İŞÇİLERE İMZALATILAN BOŞ SENETLERİN HUKUKSAL GEÇERLİLİĞİ
İşveren ve işçi arasındaki iş münasebetini düzenlemek amacıyla iş hukuku ve destekleyici mevzuatlar yazılmıştır. Her ne kadar kanunlar çerçevesinde iş ilişkisi yürütülmeye çalışılsa da uygulamada yazılı kanunlarda olmayan durumların ortaya çıktığını ve uygulandığını görmekteyiz. Bu durumlardan bir tanesi işçilere işe girişlerde imzalatılan boş veya belli bir tutar yazılan senetler, diğer adıyla teminat senetleri. İş hukuku dâhil hiçbir yazılı hukukta böyle bir uygulamadan bahsedilmez. Ama sıklıkla bu tür haberleri duyarız, mağdur olan işçilerin hikâyelerini dinleriz. Belli ki işverenler, özellikle işçinin çalışma alanlarında kendisine zimmetlenen; ekonomik açıdan pahalı olan bir makine, para tahsilatıyla muhatap olması vs gibi durumlarda işçinin zarara uğratması neticesinde kendisini güvenceye almaktadırlar. İşe ihtiyacı olan, ekonomik sıkıntılar içerisinde bulunan işçiler de bu senetleri itiraz etmeden imzalamak zorunda kalıyorlar. İşveren de bunu fırsat bilerek işçiye psikolojik üstünlük sağlamak ve onu baskılamak amacı ile bu yönteme başvurmaktadır. Peki hukuk karşısında teminat senetleri geçerli mi?
Yargıtay’ın bu konuda kararları mevcuttur. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki teminat senedi imzalatmak genel bir kural olmakla birlikte bu genel kural işçi ve işveren ilişkisinde geçerli değildir. İşveren, işçiye imzalattığı boş veya belli bir miktarı ihtiva eden senedi takibe koymak isterse zararını mutlaka kanıtlamak zorundadır. Aksi durumda senedin geçerli olmadığı gerekçesi ile dava açılarak senedin iptali istenebilir.
Yargıtay’a göre; İcra takibine konu senedi davalı şirketlerin davacı işçiden işe girerken aldığı ve teminat senedi olduğu açıktır. Davacı ve davalı şirketler arasındaki iş ilişkisi nedeni ile de iş mahkemesinin görevli olduğu da açıktır. Mahkemece işin esasına girilerek, senedin teminat senedi olduğu ve bu nedenle davacının bu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerindedir. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır”.
Yargıtay’ın bir başka kararında ise; işveren işçisinden aldığı teminat amaçlı senedi takibe koymak isterse, zararını mutlaka kanıtlamak zorundadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
Başka bir kararında ise …Somut olayda, davacı tanıklarının beyanları, hayatın olağan akışı ve emsal işyerlerinde yapılan uygulamalar dikkate alındığında; takibe konu senedin, davacıdan işe girerken boş olarak alman senet olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre teminat senedi olarak alınan senedin icraya konulması durumunda işverenin bir zararı var ise ispat etmesi gerekir. Bu nedenle, davalıya senedin icraya konulmasını gerektiren bir zararı var ise bu zararını ispat imkanı verilip sonucuna göre karar vermek gerekirken dosya içeriği ile uyuşmayan gerekçelerle menfi tespit davasının reddine karar verilmesi hatalıdır diye görüşler belirtilmiştir.
Ezcümle, işveren iş sözleşmesi imzalanırken teminat senedi alabilir. Ancak bu senet teminat niteliğinde alındığından; işveren zararını veya alacağını kanıtlamadığı sürece bu senet geçersiz sayılmaktadır.
İmsak | 05:55 | ||
Güneş | 07:19 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:09 | ||
Akşam | 17:32 | ||
Yatsı | 18:50 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|