30.12.2022, 19:41 43

MİSYONERLERİN SURİYE’DEKİ YETİMLERLE NE İŞİ VAR? (V)

Yetimhanede Çocukların Günlük Yaşamları

Misyonerlerin yıkıcı faaliyetlerinde biri olan yetim çocuklar üzerindeki sinsi emel ve çalışmaları konusunda kaleme aldığımız yazı dizisini, bu yazımızla bitirmeye çalışacağız. Yapmak ve anlatmak istediğimiz önemli husus, Müslümanların kalp gözünün açık olması gerektiği ve bu yıkıcı emellere ve faaliyetlere engel olmaları yönünde dikkat çekmektir.

Yetimhanelerde çocuklar yaz aylarında sabah saat 5, kış aylarında ise saat 6’da kaldırılıyordu. Yataklar düzeltildikten sonra kahvaltı için yemekhaneye gidiyorlardı. Ancak bunun hemen öncesinde çocuklar ayakkabı ve giyim bakımından denetleniyordu. Kahvaltıdan önce ve sonra bütün çocuklar dua ediyordu. Öğle yemeğinde de yine öncesi ve sonrasında dua ediliyordu. O gün doğum günü olan veya derslerinde fevkalade başarı gösteren çocuklar, müdürün masasında oturmak suretiyle ödüllendiriliyordu. Yemekten sonra yine öğrenciler derse veya iş alanlarına dönüyordu. Dersi biten çocuklar saat 15’ten akşam yemeğine kadar avluda veya bahçede oyun oynayabilirdi. Büyük çocuklar ise saat 18’e kadar atölyelerde çalışmalara devam ederdi. Akşam yemeğinden önce açık havada –burası, dikkat çeken çok önemli bir noktadır- dinî şarkılar söylenirdi, evet ayniyle vakidir ki, burada dini şarkılar söylerlerdi. Her ne hikmetse orada, bir eğitim yuvasında irticanın hortladığına dair, hiç kimsenin içine bir şüphe düşmez ve böyle bir düşünce de aklın gelmezdi. Yemekten sonra ise okul çocukları ödevlerini yapardı. Yatmadan önce yine bir saatlik İncil dersleri vardı ve kimse buna itiraz etmezdi. Düşünsenize bizde çocuk esirgeme kurumlarında böyle bir uygulama yapılsa yer yerinden oynar… Küçük çocuklar saat 21’de yatakhanelere giderken din adamı veya öğretmen olacaklar J. L. Schnellerin gözetiminde 2 saat (misyon saati) ders yaparlardı.

Hafta içi derslerin olmadığı öğleden sonraları ile cumartesi günleri bahçe temizliği yapılırken, gerekirse domuz ahırının bakımını yapmak da büyük öğrencilerin görevleri arasındaydı. Pazar sabahı ayin günüydü. Bu ayine kızlar ve erkekler birlikte katılıyordu. Öğleden sonra ise erkekler yine çiftlik veya bahçe işleriyle ilgilenirken kızlar el işleriyle meşgul oluyorlardı. Hem baba (Johann Ludwig) hem de oğul (Theodor) Schneller yetimhanenin ev babasıydı (Hausvater) ve ev babası olarak haftada iki akşam yetimhaneden ayrılan çocukların da katılımıyla bir toplantı yapılırdı. Bu toplantıda misyon haberlerinden ve misyoner mektuplarından bilgiler aktarılır, Hristiyanlık öğretileriyle ilgili kitaplar okunurdu.

Sonuç:

Misyonerlerin yaptıkları bu uygulamalar, 1800’lü yıllarda olan biten olaylar mı sanılmaktadır? Şayet o zamanlar olmuş ve bitmiş olaylar olarak sanılıyorsa ve öyle değerlendiriliyorsa, bunun büyük bir yanılgı olduğunu ifade etmemiz gerekir. Olay ve olgular objektif bir gözle tahlil edilip takip edildiğinde, bu uygulamaların hâlâ son hızla devam etmekte olduğu görülecektir… Mesela 2. Dünya Savaşı’ndan beri faaliyet gösteren Save the Children, Suriyeli mültecilerin yaşadığı bütün ülkelerde eğitim desteği adı altında faaliyetlerini sürdürmektedir. IRC (ABD), NRC (Norveç) DRC (Danimarka) CARITAS (İtalya) Vatikan Kiliseler Birliği (İtalya), GOAL (İrlanda) vb. kuruluşlar mültecilerin yoğun yaşadığı yerlerde finansal olarak desteklemektedir. Filistin’de ise Avusturya merkezli SOS kurumunun Refah’ta bir yetim köyü bulunmaktadır.

Christian Alliance for Orphan/CAFO yani Yetimler için Hristiyan İttifakı adı altındaki bir diğer misyoner kuruluş ise 180’den fazla Hristiyan Kurumu kiliseler ortaklığında birleştiren bir çatı kuruluşudur. CAFO, 2004 yılında farklı disiplinlerden misyoner Hristiyanların bir araya gelmesi ile oluşturulmuştur

SOS Children yani Çocuk Köyleri “Her çocuk için sevgi dolu bir yuva” sloganıyla hareket eden SOS Children, 1949 yılında 2. Dünya Savaşı’nda yetim kalan çocuklar için Avusturya’da bir yetim köyü inşasıyla başlayıp 1970’lerden itibaren dünyaya açılarak 500’den fazla çocuk köyü yapmıştır. Bugün çeşitli programlarla 1,2 milyon çocuğa ve yetişkine hizmet vermektedir.

Kendisini “her çocuğun sevgi dolu kalıcı bir aile ile Kutsal Babasını bilerek büyümesi için global (dünya çapında) bir hareket” olarak tanımlayan World Without Orphans/WWO yani Yetimsiz bir Dünya Kuruluşu vardır ve WWO, “Tanrı bizi evlat edindi. O babasızların Babası’dır.” Sloganıyla yetim çocukların evlat edinilmesi projesine öncülük etmektedir.

World Vision yani Dünya Vizyonu adıyla 1950 yılında kurulan Hristiyan evanjelik yardım kuruluşu olan World Vision, insani yardım, kalkınma ve insan hakları savunuculuğu gibi programlar üstlenerek çalışmalarını Hristiyanlık inancı üzerine bina etmektedir.100 kadar ülkede yardım faaliyetleri yürütürken Misyon olarak Yuhanna İncil’inde geçen “Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim” ayetini benimsemekte, İsa Mesih’in izinden gitmektedir. Yine misyoner kimlikli Hristiyan yardım derneği olan Compassion yani Merhamet ise 1952 yılında kurulmuştur. 657 milyon dolar bütçesi olan Compassion, 158.000 çocuk ve anneye İsa Mesih’in mesajını ulaştırdığını ifade etmektedir.

1993 yılında yetimlerin bakımı için Amerikalı evanjelik Hristiyan bir grup tarafından kurulan World Orphans: Dünya Yetimleri isimli kuruluş dünya çapında toplam 26 ülkede faaliyet göstermekte 1,8 milyon çocuğa sponsor olduğu belirtilmektedir.

Bitti mi? Hayır, daha bitmedi, bitmeyecek de; çünkü bunlar dinlerine ve davalarına o kadar bağlılar ki, bunun uğruna her şeyi göze almaktalar. Yardıma muhtaç toplumlarda en zayıf grubu oluşturan çocukları yardım kisvesi altında, küçük yaşlarda misyoner kurumlarına alarak endoktrine ederek yani beyni yıkanarak, büyütülmekte, iş sahibi edilmekte ve büyüdüklerinde de kendi toplumlarına gönderilerek misyonerlik çalışmalarının devamı sağlanmaktadırlar.

İHH, Tarihi Süreç İçerisinde Misyonerlik ve Misyonerlerin Yetim Faaliyetleri isimli kitabında bu konuda şöyle der: “Toplumları tasarımlamak için “tohum ekmek” olarak değerlendiren bu yöntem, misyonerler tarafından yüzyıllardır kullanan bir metottur.”

Hâlâ uyumaya devam mı edeceğiz yoksa yetimlerimize Suriye’de yaptığımız gibi sahip çıkıp, Alperenler yetiştirip, medeniyet kodlarımıza geri mi döneceğiz?

Kaynaklar:

Muttalip Şimşek, Alman Misyonerliğinin Yakın Doğu’daki En Büyük Müessesesi: Suriye Yetimhanesi (1860-1917), Ankara: Belleten, 2018. LXXXII. cilt, sayı: 293, s. 326-355.

Tarihi Süreç İçerisinde Misyonerlik ve Misyonerlerin Yetim Faaliyetleri, Hazırlayan: Sevgi Altundal Hajdari, Yayına hazırlayan: İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, Ramazan 2016.

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 21 Kasım 2024
İmsak 05:53
Güneş 07:16
Öğle 12:30
İkindi 15:10
Akşam 17:33
Yatsı 18:51
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı