Sonbahar esintisi
İnsan ruhu, mevsimlerden en çok sonbahara benzer
Düşmek, mukteza-i beşeriyettir der lisan-ı haliyle yapraklar
Firak ve iftirak levhasıdır o dem her bir şey
Siyah beyaz Türk filmlerinde bir tren istasyonunda iki sevgilinin vedalaşma sahnesi gibidir her yer
Evladını kaybeden annenin göz yaşı gibi yağar semadan yağmur
Ahir zaman rüzgarı gibi değer esen rüzgar, tefekkür edenin tenine
İnsan gibi kararsızdır bu dem sonbahar
Kimileyin sıcacık kimileyin soğuktur
Kimileyin bahara, kimileyin ise kışa benzer havalar
Bizler gibi tatlı bir tutarsızlığı vardır sanki
Mevsimlerin tek mevsimde yaşandığı bir demdir sonbahar
İnsan ruhu en çok sonbahara benzer mevsimlerden
Bir renk cümbüşü sunar bize
Rengarenk insanlığa atıf olsun diye belki de
Kırklı yaşlar güzelliği oturmuştur tabiatın yüzüne
Her yaprak sarı bir çiçek edasıyla değer toprağa
Dallar üryan kalır ve insan kusurlu gibi görünen şeylerdeki güzelliği fehmeder birden
Öyle ya ! Allah dileseydi her eğri dalı dümdüz yaratamazmıydı ?
Dilemedi zira O, kusurlardaki güzelliğin sırrına vakıf olmamız diledi
Yenilenmenin güzelliğine çağrıdır bu mevsim
İçinde sonbaharın olduğu bir dünyada, yaşadığı için hamdeder akleden kalbimizin dudakları
Vicdana çağrıdır adeta sonbahar
Acımasız dünyanın, yüreğimize hakikatli bir dokunuşudur
Acziyetin de bir gücü var zira
En güçsüz olunan zamanlar, en güçlü olunan dönemlerdir aynı zamanda
Brene Brown “ Kırılganlığın gücü” der buna
Şahit olmuşsunuzdur, yıllarca küs kalıp barışmaya cesaret edemeyenlerin, bir hastane odasında sarılıp ağlaştıklarına
Yıllardır barışmaya cesaret edemeyenlere, bu cesareti veren nedir?
Evet, en güçsüz ve kırılgan olduğumuz dönemler, en güçlü ve en kesin kararlarımızı verdiğimiz zamanlardır
İnsanlar en çok hastanelerde ve hapishanelerde dindar olmaya karar verip hayatlarında inkılap yapabilmeye cesaret ederler
Hastalar için hastaneler, mahkumlar için hapishaneler hayatın sonbaharı gibidir zira
Zekeriya'nın Meryem suresindeki duası gibidir Eylül, Yahya'yı müjdeleyen
Bittim deyince yettim diyen kudreti hatırlatırcasına veya o metruk kuyuya terkedilen Yusufu
Alpay “Eylülde Gel” der
Zaten sonbahar, lisan-ı haliyle hep gel der
Küresel bir çağrıdır sonbahar
Ey birbirlerini affedemeyen uluslar!
Nefret ve adavet küpüne dönmüş acımasız dünya!
Yetimleri ve fakirleri hırpalayan
Duygusuz, ruhsuz, şuursuz topluluklar!
Ey nadanlık fırtınasının, vicdanlarını savurttuğu yığınlar!
Dalından düşen bir sarı yapraktan ilham alın
Hepimiz yapraklar gibiyiz zira
Vicdan, insanın ilk hocasıdır
Bunu tedris etmeliyiz biz evvela
Bir sesleniştir sonbahar, vicdanlara
Tarihin ikindi vaktinde şu garip insana
Sonbahar kanımca bir gönül mevsimi
Yüreği olanlar duyar ancak onun sesini
Mevsimlerden en çok sonbahara benziyoruz biz bence
Yaprak dökerken bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe
İmsak | 06:18 | ||
Güneş | 07:44 | ||
Öğle | 12:45 | ||
İkindi | 15:15 | ||
Akşam | 17:36 | ||
Yatsı | 18:57 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|