31.01.2020, 00:01
63
'YÜZYILIN YAĞMASI ve UTANCI !'
ABD başkanı Trump'ın adına 'yüzyılın anlaşması' dediği sözde barış planı yüzyılın yağmasıdır..
Siyonist israil'in işgalini daha önceden meşrulaştıran Trump anlaşma olarak duyurduğu bu zırvayı:
“Herkesin bildiği gibi 'İsrail için çok şey yaptım.' ABD büyükelçiğini Kudüs’e taşıdık ve Golan Tepeleri’nde İsrail egemenliğini tanıdım. Filistin topraklarında, Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu bir Filistin’in olmasını istiyoruz." diyerek duyurdu.
Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin İsrail toprağı olarak kabul edilmesini ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kalmasını öngördüğü bu plâna alışık olduğumuz tepki ve refleksler ise hiç gecikmedi.
Türkiye Dışişlerinden yapılan açıklamada:
"ABD’nin sözde barış planı ölü doğmuştur. Bu plan, iki devletli çözümü öldürmeyi ve Filistin topraklarını gasbetmeyi hedefleyen bir ilhak planıdır. Filistin halkı ve toprakları parayla satın alınamaz.
Kudüs kırmızı çizgimizdir. İsrail’in işgal ve zulmünü meşrulaştırmaya yönelik adımlara izin vermeyeceğiz. Kardeş Filistin halkının daima yanında olacağız. Filistin topraklarında bağımsız Filistin için çalışmaya devam edeceğiz. Filistin’in kabul etmeyeceği hiçbir planı desteklemeyeceğiz. İşgal politikalarına son vermeden Ortadoğu’ya barış gelemez." denildi.
İlk bakışta tepkili gözüken bu açıklama daha dikkatli bakıldığında tepkili değil, temkinli olduğu daha iyi anlaşılıyor. İki devletli çözümü zaten Trump da öngörüyor ve Doğu Kudüs'ü Türkiye gibi Filistin'in başkenti olarak kabul ediyor. Zaten İsrail'i tanımakla işgali ve zulmü meşrulaştırmış olan bu anlayış, Filistin topraklarında Filistin'in bağımsızlığı için çalışmaya edeceğini söylüyor. 'Neresi o topraklar?' diye sorsanız size siyonistlerin çizdiği sınırları gösterecek. Onun için bu açıklama Filistin'in işgal ve ilgasının teyidi için yapılmış tepkilerden dolayı da çelişkilerle dolu bir şekilde bırakılarak kayıtlarda yerini almıştır.
Paralel evrende ise eylemler, kınamalar en şiddetli şekilde kendini gösterdi.
Çözüm ABD ve İsrail'i kınamaksa evet kabul ediyorum bunu çok iyi yapıyoruz..
Ama soruyorum sizlere :
Bu kadar yıl Filistin için yapılan eylemler; siyonist israilin işgallerini, evlerinden/yurtlarından edilen Filistinlilerin sayısını artırdı mı eksiltti mi ?
-Arttı..
Hangi eylem özgürlükleri büyüttü veya işgalleri azalttı ?
-Hiçbiri..
Hepimiz farkındayız değil mi?
Müslümanların sözlerinin/eylemlerinin hiçbir inandırıcılığı hiçbir caydırıcılığı yoktur !
Hatta ABD ve İsrail en çok müslümanlardan emindir. Çünkü Müslümanlar var olduğu sürece onlar daima güvendedir. Arada bir tatsızlık çıkarsalar da olsun, onların gazları alınır ve öfkesi sönümlendirilir..
Filistin davası nice kürsü kahramanlarına nice sosyal medya cihadına şahitlik etti. Bence artık bu kadar kafî..
Hiçbir müslüman ülke bu coğrafyada samimiyetle, 'ama'sız ve çıkarsız ne emperyalist ABD'nin varlığını sorguladı nede siyonist israilin güvenliğini tehdit etti. Hiçbiri Filistin'i onlardan daha fazla sahiplenmedi. Hiçbiri Filistin'i barış ve esenlik yurdu yapmak istemedi. Sadece rantını yedi..
Zaten kendi ülkesinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini veremeyen,
kendi ülkesindeki işgalleri ve kavgaları durduramayan,
kendi ülkesinde huzurun ve barışın kavgasını, hak ve adaletin mücadelesini veremeyen toplumlar "Filistin davasının mücadelesini nasıl verecek ?"
Bu sebeple daima :
İlk söz,
ilk kınama,
ilk eylem,
ilk boykot ve sıkılan ilk yumruk ve atılan ilk slogan önce Ankara'ya olmalıdır..
Biz Filistin'in özgürlüğünün ne BM kürsülerinde atılan hamasi nutuklarla nede Davos zirvelerinde yapılan siyasî peşrevlerle sağlanacağına inanıyoruz !
Biz iktidarın Filistin'e olan yakınlığını hamasi nutuklarla değil, siyonist İsrail ve Emperyalist ABD'ye olan uzaklığıyla, onlarla yaptığı anlaşmalarla, giriştiği işgaller ve ortak olduğu çıkarlarla ölçüyoruz !
Biz Filistin'in özgürlüğünü aldatılan yığınların Mescid-i Aksa'ya turist olarak girebilme hislerinde değil, Selahaddin Eyyubî'nin fetih şuurunda arıyoruz..
Biz Filistin'in toprak bütünlüğünü yeryüzünün toprak bütünlüğü ve Filistin'in özgürlüğünü insanlığın özgürlüğü olarak görüyoruz..
Biz özgürleşmeden, Filistin özgürlüğüne kavuşmayacaktır!
Biz huzuru ve barışı sağlamadan, Filistin'e huzur ve barış gelmeyecektir!
Biz zilletten ve zulümden kurtulmadan İzzet ve Adalet gelmeyecektir..!
Biz bunlar gerçekleşene kadar kahrolmadan ne israil ne ABD nede işbirlikçiler kahrolmayacaktır..
Biz evet biz olmadan bu düzen değişmeyecektir !
Vesselam...
Siyonist israil'in işgalini daha önceden meşrulaştıran Trump anlaşma olarak duyurduğu bu zırvayı:
“Herkesin bildiği gibi 'İsrail için çok şey yaptım.' ABD büyükelçiğini Kudüs’e taşıdık ve Golan Tepeleri’nde İsrail egemenliğini tanıdım. Filistin topraklarında, Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu bir Filistin’in olmasını istiyoruz." diyerek duyurdu.
Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin İsrail toprağı olarak kabul edilmesini ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kalmasını öngördüğü bu plâna alışık olduğumuz tepki ve refleksler ise hiç gecikmedi.
Türkiye Dışişlerinden yapılan açıklamada:
"ABD’nin sözde barış planı ölü doğmuştur. Bu plan, iki devletli çözümü öldürmeyi ve Filistin topraklarını gasbetmeyi hedefleyen bir ilhak planıdır. Filistin halkı ve toprakları parayla satın alınamaz.
Kudüs kırmızı çizgimizdir. İsrail’in işgal ve zulmünü meşrulaştırmaya yönelik adımlara izin vermeyeceğiz. Kardeş Filistin halkının daima yanında olacağız. Filistin topraklarında bağımsız Filistin için çalışmaya devam edeceğiz. Filistin’in kabul etmeyeceği hiçbir planı desteklemeyeceğiz. İşgal politikalarına son vermeden Ortadoğu’ya barış gelemez." denildi.
İlk bakışta tepkili gözüken bu açıklama daha dikkatli bakıldığında tepkili değil, temkinli olduğu daha iyi anlaşılıyor. İki devletli çözümü zaten Trump da öngörüyor ve Doğu Kudüs'ü Türkiye gibi Filistin'in başkenti olarak kabul ediyor. Zaten İsrail'i tanımakla işgali ve zulmü meşrulaştırmış olan bu anlayış, Filistin topraklarında Filistin'in bağımsızlığı için çalışmaya edeceğini söylüyor. 'Neresi o topraklar?' diye sorsanız size siyonistlerin çizdiği sınırları gösterecek. Onun için bu açıklama Filistin'in işgal ve ilgasının teyidi için yapılmış tepkilerden dolayı da çelişkilerle dolu bir şekilde bırakılarak kayıtlarda yerini almıştır.
Paralel evrende ise eylemler, kınamalar en şiddetli şekilde kendini gösterdi.
Çözüm ABD ve İsrail'i kınamaksa evet kabul ediyorum bunu çok iyi yapıyoruz..
Ama soruyorum sizlere :
Bu kadar yıl Filistin için yapılan eylemler; siyonist israilin işgallerini, evlerinden/yurtlarından edilen Filistinlilerin sayısını artırdı mı eksiltti mi ?
-Arttı..
Hangi eylem özgürlükleri büyüttü veya işgalleri azalttı ?
-Hiçbiri..
Hepimiz farkındayız değil mi?
Müslümanların sözlerinin/eylemlerinin hiçbir inandırıcılığı hiçbir caydırıcılığı yoktur !
Hatta ABD ve İsrail en çok müslümanlardan emindir. Çünkü Müslümanlar var olduğu sürece onlar daima güvendedir. Arada bir tatsızlık çıkarsalar da olsun, onların gazları alınır ve öfkesi sönümlendirilir..
Filistin davası nice kürsü kahramanlarına nice sosyal medya cihadına şahitlik etti. Bence artık bu kadar kafî..
Hiçbir müslüman ülke bu coğrafyada samimiyetle, 'ama'sız ve çıkarsız ne emperyalist ABD'nin varlığını sorguladı nede siyonist israilin güvenliğini tehdit etti. Hiçbiri Filistin'i onlardan daha fazla sahiplenmedi. Hiçbiri Filistin'i barış ve esenlik yurdu yapmak istemedi. Sadece rantını yedi..
Zaten kendi ülkesinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini veremeyen,
kendi ülkesindeki işgalleri ve kavgaları durduramayan,
kendi ülkesinde huzurun ve barışın kavgasını, hak ve adaletin mücadelesini veremeyen toplumlar "Filistin davasının mücadelesini nasıl verecek ?"
Bu sebeple daima :
İlk söz,
ilk kınama,
ilk eylem,
ilk boykot ve sıkılan ilk yumruk ve atılan ilk slogan önce Ankara'ya olmalıdır..
Biz Filistin'in özgürlüğünün ne BM kürsülerinde atılan hamasi nutuklarla nede Davos zirvelerinde yapılan siyasî peşrevlerle sağlanacağına inanıyoruz !
Biz iktidarın Filistin'e olan yakınlığını hamasi nutuklarla değil, siyonist İsrail ve Emperyalist ABD'ye olan uzaklığıyla, onlarla yaptığı anlaşmalarla, giriştiği işgaller ve ortak olduğu çıkarlarla ölçüyoruz !
Biz Filistin'in özgürlüğünü aldatılan yığınların Mescid-i Aksa'ya turist olarak girebilme hislerinde değil, Selahaddin Eyyubî'nin fetih şuurunda arıyoruz..
Biz Filistin'in toprak bütünlüğünü yeryüzünün toprak bütünlüğü ve Filistin'in özgürlüğünü insanlığın özgürlüğü olarak görüyoruz..
Biz özgürleşmeden, Filistin özgürlüğüne kavuşmayacaktır!
Biz huzuru ve barışı sağlamadan, Filistin'e huzur ve barış gelmeyecektir!
Biz zilletten ve zulümden kurtulmadan İzzet ve Adalet gelmeyecektir..!
Biz bunlar gerçekleşene kadar kahrolmadan ne israil ne ABD nede işbirlikçiler kahrolmayacaktır..
Biz evet biz olmadan bu düzen değişmeyecektir !
Vesselam...
18
açık
Namaz Vakti
21 Kasım 2024
İmsak | 05:53 | ||
Güneş | 07:16 | ||
Öğle | 12:30 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:33 | ||
Yatsı | 18:51 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|