Kurban ve Hikmet (3) Sevgi hiyerarşisi
Kurban ve Hikmet (3)
Sevgi hiyerarşisi
Kurban’ın hikmetlerinden birisi de sevgi hiyerarşisini yerli yerine koymaktır. Dolayısıyla “Muhabbetullah-Allah sevgisi” tabiatı gereği en yukarıda olmalıdır. Zira sevgiyi sevgiyle yaratan Allah, sevilmeye en lâyık olandır. Bir şeyi Allah’tan daha fazla sevmeye kalkmak ise ancak insanın hüsranını arttırır. Kur’an Tevbe Sûresi’nde şöyle der:
“Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe Sûresi, 9/24).
Eğer yüreğin merkezine Allah sevgisi yerleşmezse, o vakit insan, Allah’ın çekim alanından çıkar ve varlığın çekim alanında kendisini kaybedenlerden olur. Vahyin anlattığı gibi Kabil, önce Rabb’ine sahte sunaklar sunarak, Allah ile olan iletişimini bozmuş sonra insanla iletişimi bozulmuş ve kardeş katili olmuştur. İnsanla iletişimi bozulunca varlıkla iletişimi bozulmuş, bir karga kadar dahi olamamış ve toprağa yabancılaşmıştır. Demek ki Allah’a yabancılaşan insana, insana yabancılaşan varlığa yabancılaşır.
Kurban’ın hikmetlerinden biri ise insanı eşyaya feda etmemektir. İnsan Allah için ve her şey insan içindir. Dolayısıyla Rabb, İsmail yerine bir koçun kesilmesini emretmiştir. Niçin ‘insan İsmail’ değil de onun yerine bir koç? Zira burada Rabb’imiz insan sevgisini hayvan sevgisinden üstün tutmamak gerektiğini bize talim ettirmektedir. Dolayısıyla insan sevgisi, hayvan sevgisinin önüne geçirilmemelidir. Zira tarih şahittir ki, hayvanlara olan aşırı muhabbet, onların putlaşmasına sebep olabilmektedir.
İnsanoğlunun zaman çizgisindeki hareketinde insan, hep bir şeye tapınmak istemiştir. Tüm pagan toplumlarında totemlerin çoğunu hayvanlar oluşturur. Bir şeye ilahlık atfı iki şeyden kaynaklanır; birincisi aşırı muhabbet, ikincisi aşırı korku. İnsanoğlu sevgi ve korku dürtüleri dolayısıyla, kendisine başka şeyleri ilah edinmiştir. Allah’tan başka ilah olmadığı ilahî öğretisine dayanan tevhit dini İslam ise her fırsatta yeryüzündeki her şeyin insanın emrine amade kılındığına vurgu yapar. Yapar ki insanlık, Allah’ın çekim alanından çıkıp varlığın içinde kendisine başka ilahlar bulmasın.
Mitolojiye baktığımız zaman çoğunlukla hayvanların totem olduklarını görürsünüz. Nuh Sûresi’nde, yirmi dördüncü âyetinde geçen beş puttan ucunun hayvan olduğu hatırlanması gereken noktadır. Yes’us, aslan, Ye’uk, at ve Nesr, kartal olarak bilinir. Bilindiği gibi, mitoloji yılanlara, aslanlara, kartallara, ineklere tapan pagan toplumlarının örnekleriyle doludur.
Kadim Mısır toplumu, Apis öküzüne tapıyordu. Bu hayvan, kutsal kabul edildiğinden onların her hareketi firavunun atadığı rahiplerce gözlemleniyordu. Rahipler, ineklerin hareketlerinden yola çıkarak tefsir yapıyorlar ve Mısır’ın o yıl savaşa gidip gitmeyeceğine karar veriyorlardı. İşte bu trajikomik olayın arkasında sevgi hiyerarşini yerli yerine koyamamak vardı.
Amerikan yerlisi (Kızılderili) mahkûm Donald Biaruce dört çocuk babası. Kendisiyle bir saate yakın konuşmam oldu. Hayat hikâyesini dinledim. Donald’ın Kızılderili dilinde “Kurt” anlamına gelen bir de geleneksel ismi var. Kendisine en çok dışarıda neyi özlediğini sordum. Kendisi yaklaşık otuz senedir içerde. Bana verdiği cevap kafamda bazı şeylerin oturmasına sebep oldu. Zira cevaben ‘köpeğim’ dedi. Yıllar önce ölmüş köpeğini özlediğini, şayet özgür olsaydı o köpeğine benzeyen bir köpek satın alıp onunla vakit harcayacağını söyledi. Çocuklarını sevmiyor musun diye sorduğumda, onları çok sevdiğini ancak onları ölmüş köpeği kadar özlemediğini söylemesi oldukça ilginçti.Sevgi hiyerarşisini yerli yerine oturtamamak ne kadar da acı. Sevgiyi yerli yerine koyamadığımız ve neyi ne kadar seveceğimiz şaşırdığımız bir dünyada yaşıyoruz.
Mikro-evren insan örneğinden, makro-insan dünya misaline dönecek olursak yine durum çok farklı değil. BM verilerine göre her yıl su kirliliğinden veya suya bağlı nedenlerden dolayı ölen çocuk sayısı üç milyon civarı. Bu sorunu çözmek için dünya genelinde bu projelere ayrılan pay toplam sekiz milyar dolar. Buna rağmen, Avrupa’da ev hayvanlarının mama satışlarının yıllık cirosu ise 17 milyar dolar. Avrupalının köpek maması için harcadığı para, su yatırımına dönüşse, suya bağlı sebeplerden dolayı ölen üç milyon insanın hayatı kurtulacak.
O halde; kurban ibadeti insana üç gerçeği öğretir. Bunlar; öncelikle Allah’ın el Karib olması ve O’ndan bağımsız olamayacağımız gerçeğidir. Şayet bunu idrak edebilseydi dünya hangi zalim hükümdar olabilirdi âleme? İkici hikmeti ise, canan imtihanından geçebilme bilincimizi tazelemesidir. Allah için verebilme bilincini inşa etmesidir. Dolayısıyla isar duygusu ile dünyayı daha yaşanabilir kılmaktır. Üçüncü hikmeti ise sevgi hiyerarşisini yerli yerine koyabilmektir.
Sevgiyi sevgiyle yaratan Allah sevilmeye en lâyık olandır ve O Allah yeryüzünde her şeyi insanın emrine müsahhar kılmıştır ki insan onlara tapınmasın ve onları kullanarak Rabb’ine şükretsin.
selam ve dua ile
İmsak | 05:55 | ||
Güneş | 07:20 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:09 | ||
Akşam | 17:31 | ||
Yatsı | 18:50 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|