İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, sağlık alanında yaşanan sorunlar ve kayyum uygulaması ile ilgili görüşlerini aktardı. Çömez, kayyum uygulamalarında yaşananların hukuka aykırı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Parti olarak millet iradesiyle seçilmiş kişilerin yargı gözardı edilerek görevlerinden alınmasını doğru bulmuyoruz. Yargı görevini yapmalı ve bunu yaparken evrensel hukuk kurallarından ayrılmamalı. Ancak bir kayyum uygulaması millet iradesinin gaspı anlamını taşır ve bunu parti olarak doğru bulmuyoruz. Öte yandan yapılan bir suç varsa onunla ilgili gereken hakkı ve layıkı ile yapılmalı. Hukukun beynelminel ilkelerinden hiçbir zaman uzaklaşılmamalı. Eğer kayyum müessesini çalıştıracaksanız günlerdir haftalardır konuşuyoruz bu ülkede yavrular özel hastanelerde katledildi. Nasıl yapıldığını tek tek günlerce anlattım. Buna dair bilgiler Sağlık Bakanlığının elinde vardı. Raporları günlerce gösterdim. Siz bu milletin soyulduğu, çocukların öldürüldüğü onlarca hastaneye kayyum atamıyorsunuz; milletin seçtiği ‘Gidin bizi temsil edin’ dediği iradeye kayyum atıyorsunuz. Altını çizerek söylüyorum suç varsa karşılığı elbette olmalı, gereken hakkıyla yapılmalı ama burada asla siyasi bir sayik gözetilmemeli.''
Diyabet hastası çocukların yaşadıkları sorunları gündeme taşıyan Çömez, ''Ben bu konuyu daha önce de gündeme getirmiştim. 30 bin yavrumuz için bu yılda bütçede pay yok. Buradan yetkililere sesleniyorum lütfen sorumluluğunuzu yerine getirin'' dedi.
Yabancılara açılan kadroları da gündeme taşıyan Çömez, şöyle devam etti:
Aile Hekimleri Yönetmeliğini de eleştiren Çömez, “Çok net söylüyorum bunun sonu tamamen AKP’ye teslim olmuş, AKP’nin yaptıklarına onay veren bir taban oluşturmaktır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Hasta ile doktoru karşı karşıya getiren bir uygulama yok. Buradan Sağlık Bakanını tekrar uyarıyorum böyle giderse aile hekimi de bulamayacaklar. Ellerinizi hekimlerden çekin ve bu uygulamadan vazgeçin” diye konuştu.
İsrail ile yapılan ticaret konusuna da değinen Çömez, şöyle devam etti:
Turhan Çömez, ''kayyum atamalarının nereye kadar gidebileceğine'' ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
''Bakın Türk hekimlerini küstürürseniz, Türk hekimlerine haksızlık ederseniz ve buna karşılık yabancılara imtiyaz sağlarsanız ki dünya tıp sınav sistemini bilen birisi olarak söylüyorum dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Ama bizim ülkemizde tabi bunun arkasında başka bir gerekçe var, özellikle Ortadoğu’dan gelen doktorları, Arapça konuştukları için bu ülkede olabildiğince istihdam etmek ve bu ülkede 10 milyonu aşkın sığınmacıya hizmet etmelerine sağlamak için bu yöntem uylanıyor. Biz bunu şiddetle reddediyoruz. Bu Türk halkının sağlığı için ve Türk hekimleri için son derece sıkıntılı bir uygulama... Bu uygulamadan bir an evvel vazgeçin. Eğer Sağlık Bakanının yüreği varsa Meclis’e gelsin burada sorularımıza cevap versin. Sosyal medyadan mesaj yayınlayarak söylediklerimizi çarpıtmaya çalışmasın. Cesareti varsa gelsin cevap versin.''
''Bakın bunu birçok kez ifade ettim. İlgili bakanlara da söyledim. Biz mayıs ayına kadar İsrail ile ticaret yapılıyor dediğimizde böyle bir şeyin olmadığını söyledi iktidar. Sonra bizim dediğimizi kabul ettiler ve Mayıs ayı itibari ile bir ticaret yapılmayacağını söylediler. İsrail ile ticaret yapmayacağız denildiği günden itibaren Mısır ile ticaret 2 kat artmış, Mısır ile İsrail arasındaki ticaret ise 3 kat artmış. Bunun hülle olmadığını hiç kimse söyleyemez. Diğer bir mesele şu; geçen yıl Filistin ile hiç ticaret yapılmağı kalemler var. Dikenli tel, çelik, çimento, güzellik malzemesi, ruj... Hepsini TÜİK’ten çıkartabiliriz. Her iki bakanın yüzüne söyledim. Gösterin bunları dedim, gösteremediler. Bunlar İsrail’e gidiyor. Hülle yapıyorlar.''
''Esenyurtaki sayın belediye başkanı ile ilgili kanaatim çok net. Kendisiyle çok sert tartışmalara girebilirim. Keza bugün görevden alınmış belediye başkanları. Siyasi olarak ortak hiçbir yönümüz yok, onu bir kenara ayırarak söylüyorum. Yapılan hukuksuzluğa da net olarak itirazımız var. Evrensel hukuk kurallarının uygulanmayışına, eline geçirilmiş olan devlet gücüne maalesef kendi siyasal istikballerini entegre ederek iktidarın uygulamalarına karşıyız. Buradan açıkça söylüyorum, Bu ülkenin temel problemi demokrasi kurallarının işlemeyişidir. Bu ülkenin temel problemi hukukun üstünlüğünün ayaklar altına alınmasıdır. Bu ülkenin temel problemi devlet mekanizmasının artık sorgulanamaz, eleştirilemez ve denetlenemez hale gelmesidir ve şeffaflıktan uzaklaşılmasıdır. Türkiye’deki bütün problemler bu persektiften bakıldığında yeniden bir hukuk düzenine döndüğünde ve demokrasinin kurum ve kurallarına dönüldüğünde muhakkak düzelecektir. Gelelim oyun planına, geçen izah ettim; terörist başını bu parlamentoya sokmaya kimsenin gücü yetmez. Fakat burada bir siyasal süreç çalıştırılıyor, yapılan çalışmada iktidarın yeniden seçilebilmek gibi bir niyeti var. Biz hukuk diyoruz ve olaya bu perspektiften bakıyoruz.''