OLMAYACAK ŞEY Mİ İSTİYORUM?

               Ülkemizde her zaman belediye seçimleri önemsenir ve yaklaştıkça gündemi daha fazla meşgul eder. Ancak bu dönem Hatay’ın belediye seçimleri hepsinden daha önemli hale gelmiş durumda.

               Zira farkındaysanız şikâyet ettiğimiz birçok konu tamamen Belediyeleri ilgilendirmekte olmasına rağmen, belediyeler sağ kulağının üzerine yatmakta, “Ben değil devlet yapsın” mantığıyla hareket etmektedir.

               Kendilerinden istenilen her hizmet için mazeretleri hazırdır ve şikâyetleri kapıdadır.

               Şikâyet ettiğimiz su sorunu Belediyenin sorumluluğunda olmasına rağmen kimse bu konulara değinmemektedir.

               Yıkım firmalarının yaptığı yerinde ayrıştırmalar için Belediyelerin denetimi esastır, ancak ortalıkta denetleyecek hiçbir eleman bulunmamaktadır.

               Halkın sağlığını tehdit eden hijyen denetimleri yine Belediyelerin sorumluluğundadır.

               Caddelerin kenarlarına, hatta ortasına, kaldırım üstlerine, parkların içine ve tüm kenarlarına kurulan barakaların bir düzene sokulması işi belediye sorumluluğunda olmasın rağmen isteyen istediği gibi tasarruf etmekte, halkın yürümesine bile engel olacak şekilde kurulmaya devam etmektedir.

               Cadde ve sokakların temizliği, molozlardan arındırılması, parkların pisliklerden temizlenmesi, hatta bulaşıcı hastalık saçmaya başlayan sakinleri henüz gelmemiş sitelerin iç kısımlarının temizlenmesi belediyelerin sorumluluğunda olmasına rağmen görünen çok kısıtlı hizmettir.

               Tüm bunlar hatırlatıldığında HBB başkanının mazeretleri hazırdır.

               “Personelim yok.”

               Depremin üzerinden 6.5 ay geçti personelinizi, en azından lüzumlu personelinizi niçin çağırmıyorsunuz, sorusuna;

               “Barınacak yerler yok”

               Tüm belediyeler Hatay’a gelip konteyner evler kurarken neden bir tane bile HBB Konteyner kenti yok? Hadi ondan geçtik, kendi personeliniz için bir konteyner kent kuramaz mısınız?

               “Paramız yok”

               İyi de, İller Bankasından gelen paralar nereye harcanıyor, HBB’nin milyarlarca liralık bütçesi nereye gidiyor?

 Çocukların tekerlemesinde geçen İnek hikayesi gibi, “Yandı, bitti, kül oldu”.

Bu mantıkla belediye yönetimleri sürdürülemez. 15 Yılda gerçekleşemeyen Hal sorunu bir başka belediyenin işi üstlenmesiyle 15 günde çözülüyorsa, tahrip olmuş su isale alt yapısı yine bir başka belediye eliyle onarılmasına rağmen halen şehre su vermekte sıkıntı çekiliyorsa mevcut Belediye yönetiminde bir sıkıntı var demektir.

Belediyenin her beceriksizliği ise doğrudan halkımıza yansımakta, çalışmamasından dolayı hem sağlığımız, hem huzurumuz, hem normalleşmemiz risk altına girmektedir.

Bundan dolayıdır ki önümüzdeki Belediye seçimleri bizler için daha önemli hale geliyor.

Bizler aynı yanlışları yaptığımız sürece hem şikayetlerimiz son bulmayacak, hem de şikayet etmeye hakkımız olmayacaktır.

Onun için partimiz ne olursa olsun Genel Merkezlere baskımızı arttırmamız, liyakat sahibi, şehrimizi iyi tanıyan ve çözüm yolları sunan, tercihen şehircilik uzmanlık alanı olabilecek, proje insanlarının aday yapılmasını sağlamalıyız.

Belediye başkan adayları öncelikle dürüst, geçmişi temiz, helal kazanç sahibi olmalıdır. Kamu parasına tenezzül etmeyecek yüksek ahlak sahiplerinden oluşmalıdır.

Depremde ilk kurtarılacak olanların çantalar değil canlar olduğu bilincine sahip olmalıdır.

Unutmamalıyız ki başkanlık öncesinde bol para harcayanlar, başkan seçildikten sonra kamu parasından bunu tahsil etmeye uğraşacaktır. Tercihlerimiz bol para harcayanlar değil, bol proje sunanlar olmalıdır.

Başkan adaylarımız halka tepeden bakan, siyah gözlükler ve korumalar ile dolaşanlar yerine içimizden birileri, kolayca ulaşabildiğimiz, çarşı, pazar gezen insanlardan oluşmalıdır. Halkın sorunlarıyla hemhal olmalıdır.

Sözün kısası dürüst, mütevazi, proje adamı ve adaylığını genel merkeze değil halka borçlu olan bir aday profili olmalıdır.

Çok şey mi istiyorum?