Sorunlar Yumağı: Eğitim
Yeni ders yılı başladı. Son dönemde artmakla beraber genel olarak bireysel ve toplumsal manada ciddi bir eğitim problemi yaşıyoruz.
Bir kısır döngüye dönüşmüş olan sorunlar yumağı, sığ, cahil, kaba ve nobran bir toplum ortaya çıkarmaktadır. Bu durum yaşanan her türlü yozlaşmanın temel nedenini de oluşturmaktadır.
Eğitimli işsizler ordusu:
Bu dönemde yılların kangren yarasını düzeltmek bir yana daha sorunlu hale getirildi. Makam sahipleri sorunları çözmek yerine sadece şikâyet ediyor. Ve tabi ki eğitim politize edilerek bir parti meselesi haline getiriliyor.
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci de işin tuzu biberi oldu. Okullar açılıyor, eğitim sezonu başlıyor hiç heyecan yok. Ne olacağı belirsiz. AVM’ler, kafeler, tatil yerleri açık ama okullar kapalı? Bol bol dijital eğitim araç-gereçlerinin reklamı yapılıyor.
Zaten hayattan kopuk retorik ve teorik bilgilerin verildiği bir eğitim sistemi içerisinde işsizler ordusu genişliyor.
Yeni nesil genç kuşaklar felakete sürükleniyor, kimsenin omurunda değil. Gençler arasında, “ahlak dini” gibi sunulan deist’lik revaç görüyor.
Sorunlar yumağının neresinden başlayalım;
İnsan Kaynağı:
Toplumun büyük bir kısmını oluşturan dinamik genç nüfustan bir üretim ve bilişim ağı oluşturulamadı.
Çağı yakalamaktan uzak günlük politikalar üzerinden hamasi ifadelerle, beylik cümlelerle eğitim hep masada kurtarılmaya çalışıldı.
Bir türlü sahaya inilemedi, sorunun etrafında dolanıldı.
Öğretmen maaşları:
Öğrenciler açısından en önemli problemin çözümünün; “öğretmen yetiştirmek” olduğu fark edilemedi.
Sn. Bakanın birçok konuşmasında altını çizdiği öğretmenlerin yetiştirilmesi, özlük hakları ve maaş durumları sadece lafta kaldı.
Lise mezunu bir bekçi kadar maaşı olmayan öğretmenlerin maaşları da bütçeye kocaman bir yük olarak görüldü.
Fiziki İmkânlar:
Ülkeye devasa seyircisi olmayan stadyumlar, cemaati olmayan camiler, kullanılmayan köprüler yapıldı da hali hazırda elde bulunan okulların fiziksel problemleri çözülemedi. Yatırımlarda öncelikler sıralaması ne demek bir türlü anlaşılamadı.
‘En büyük bütçelerden birini eğitime aktardık’ diyorlar da neden hala fiziksel imkânlar özel okullar seviyesine gelemedi sorusunun cevabı verilemiyor.
Kütüphanesi, laboratuvarı, spor salonu, sanat atölyesi olmayan okulların eğitime nasıl bir katkısı olabilir ki!
Fırsat Eşitliği/eşitsizliği:
Pandemi süreciyle birlikte ülkedeki eğitimden yararlanma imkânları ciddi zarar gördü. Özellikle teknolojiye ve bunun altyapısına dayalı olarak sürdürülebilecek uzaktan eğitime ulaşması zor kitlelerin varlığını ortaya çıkardı.
Demek ki ülkenin her noktasına nüfuz edebilen bir eğitim potansiyelimiz yok. İmkânı olanın özel ders ve özel okul aracılığıyla ulaştığı bu imkâna ülkenin büyük bir kısmı ulaşmakta zorluk çekiyor.
Fatih Projesi ile dağıtılan tabletlerin akıbeti ne oldu bilen yok. Piyasada ciddi bir teknolojik kara borsa oluşmuş durumda.
İstihdam ve Üretim:
Teknik ve meslek lisesi mezunlarının akıbeti meçhul. Mezunların üretime kanalize edilmesi, yazılım ve sanal zekâ uygulamalarının hızlandırılması gerektiği nasıl görülmüyor?
Niteliğin niceliğe tercih edilmesi gerektiği bir türlü anlaşılmıyor.
Ölçme ve Değerlendirme:
Kanayan yara, belki de eğitimin en netameli sorunu sınav sistemi. Belli aralıklarla mütemadiyen değiştirilen ve her değiştiğinde kafa karışıklıklarına neden olan sınav sistemi krizi daha derin hale geldi.
Sınav sistemiyle; ilkokul ikinci sınıftan itibaren öğrenciler, at yarışı gibi sınava hazırlanmaktan hayata hazırlanmaya fırsat bulamıyor. Gerçi kazansa da ne çare ki?
İmsak | 05:54 | ||
Güneş | 07:18 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:32 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|