18.09.2023, 16:47 70

Şükür ve İsyan Ahlakı 

Şükür ve teşekkür kavramlarının aslı Arapça, şe-ke-ra kökünden gelmektedir.  

Bu kökten gelen Kur’an’da farklı formlarda 75 tane kelime vardır.  

Bu kelimenin anlamı “iyilik yapana onu överek karşılık vermek” şeklindedir.  

Memesi sütle dolu olan deveye “mişkar” denir.  

Yediği az yeme karşılık, çok süt veren deveye “nakatun şekiratun” denir.  

Kelimenin etimoljisinden de anlaşıldığı gibi karşılaşılan bir iyiliğe azami mukabele etme haline, şükür deniyor.  

Hatta ilginçtir ki, kadının üreme organına da eş-şekr deniyor.  

Zira az bir emeğe mukabil oradan çok büyük bir ödül olan çocuk gibi hakikatli bir nimet geldiği için. 

Şükür ile hamd arasında da fark vardır.  

Şükürde öne çıkan ikram sahibinin ni'meti, hamd etmede öne çıkan ise Allah'ın bizzat zatıdır.  

Allah'ın zatından dolayı O'na hamdediyoruz lakin verdiği ni'metlerden dolayı  O’na şükrediyoruz diyebiliriz. (bknz: İslamoğlu Mustafa, Esma-i Hüsna: eş Şekur

Şükür, aslında insan fıtratından gelen bir minnet duygusudur. 

Bir gece vakti damağınızın susuzluktan kuruduğunu düşünün ve eşiniz size bir bardak su getiriyor, bu durumda içinizden böyle bir jesti yapan kişiye teşekkür etmek gelmez mi? 

İşte teşekkür  suyu getirene, şükür ise o suyu yaratanadır.  

Akletmekle mükellef insanın, bu bağı kurması iktiza eder. 

Onun için Kur'an besmeleden sonra " Alemlerin Rabbine hamdolsun" cümlesiyle başlar.  

Hamdetmek, temiz  fıtratın hakikatli bir çığlıdığır zira. 

Her ni'met, kendi cinsinden şükür ister.  

Bunun için ni'met kavramını da, iyi bilmek gerekir.  

Ni'met” ile Arap dilinde, evet anlamına gelen "na'am" aynı kökten gelir.  

Ni'met, insan fıtratının "evet" diyerek tasdik ettiği caiz olan her şeydir.  

Başka bir tanımda ise "Kişiye ulaştığında onu mutlu eden meşru olan her şey" şeklinde geçer. 

Şöyle bir kendimize baktığımızda her bir şey, El Ekrem olan Rabbin nimetleriyle doludur.  

Öyleyse, bu ni'metlere şükretmek gerekir.  

İnsana emanet edilen vücudun azaları; el, ayak, dil, dudak, göz ve kulak Rabbin ni'metidir öyleyse bunları Allah yolunda kullanarak şükür etmek gerekir.  

Bir yetimin başını okşamanız, elinizin şükrüdür bazen.  

Bir insana kavl-i leyyin ile nasihatta bulunmanız dilinizin şükrü, güzel ve faydalı olanı dinlemeniz kulaklarınızın şükrü, bir iyilik için bir yola adım atmanız ayaklarınızın şükrü olur. 

Şükredebilmek için evvela ni'meti, akıl planında görebilmek gerekir. Ekmeğe hamur parçası olarak bakan, ekmeği yediğinde onun için teşekkür edemez.  

Onun için ekmeğin bir ikram-ı İlahi olduğunu idrak etmesi gerekir.  

Su dediğimiz o muazzam ikramın, Allah'tan olduğunu akletmezsek suyu getirene teşekkür ederiz ama onu yaratana şükretmeyi unuturuz.  

Bununla beraber şükreden, sadece akletse yani onun Allah'tan geldiğini bilse ama içinde minnet ve vefa duygusu yoksa , ne insana teşekkür edebilir ne de Allaha şükredebilme imkanı bulur. 

Onun için vefa ve minnet duygusu, kulluğun bir ayağı olan şükür için elzemdir.  

Zira kulluğumuzun bir ayağı şükür, diğer ayağı sabırdır.  

Öyleyse, şükredebilmek için dinamik bir vicdana sahip olmak gerekir. 

Hamd ile şükür arasındaki fark, şükretmenin hem sözlü hem de fiili olabilmesidir.

Hamdetmek ise sadece, dille yapılan sözlü bir minnet ifadesidir.  

Şükretmek, çoğu kez fiilidir. Mesela bilgi nimettir ve onun şükrü, o bilgiyle amel etmek ve yine bilgiyi tefekkür ederek üretmektir.  

Evlat ni'mettir ve onları en güzel şekilde yetiştirmek, o nimetin şükrüdür.  

Dost bir nimettir ve onun zor zamanlarında yanında olmak şükretmektir. Zira hiç bir ni'met piyangodan çıkmaz. Sevgi bir ni'mettir ve vefa, o ni'metin şükrünün edasıdır .  

İman ve salih amel yani kulluk dahi ontolojik anlamda şükrümüzdür. 

İngilizce teşekkür anlamına gelen "thank" ile düşünmek anlamına gelen "think" arasında fonetik ve etimolojik benzerlik vardır. Zira şükür, derinlemesine düşünmenin neticesinde ortaya çıkar. 

Düşüncesiz olan ve akletmeyen bir kimsenin müteşekkir olmasına imkan yoktur. 

Her kavramın içi boşaltıldığı gibi şükretmekte bağlamından koparılmıştır.. 

Kimi muktedirlerin dilinde bu kelime, kitleleleri uyuşturan afyona dönüşmüştür. 

Oysa ki, şükür bazen itiraz ve isyan demektir. 

Hakikat nimettir ve bu nimete şükür, batıla ve hurafeye isyan ile mümkün olur. 

Bilgi bir atiyye-i İLahidir ve bunun şükrü cehalet ile savaşarak olur. 

Sağlık bir ikramdır ve onun şükrü sıhhatli beslenerek ve vücuduna bakarak olur. 

Adalet bir nimettir ve bunun şükrü ancak zulme itiraz ve zalime isyan ile hayat bulur. 

Ne mutlu, şükredebilme ahlakını içselletirenlere! 

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 21 Kasım 2024
İmsak 05:53
Güneş 07:16
Öğle 12:30
İkindi 15:10
Akşam 17:33
Yatsı 18:51
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı