benim yanımda duruyordu. Neden bir gün söylemedi, kızını bana verdiler gömdüm diye. Nevzat, bana söyleseydi, bugün yeri benim başımın üstündeydi. Tüm sanıklardan şikayetçiyim.
Mahkeme başkanının Nevzat Bahtiyar’a aralarındaki para meselesinden dolayı kin besleyip beslemediğini sorusu üzerine Arif Güran, “İlk söylediğimde kimse inanmadı 50 bin TL için çocuk öldürmezler dediler ama böyle bir konumuz oldu. Defalarca söyledim benim kızım tepeye çıkmamış. Senaryo üzerinden senin abin 18.30’da köyden süratle geçti, kızını götürmüş olabilir dediler. Delil istedim yaklaşık 6 akşam jandarmada durdum herhangi bir zorluk görmedim. İlk gün de söyledim. ‘Komutanım kamera benim evimi net görüyor’ dedim. ‘Bizim bakmaya yetkimiz yok’ dediler. Güneş vuruyor diyorlar kızımın en son görüldüğü saatler o kamera 18.30 sıralarını gösteriyor. O şahin adlı kameraların izlenmesini istiyorum. Benim evimin önünde ağaç bile yok, görülür. O kamera kayıtlarını istiyorum. O kamera net görüyor. Belki o kamera ortaya çıksa Nevzat Bahtiyar da suçsuz çıkabilir ama bakılsın” dedi.
Arif Güran’ın bu talebine, mahkeme başkanı konu ile alakalı ilgili yerlere talepte bulunacaklarını söyledi.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu 4 sanıktan anne Yüksel Güran savunma yaptı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar ve ağabey Enes Güran'ın savunmasının ardından anne Yüksel Güran'ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı, sanık Yüksel Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti.
Güran, savunmasında Narin'in kaybolduğu günün sabahı çok sevinçli olduğunu söyledi. Bir oğlunun dışında tüm aile bireyleriyle kahvaltı yaptıklarını anlatan Güran, "Mutluyduk, bilmiyorduk son soframız olacağını." dedi.
Güran, Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos gününe ilişkin şunları söyledi: "Narin, evdeydi. Bana 'Anne, ne zaman bana gelinlik alacaksın, ne zaman enişteye gideceğiz?' dedi. Bırakmadılar kızıma gelinlik alayım. Narin bir benim, bir ağabeyinin yanına koşuyordu. Ağabeyine 'Neden bana oyuncak getirmedin? diyordu. Amcamın kızı, kız kardeşime gelmişti, ona 'Hoş geldin' demek için evine gittim. Çocuklar acıktıklarını söyledi. Narin, patates kızartması istedi. İyi ki ona patates kızartmışım. Daha sonra Muhammet ile Narin, telefon için kavga etti. Saat 13.00 gibi halen sofradaydı. Bulaşıkları yıkayıp temizlik yaptık. 'Anne, Kur'an kursuna geç kaldım.' dedi. Kızıma 'Gitme, sıcaktır.' dedim. 'Anne, 16.00'ya kadar ders veriliyor, yalvarırım.' dedi, beni ikna etti. 'Akşama kadar Hatice'nin yanına oynamaya gideceğim.' dedi. Daha sonra Kur'an kursuna gitti. Yemin ederim Narin, o odadan çıktıktan sonra gözüm kör olsun ki bir daha Narin'i görmedim. Narin, dışarı çıktığı zaman Muhammet içeri girdi. Daha sonra yattım, Enes telefonla oynuyordu. Uyanıp mutfağa gidip su içtim, tekrar gelip yattım. Odayı toplarken Muhammet’in çıkıp çıkmadığını hatırlamıyorum. O sırada Hediye bize geldi, bayağı oturduk. Elbise, düğün ve askerlik ile ilgili konuştuk. Daha sonra Enes'in elbiselerini getirdim, katlıyordum ki Enes'in telefonu çaldı, arkadaşı ile konuştu, daha sonra çıktı. Ne kadar konuştuğunu bilmiyorum. Hediye Güran, eve gideceğini söyledi. Kapıya çıktığında Enes eve geldi. Saati hatırlamıyorum. Enes'e 'Neredesin?' diye sordum. 'Çeşmenin veya caminin yanındayım.' dedi, tam hatırlamıyorum. Daha sonra televizyonun bulunduğu odaya gitti, babasını aradı. Yemeğe yetişmeyeceğini biliyordum. Daha sonra evi toparladım. Enes, tekrar dışarı çıktı."
Yüksel Güran, jandarmanın "Salim'i hiç gördünüz mü?" diye sorduğunu belirterek, "'Görmedim.' dedim ama daha sonra dinamoyu çalıştırdığımda gördüm sanki." ifadesini kullandı.
Narin'in kaybolduğu gün Nevzat Bahtiyar'ı hiç görmediğini öne süren Güran, mahkeme başkanının, televizyonlara verdiği röportajlarda "Kim öldürdüyse gelsin, bir yere koysun, en azından bir mezarı olur." dediğini hatırlatması üzerine, şu beyanda bulundu:
"Yemin ederim, bunu hiç dememişim. 8 yaşında kızım var, kayıptır. Tüm Türkiye arıyor, bulamıyor. Bulurlarsa en azından bir mezarı olacak. Ne söylediysem tersine söylenmiştir. Narin'in kaybolması aklımızın ucundan geçmiyordu. Komşulara ve yakınlarıma sordum ama Narin oralara gitmemişti. Cami inşaattır, 'Belki Narin orada oynamış, kafasını bir yere vurup düşmüştür.' diye caminin kapısına vurdum, 'Açın.' dedim. Daha sonra hepimiz aramaya başladık. Her tarafı aradık ama Narin’i bulamadık. Nevzat'ın karısı da benimle birlikte geldi. Beni teselli ediyordu. Hepimiz, Narin'i arıyorduk. Bir çukur nerede varsa orada onu arıyorduk. Sonra kim jandarmayı aradı bilmiyorum, dünya başımıza yıkıldı."
Mahkeme başkanının "Narin'i sen öldürmedin mi?" sorusunu Yüksel Güran, "Yemin ederim, ben öldürmedim." diye yanıtladı. "Salim öldürdü mü?" sorusu üzerine Yüksel Güran, "Sanmıyorum. Salim öldürmüşse veya kim öldürmüşse onları Allah'a havale ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Peki Nevzat mı öldürdü?" sorusunu ise Güran, "Her şey ortada." diye cevapladı. Anne Güran, "Oğlun öldürmüş olabilir mi?" sorusu üzerine "Hayır." dedi.
Mahkeme başkanının, "Köydeki kadınların kavgasından haberiniz var mı, size küfrettiler mi?" diye sorması üzerine Güran, "Hayır, hiç kimseyi görmemişim." ifadesini kullandı.
Yüksel Güran'a tutanaklarda yer alan "Enes'i nasıl korurum?" şeklindeki ifadeleri de hatırlatıldı. Anne Güran, bir kadın jandarma personelinin, "Ankara'da bir dairede Enes'in ve tüm ailenin fotoğraflarının olduğu" bilgisini kendisiyle paylaşması üzerine birilerinin Enes'i öldüreceğinden korktuğunu ve bu nedenle "Enes'i nasıl koruyabilirim?" dediğini öne sürdü.
Mahkeme başkanının "Narin'i öldürse kendi ellerinle teslim eder misin?" diye sorması üzerine Güran, "Yemin ederim teslim ederim. Kızım öldüğü zaman tüm sevgimi Narin'e verdim, hepimiz Narin için ölüyorduk. Narin, benim kıymetlimdi. İnsan ölüyor, mezarı oluyor ama 8 yaşındaki bir kız çocuğum için ciğerim yanıyordu, bu cümleleri kullandım." diye konuştu.
HTS raporuna göre olay günü saat 15.20'de Salim Güran'ın evlerinde olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine de Yüksel Güran, "Kesinlikle Salim evimize gelmemiş." dedi. Mahkeme başkanının, "Nevzat'ın öldürdüğünü söylüyorsun. Nevzat'ın beyanına göre Nevzat da eve gelmiş. Baz kaydı, Nevzat'ın Arif Güran'ın evine gittiğini gösteriyor. Senin, Enes'in, Salim'in ve Nevzat'ın da evde olduğunu söylüyor." demesi üzerine anne Güran, şu beyanda bulundu:
"Kesinlikle Salim ve Nevzat evimize gelmemiştir. Evimizin etrafından dolanıp dolanmadıklarını bilmiyorum. Evin etrafına gelse nereden göreyim, camlar kapalı. Oturuyoruz, uzanıyoruz, evin içinde yatıyoruz, dışarı çıkmıyoruz. Ne araba ne ayak sesi duymadım." "Salim ile ilişkiniz var mı?" sorusunu ise Güran, "Yemin ediyorum, Salim ile hiçbir alakamız yoktur." diye yanıtladı.
"Oğlunu başka biriyle, bir havyan ile uygunsuz şekilde gördün mü?" diye sorulan anne Güran, "Hayır, hayır. Kesinlikle öyle bir şey yok, benim çocuklarım akıllıdır." dedi.
"Salim Güran, ailenin reisi mi?" diye sorulması üzerine Yüksel Güran, "Hayır, hepsi kendi evinin reisidir." dedi. Güran, "Nevzat, Salim'e iftira atmış olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine de şunları söyledi: "Allah bilir. Bana iftira atıyor, namusuma leke sürüyor. Allah'tan korkmuyor. Kim yapmışsa Narin'in katilini istiyorum. Bırakmadılar, Narin'e gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler, hayallerimizi yıktılar, namusumuzu kirlettiler. 22 senedir evliyim, hiçbir hatam olmadı, 5 çocuğum var. Nasıl namusuma leke sürüyorum? Kocam bir gün yüzüme tokat atmadı, yüzüme tükürmedi. Kocam bana gül gibi bakıyordu. Saçımı süpürge ediyorum. Çocuklarımın harçlığı için sabah erken kalkıyorum. Beni öldürün, Salim ile alakam yok. Asın beni burada. Bunun yüzüne bakın, bu insan mıdır? Namusuma leke sürmeyin, Güranlara leke sürmeyin. Yemin ederim, Salim evimize gelmemiş. 5 çocuğum var, tüm çocuklarımın psikolojisi bozulmuş."
Savcının "Enes Güran'ın olay gününe ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu" hatırlatması üzerine ise anne Güran, "Enes'in aklına her şey gelmiyor, çocuktur." ifadesini kullandı.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Mehdi Özdemir, "Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal ile karşılaştınız mı?" diye sorunca Güran, "Beni teselli ediyordu. 'Narin'i bulacağız. diyordu." beyanında bulundu.
Mahallede kadınların arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan avukatın "'Narin'in mezarı olsun.' diye aranızda bir bağrışma oldu mu?" sorusunu ise Yüksel Güran, "Kesinlikle olmadı." diye yanıtladı. Avukatın Narin'in kaybolduğu gün bir yere gidip gitmediğini sorması üzerine Güran, o gün hiçbir yere gitmediğini öne sürdü.
"Narin kaybolduktan sonra Salim'i gördünüz mü?" diye sorulan Yüksel Güran, "Yemin ederim görmedim. Sadece Hüseyin Güran'ın kapısında gördüm, o da saniye sürdü. Salim'in çocuklarını hiç görmedim. Akşamüstü karısı, çocukları, kardeşi, hepsi kapıdaydı. Öğlen hiç onları görmedim." dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren'in "Ben bir anneyi sorgulamam. Salondaki kalabalığı görüyorsun. Hepimiz Narin için buradayız. Öldürenler ceza alsın diye buradayız." şeklindeki sözleri üzerine gözyaşı döken anne Yüksel Güran, "Kızımı öldürdüler, bırakmadılar gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler. Bizi de öldürdüler." dedi.
Nahit Eren'in, "Şu an burada sen olmalısın müşteki olarak ama karakol seni çağırmış, ifadeni almış, 'Kızına ne olmuş bulalım diye.' Demişler ki 'Eşarp var merdivenin üstünde.' Demişsin ki imama, 'Bu mor eşarp mı başındaydı? diye." belirtmesi üzerine Güran, "İmam, 'Bu eşarba benziyor ama emin değilim.' dedi. Buna benzediğini söyledi. Eşarp evdeydi, şu anda da evdedir."
"Sizin evde bir insan kanı vardı." diyen Eren'in bu kanın kime ait olduğunu sorması üzerine Güran, "T. Kaya diye bir çocuğun kanı." yanıtını verdi.
Güran, "Herkes, Narin'in üzerine titriyordu çünkü bir kızım vardı, engelliydi, kaybettim. O yüzden Narin'i çok seviyorlardı." ifadelerini kullandı. Avukat Asya Cemre Işık'ın, "Evde bulunan mor yazma nerede?" sorusu üzerine anne Güran, "Narin gittiği gün mor yazma başındaydı. İmam, 'Narin'in başında mor yazma olduğunu söyleyince ben de evde bulunan mor yazmayı jandarmaya gösterdim. Yemin ederim Narin'i görmedik. Narin'in tırnağını dünyaya değişmem." diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen katılan avukatın "Nevzat, Narin'i neden öldürsün? diye sorması üzerine Yüksel Güran, şu beyanda bulundu: "Kızımda olaydan birkaç gün önce 20 lira vardı. 'Kızım, bu parayı sana kim verdi? dedim. 'Nevzat ağabey verdi.' dedi. 'Kızım, neden alıyorsun?' dedim. (Nevzat Bahtiyar) Önce 'Salim'in aracında DNA çıktı, bana (Narin'in cansız bedenini) yolda verdi.' dedi. Sonra (Narin'in cesedinin) bizim evde olduğunu söyledi ifadesini değiştirerek. Allah'ım bu adam delirmiş de kızımı öldürmüş. Sonra ifade değiştirdi, evin içerisine getirdi."
Anne Güran, Nevzat Bahtiyar'ın evlerinin içine girmediğini öne sürdü.
Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ da "Narin, amcası Salim'in aracına ne zaman bindi?" diye sorması üzerine Yüksel Güran, "14 Temmuz'da." dedi. "Olaydan önce Salim'in aracına bindiniz mi?" diye sorulması üzerine anne Güran, "Nereye gitseydik kendi aracımızla gidiyorduk." dedi.
"Nevzat, evinize misafirliğe gelir miydi?" diye sorulan Güran, "Nevzat, bize hiç gelmiyordu, hiç hatırlamıyorum, eşi bize geliyordu. Suları yoktu, sürekli bize gelip su alıyorlardı. Bu da bizim iyiliğimizdi, başımıza bu geldi." ifadelerini kullandı. "Narin, görmemesi gereken başka bir şey görmüş olabilir mi?" diye sorulan anne Yüksel Güran, "Hayır." yanıtını verdi.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu 4 sanıktan amca Salim Güran savunma yaptı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes Güran ve anne Yüksel Güran'ın ardından Salim Güran'ın savunmasına geçildi.
Mahkeme başkanı, sanık Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti. Sanık Salim Güran savunmasında, Narin Güran'ın kaybolduğu 21 Ağustos'ta saat 10.00-11.00 gibi eve geldiğini ve çocuklarına elbise almak için merkez Bağlar ilçesine gittiklerini belirterek, alışveriş yaptıktan sonra dönüşte akaryakıt istasyonundan yakıt aldığını söyledi.
Eve saat 14.50 gibi döndüğünü, yemek yedikten sonra bir süre dinlendiğini, ardından arabayla sondaj yerine gittiğini kaydeden Güran, şunları aktardı: "Oradayken elektrikçiler geldi. 'Mehmet Şerif Güran amcamın oğlunun trafosunda arıza vardır onun için geldik. Bizimle oraya gel.' dediler. Beraber gittik, trafonun yanına araba gitmiyor. Pamuğun içinden yürüdük, kontrol ediyorum, pamuk kurtlanmıştı. Amcamın oğlunu aradım, 'Pamuk güzel ama kurtlanmış ilaçla.' dedim. Telefonlaştık, sinek ilacı al gibi konuşmalar oldu. 18.00 gibi eve geldim. Daha sonra amcamın evine gittim. Sokağın yanında geçerken Nevzat ağaçların yanındaydı, ona selam dahi vermedim. 3 aydır bu adamla ne oturdum ne kahveye gittim."
Mahkeme başkanının "Narin'in kaybolduğunu ne zaman öğrendiğini" sorması üzerine sanık, saat 18.30 ile 19.00 arasında Narin'in kaybolduğunu öğrendiğini, mısır tarlasının etrafında turladığını, Mehmet Selim Atasoy'u aradığını, onun da yanına geldiğini savundu.
Sanık Güran, "Yine sondajın yanına geldik. Gizem kızım beni aradı, 'Baba Narin kaybolmuş.' dedi. 'Kızım nasıl kaybolmuş? Oralara bakın geliyorum.' dedim. Feneri de alıp evin yanına geldik. Aracı oraya park ettim, baktım ki köy halkı hepsi orada. Baktım iş ciddi. Başçavuşu aradım, 'Komutanım böyle bir durum var, kardeşimin kızı kayıptır.' dedim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Telefonun ses kaydını kaydeden programı neden indirdin?" sorusunu Güran, "Toplantılara gidiyorum, adresleri unutuyorum. Bende unutkanlık var." diye yanıtladı.
"Peki, programı neden sildin?" sorusu üzerine sanık, programı silmediğini ileri sürdü. Mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu günün gecesinde bu program devre dışı bırakılmış, programı devre dışı bırakmışsın, bu çok şüpheli bir hareket." sözleri üzerine Güran, "Ben o programdan anlamıyorum. Bana kuran kişinin ismini size vereyim. Programı silmemişim, telefonumu benden aldılar." dedi.
"Bu sistemin devre dışı kalıp kalmadığını bilmiyor musun?" sorusunun ardından Güran, programdan anlamadığını, Ş.K'nin programı kendisi için indirdiğini iddia etti. Mahkeme başkanının, "Telefonundan WhatsApp mesajlarını neden sildin?" diye sorması üzerine Güran, "Hayat kadınları ile görüşmüştüm, o yüzden silmiştim." diye konuştu.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Hayat kadınları ile mesajlaşmalarını silmemişsin. Asıl silmen gerekenleri silmemişsin, silmemen gereken görüşmeleri silmişsin." dedi.
"Sizce Narin'i kim öldürdü?" sorusuna Güran, Narin'i kimin öldürdüğünü görmediğini ileri sürdü.
Mahkeme başkanının, "Üvey annenizden bile şüphelenmişsiniz." sözleri üzerine Güran, şunları kaydetti: "Üfürükçü getirdiler, 'Nevzat'ın evinin etrafında bu, burada bir yerlerdedir.' dediler. Nevzat'ın eşinin ağabeyine 'Ben böyle şeylere inanmıyorum, sen uğraş.' dedim. Üvey annemin etrafında götürüp getiriyorlardı."
"Üvey annenden şüphelenmişsin ama Nevzat'tan şüphelenmedin mi?" sorusuna Güran, "Nevzat'tan şüphelenmedim." yanıtını verdi.
Mahkeme başkanının, "Yakınlarınıza Narin'i 17.40'da gördüğünüzü söylediniz mi?" sorusunu sanık, "Hayır demedim." diye yanıtladı. Sanık Salim Güran, "Arif Güran'ın evine girdiniz mi?" sorusunu, "Yok", "Nevzat'ı gördünüz mü?" sorusunu, "18.40'da Nevzat'ı gördüm selam bile vermedim. Arif’in evine hiç gitmedim. Olay günü evdeydim, 15.50'de tarlaya gittim.", "Olay günü Nevzat ile WhatsApp üzerinden telefon görüşmeleriniz var?" sorusuna da "Bilmiyorum." karşılığını verdi.
Mahkeme başkanının, "Yüksel Güran ile bir ilişkiniz var mı?" sorusu üzerine sanık, şöyle konuştu: "Kesinlikle bu şerefsizliği ağabeyime getirmem. Ben bu kadar alçak mıyım, kardeşimin namusuna laf getireyim. Nevzat, Narin'i kim öldürdü, çık erkek gibi söyle. Adam gibi çık konuş. Üç günlük dünya için yapma. Hepsi yalan. 8 yaşındaki Narin'i, bir meleği neden öldüreyim? Yalan atıyor, Allah belasını versin, yok öyle bir şey."
"WhatsApp mesajlarını ve arama kayıtlarını neden sildiği" yönündeki soruya Güran, Arif'in Güran'ın ahırında kalaşnikof mermisi ele geçirildiğini, bu nedenle sildiğini savundu. Mahkeme başkanının, "Herkes Narin'i arıyor, sen ise fırsatını bulduğun kısacık vakitte 22.47'de dereye gidiyorsun." sözlerinin ardından Güran, "Kesinlikle gitmemişim. İlk akşam her yeri arıyorduk. Ben oraya asla gitmedim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sana kumpas mı kuruyor, neden bu iddiayı diğerlerine yapmıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı neden iftira atsın sana." ifadeleri üzerine sanık, "2-3 mısır tarlam var, bir parça tarlam da derenin kenarındadır. Tarlaya gitmiş olabilirim." diye konuştu.
"Narin'in ağzında köpük vardı, o köpük senin eline bulaşıp sen de arabaya binerken arabaya bulaşmış olabilir mi?" sorusunu Güran, şöyle yanıtladı:
"Böyle bir şey yok kesinlikle. Petrolden 200 lira yakıt aldım. Eşim önde, çocuklarımın hepsi arkada. Arabadan inmedim. Biri Narin'in cesedi battaniyeye sarılı demiş. Neler söylediler neler ama hepsi asılsız çıktı."
"Nevzat Bahtiyar ile 15.08'deki görüşmenizin içeriği nedir?" sorusu üzerine Güran, "Nevzat 15.08'de beni aradı, su gelmediğini söyledi. Bir tek o söyledi. Onun dışında kimse beni aramadı." ifadelerini kullandı.
Savcının, "Narin'in öldürüldüğü yerden sinyal veriyorsun. Nevzat Bahtiyar'ın bir taş koyduğu yere 2 taş ve çalı çırpıyı sen mi koydun?" sorusunu Güran, "O dere kilometrelerce uzundur. 8 defa aranan yerde ceset bulunmadı, ben mi gidip bulacağım? Kesinlikle gitmedim." şeklinde yanıtladı.
Savcının "Araçtan çıkan DNA ile Narin’in kıyafetinden elde edilen DNA aynı, buna ilişkin neler diyeceksin?" sorusuna sanık, "O gün Narin o arabaya binmedi. O Akşam Narin arabaya binmedi çünkü araba bendeydi." dedi.
Diyarbakır Barosu avukatı Aydın Özdemir'in, "Nevzat sizi hiç aradı mı?" sorusu üzerine sanık Güran, savunmasına şöyle devam etti: "Hayır beni hiç aramadı. Diğer gün Nevzat da aramalara katıldı. Onunla hiç konuşmadım. Gündüz aramalara katıldı, evlerin içine giriyordu."
Avukat Özdemir'in, "Kadınlarla konuşurken çekinmiyor musun? Eşiniz telefonunuzu kurcalamaz mı?" sorusunu Güran, "Evde konuşmuyorum, telefonuma şifre koymuştum." diye yanıtladı. Avukat Nahit Eren'in HTS kayıtlarında Eğertutmaz Deresi ile Arif Güran'ın evinde telefonunun sinyal verdiğini belirtmesi üzerine sanık, şunları söyledi:
"Ben baza ve HTS'ye inanmıyorum. Arif'in evine gitmedim, Eğertutmaz Deresi'ne gitmedim ama siz 'gittin' diyorsunuz."